25.Bölüm|Sonsuzluk

3.9K 275 134
                                    

Ve final bölümüyle karşınızdayım... Keyifli okumalar~

Hyerin

"Yuna ile tanışmak ister misin?" Yanaklarımı okşayan parmakları usulca hareket ederken göz kapaklarımın ağırlaştığını hissediyordum.

Sadece başımı sallamakla yetindim. Göz kapaklarım daha fazla dayanamamış ve kapanmışken başımı eline biraz daha yasladım.

"Rin-ah... Jimin... O nasıl?"
"İyi olacaktır. Sadece etrafına bakınması gerekiyor." Kapanmış gözlerimi açtığımda düşünceli bakışlarıyla karşılaştım ve sözlerime yenilerini ekleyerek devam ettim. "Benim gibi."
~~~
Düşük omuzları ve suratındaki ifade her şeyi açıkça ortaya koyarken birisinin Jimin'e ne olduğunu sormasına ihtiyacı yoktu.
Yıllardır içinde tuttuğu hisleri artık fazla gelmiş ve sonunda da onu yok etmeye başlamıştı.
Ağır hareketlerle ileri geri sallanan salıncak birkaç sene önce olduğu gibi yine onu teselli edemiyordu.

"Jimin?" Duyduğu tanıdık sesle birlikte yere diktiği gözleri karşısındaki bedeni buldu.

"SeoYeon... Burada..." sustu ve sesinin yerine gelmesini bekledikten bir süre sonra konuşmasına devam etti.

"Burada ne işin var." Genç kız dudaklarına yerleştirmeye çalıştığı acı bir tebessümle yanı başındaki boş salıncağa yerleşti ve 'Aynı o günkü gibi..' diye düşünmeden edemedi.

"Buralara yakın oturuyorum."
"Haklısın... Aklımdan çıkmış." SeoYeon derin bir nefes alıp önüne döndü ve aynı yanındaki beden gibi ayaklarıyla ileri geri sallanmaya başladı.

"Hiç aklında olmadım ki." Sesi acı dolu bir fısıltıyla havaya karışırken Jimin'in onu yine duymadığına emindi ama ilk defa yanılmıştı.

Jimin'in bakışları hüzünle kaplıyken yanındaki kızı ilk defa görüyor gibiydi. Sahi ona daha önce hiç dikkat etmiş miydi ki?

"Seni çok kırdım değil mi?"
"Sorun değil." Derken bile sesi acıyla çığlık atıyordu ama bunu belli etmemek için çabaladı.
"Sevgi fedakarlık gerektirir Jimin." Sustu ve yanındaki, verdiği onca acıya rağmen hala kalbini hızlandıran çocuğa baktı.

"SeoYeon..." Bir şeylere baştan, bu defa özgür bir şekilde başlaması gerektiğini biliyordu ve bu başlangıç kendisi için çabalayan bu kız için olmalıydı.

"Biz baştan başlayabilir miyiz? Sanki ilk kez karşılaşıyormuşuz gibi, sanki kalbini hiç kırmamışım gibi..."
"Sanki sana hiç aşık olmamışım gibi..." diye tamamladı genç kız.

"Sanki bana hiç aşık olmamışsın gibi..." Jimin sözleri tekrar ederken duraksadı ve gülümseyerek ayağa kalktı.

"Bana gerçek seni gösterip, aşkı öğretir misin?" Bakışları tam olarak kızın parıldayan gözlerinin içine bakıyordu.

"İzin ver bu defa çabalayan, aşık olan taraf ben olayım."
~~~
Taehyung'un parmakları sıkıca kavradığı elimi biraz daha sıkarken bu hareketinin benden güç almak istemesi olduğunu biliyordum.

"Yuna güzelim beni özledin mi?" Biraz duraksamasının ardından cevap gelmeyeceğini bilmesine rağmen gülümseyerek devam etti.

"Seni bu aralar fazla ihmal ettim biliyorum ama bak bunu telafi etmek için sana kimi getirdim." Gülümsemesine rağmen yüzünde buruk bir tebessüm vardı.

"Hyerin benim her şeyim..." Sesindeki değişim onu ele verirken sustu. Sözlerinin yoğunluğu o kadar fazlaydı ki devam edemedi.
Boştaki elimi de ellerimizin üzerine yerleştirerek onu rahatlatmasını umduğum yumuşak hareketlerle okşamaya başladım.

MOIRA メ Taehyung ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin