Hayaller Ülkesi

2.1K 137 52
                                    

Şaşırmak;bir işe nasıl başlayacağını, başladığı işi nasıl sürdüreceğini ve nasıl sonuçlandıracağını bilemeyecek duruma gelmek, işin içinden çıkamamak demekmiş ve ben yeterince şaşırmıştım şu bir günde.

~'~'~'~'~'~'~'~'~'~'~

Ukala ve pişmiş kelle? İkisininde burada ne işi vardı?

Bir dakika bir dakika!

Sehun Chanyeol'un çalışanıydı yani bu durumda ukala beyde mi gerizekalı Park ailesinin çalışanı mıydı?

Ben şaşkın şaşkın bakarken; "Merhaba Baekhyun. Sanırım biraz konuşmamız gerek ha? Çünkü o aptal kepçe bana bir şey anlatmadı. Cidden o kepçe ile ne alakan var?"

Ben hâlâ boş boş bakıyordum. Sehun bana yaklaşmış önümde elini sallıyordu.

"Heyyy, dünyadan Baekhyun'a dünyadan Baekhyun'a ben dünyalı Sehun. Beni duyuyor musun dünyalı Baekhyun?"

Sehun'nun saçmalıklarıyla kendime gelmiş, bana yaklaşan yüzüne bir tane vurmuştum.

"Çok boş konuşuyorsun pişmiş kelle, sırf kelime israfısın. Benim bünyem senin gibi boşları kaldıramaz. Hele şuan ki durumdayken hiç hiç." Dedim burnumu çekerek.

"Ya adım Sehun,Sehun! Se-hun!"

Bu dediğine sadece göz devirmiştim.

"Hey Baekhyun, gelenler kim?" Diyen Luhan hyunga dönmüştüm.

O da kapıya bakıyordu.

"Aaa Sehun, senin ne işin var burada?"

Bunlar nereden tanışıyor ya?

"Baekhyunla konuşmaya gelmiştim. Asıl senin burada ne işin var?"

Bu çocuk cidden aptalın da önde gideniydi.

"Aynı kafede çalışıyoruz ya hani bence evime gelmesi çok normal. Hem bir dakika. Sen benim evimi nereden öğrendin?" Diye soruvermiştim.

"Ben buldum." Diyerek elini havaya kaldırmıştı adını öğrenemediğim ukala.

Bir kaşım havaya kalkmıştı. O kim oluyordu da beni araştırıyor ve evimi buluyordu?

Ona sert bakışlarım eşliğinde "Sen?" Dedim soraraktan.

"Azıcık hacker olabilirim." Demişti.

Sonra iki elini havaya kaldırıp sallayan pişmiş kelle ile sert bakışlarım ona dönmüştü.

"Durun durun! Senin misafirperverliğin bu mu Baekhyun? Kaç saatlik dostluğumuz var ayıp ayıp. Bizi içeri almayacak mısın?"

Dudağımın kenarı kıvrılmıştı bu sözlerine.

"Ah, doğru geçin içeri."demişti Luhan hyung kendi eviymiş gibi.

Sorun etmemiştim. Hep beraber içeri geçerken hâlâ arkadan bay ukalaya bakıyordum. Eminim bakışlarımla delmiştim o büyük cüssesini.

"Merhaba millet ben Sehun. Namı değer 'pişmiş kelle'(!).Bu yanımdaki de Kris." Diyen Sehunla gözlerimi devirmiştim.

Bay ukalanın da ismini öğrenmiş oldum aynı zamanda.

Olduğum yerde hâlâ dururken; "Merhaba ben de Jongdae. Af buyurun ama Baekhyun'u nereden tanıyorsunuz?"

Her şey birbirine karışmıştı. Sehun ve Kris'in de gelmesi tuzu biberi olmuştu.

Ben bunları yaşamak istemiyordum ki. Uzun zamandır sessiz sakin yaşıyordum.

Park ailesinden kaçmış, önceden biriktirdiğim paralarla ancak okul masraflarımı karşılamıştım. Suho hyung bana ne kadar da yardım etmek istese de yaptıkları yeterliydi zaten.

PARK FAMİLY AND BYUN BAEKHYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin