PARK FAMİLY AND BYUN BAEKHYUN

SUNSHİNE Geri Döndü

Derler ki Zeus insan oğlunu sevmezmiş.

Bundan dolayı oğlunu çağırıp kil ve suyu karıştırmak suretiyle bir kadın yaratmasını istemiş. Nedeni ise insanları yatan Prometheus'un insanoğluna ateşi vermiş ve insan aklı ve ateşin onları şımarttığını ve tanrılara karşı çıktığını gören Zeus daha da sinirlenmiş.

O zamanlara kadar yalnız erkeklerden oluşan insanlara başına bela açacak bir kadın yaratmış işte.

Tanrı ve Tanrıçalar ona hediyeler vermiş.

Ateş tanrısı Hephaestusun nefesiyle can bulmuş.

Apfrodite'den yoğun duygu kabiliyetine erişmiş.

Hermesten diller üzerinde ustalık edinmiş.

Athena zanaatkarkık ve detaya titizliği hediye etmiş.

Hermes ise ona adını vermiş daha sonra.

En son olarak Zeus ona iki hediye vermiş. Biri merak duygusu ve diğeri de ölümlü gözlere uygun olmayan ağır mı ağır, süslü bir şekilde oyulmuş ve sıkıca kapatılmış bir kutuymuş.

Zeus'un ona verdiği merak duygusuyla yeni yeni şeyler öğrenmek isteyen Pandora çok sabırsız birine dönüşmüş. Yanındaki kutu ile içi içini yiyormuş zaten. Ölümlü gözlerle görülmeyecek ne olabilir diye düşünüp duruyormuş. En sonunda dayanamış ve kutuyu hafifçe açıp içine bakmaya dursun hafifçe açtığı kutu tamamen açılmış.

Canavarımsı yaratıklar ve korkunç sesler aniden etrafını sarıvermiş, bağırış çağırışlarla.

Kutunun içinden hastalık,keder, ıstırap,yalan,riya,şehvet,özetle insanları rahatsız edecek ve felakete götürecek bütün kötülükler çıkmaya başlamış.

Bunlar havaya karışmış ve yayılmıştı tek biri hariç. En kötüsü olan UMUT...

Bütün kötülükler arasında insanları yaşatacak yegâne kötülük olan umut dışarı çıkamamış kutunun içinde kalmıştı...

Yine içine dolan bir merakla baktı kutuya ve o sayede umut da çıkmıştı dışarı işte.

Umut en son kötülüktür. Çünkü işkenceyi uzatır...

Ve ben o kötüye inanmaya başlamıştım. Her zaman umut vardır.  Diyerek...

(Pandora hakkında daha birçok efsane var ama ben birini yazdım. İtalik yazılar bana ait değildir.)

~'~'~'~'~'~'~'~'~'~'~'~'~

Depodan çıkmış arabama binmiştim.

İki el silah sesinden sonra ise Kyungsoo hyung ve Sehun çıkmış yanına gelmişlerdi.

Sehun bana şaşkın gözleri ile bakıyordu.

"İstediğin oldu mu Sehun?"

Kafasını sağa sola salladı.

"Yaraladın onu Baekhyun. Zaten yaralıydı o. "

Kaşlarım çatıldı.

"Ne demek yaralıydı?"

"İki şekilde de yaraladın. Babasını öldürdün. Onun hemen yanında. Belki bunu çabuk atlatır ama sanmıyorum. Bir diğeri fiziksel olarak yaraladın ki o zaten duygusal ve kalpten yaralıydı 5 yıl önceden."

Kyungsoo hyung da ciddi bir şekilde Sehun'a dönerek;
"Ne demek istiyorsun Sehun?"

"Ben sanırım anladım. Onun bana karşı her zaman hisleri oldu değil mi?"