PARK FAMİLY AND BYUN BAEKHYUN

Kai

Kelebek kız özledi...

Karanlık... Bazen güzel olsa bile bir o kadar da korkunç. Daha çok siyah ile ifade edilir. Grisi olmaz mı?

Dışarıdan karanlık içeriden aydınlık. Bu seni gri yapmaz mı?

~'~'~'~'~'~'~'~'~'~'~'~

Gözlerimi araladığımda bana bakan Kai ile karşılaşmayı beklemiyordum. Gerçekten de karşımda mıydı? Uyku sersemiyle doğruldum ve gözlerimi ovuşturdum. Gerçekten burada ve bana gülerek bakıyordu.

"Ka-Kai..."

"Efendim Baek."

"Bu-Buradasın.

"Evet, buradayım." Dedi hâlâ gülerken.

Kollarımı kaldırıp boynuna sardım. O da bana karşılık olarak sarılmıştı. Özlemiştim...

2 yıl yaşadığım o lanet odada yanımda olan tek kişiydi. Ona çok şey borçluydum.

"Gitme bir daha Kai."

"Özür dilerim Baekhyun. Özür dilerim. Affet beni. Seni bırakıp Amerika'ya gittiğim için üzgünüm."

Ondan ayrılıp yüzüne bakmaya başladım.

"Üzgün olma. Sen gittikten sonra Junmyeon hyung kurtardı beni. Senin sayende yine Kai."

Başını olumlu anlamda salladı ve kafasını eğdi.

"Zor oldu ama buldum onu ve ona bulduğum gibi her şeyi anlattım. Gitmek zorunda kaldım.
Özür dilerim. "

Sözlerine devam ederek; "Geri döndüğümde seni aradım ama yine seni ve Junmyeon'u bulamadım. İşe yaramaz biriyim.

Bana bakmasını sağlamak için eğdiği başını yukarı kaldırdım.

"Tamam, özürünü kabul ettim. Bir de hiç de işe yaramaz biri değilsin. Benim her an yanımdaydın, Junmyeon Hyungu buldun. Daha ne yapasın?"

"Junmyeon gibi yanında durabilirdim ama yanında değildim."

"Sorun yok,tamam. Şuan da bana yardım edebilirsin."

Kaşlarını çatıp bana bakmaya başladı.

"Ne kadar hayalimdeki oda da olsam burada, Chanyeol ile, kalmak istemiyorum Kai."

Kafasını salladıp oturduğu yerden kalktı.

"Haydi kalk, aşağıya inelim. "

"Peki."

Ayaklarımı yataktan sarkıtmıştım ki aklıma dolanlarla saç diplerim sızlamıştı.

"Kai... Chanyeol burada mı?"

"Evet ve biliyorum olayları Baekhyun. Ben varım artık. Korkma gerek yok. Bana güven "

"Sana güveniyorum zaten aptal." Deyip gülümsemiştim.

"Haydi,bak ben iniyorum ha." Dedi ve kapıya doğru gidip bana döndü gülümseyerek.

"Geliyorum."

Yanına doğru hızlıca gittim.

Aşağı merdivenlerden inerken konuşmaları anımsadım. Dinlememiştim ama duymuştum haliyle.

Chanyeol anladığım kadarıyla silah ticareti yapıyordu ve aksaklıklar çıkmış bu yüzden tehtid ediliyordu. Bu Sehun'nun neden belinde silah taşıdığını da açıkça anlamdırıyordu.

"Günaydınlar efenim diyecem ama saat akşam 9 Baekhyun." Diyen Sehunla durdum.

Jongdae... Kyungsoo ve Luhan hyung... Ne kadar çok beni merak etmiştir şimdi.