Saatler sonra derin bir ohh çekerek baktı ışıl ışıl olmuş büyük mutfağa. Temizlik yaptığı sırada aklından geçirdiği tüm yemekleri sofraya dökebilmişti.
Kusursuz şekilde hazır olan sofraya bakıp, kapıdan dışarı çıktı ve ''Ali bey sofra hazır gelin lütfen'' diye seslendi. Ali hızlı adımlar ile kıza doğru geldi, yüzüne bakarak '' abi'' dedi kız kaşlarını çatarak anlamadığını belli eden bakışlarını Ali'ye doğrulttuğunda ''Ali abi diyeceksin'' dedi.
Zümrüt '' ama olmaz ki nasıl olur? '' dediğinde adam ;'' olur olur çok güzel olur'' dedi ve arkasını dönerek adamlara doğru ıslık çaldı '' hadi gelinde zıkkımlanalım'' dedi. Mutfağa Ali'den sonra gelen Soner oldu.'' off be nihayet midemiz bayram edecek. Umarım tadı da görüntüleri kadar vardır? Deyiverdi.
Adamlar teker teker içeri girmiş masadaki yerini aldığında yaşça diğerlerinden daha büyük olduğu belli olan Erkan '' bize temizlik yaptırdın ama bu sofra ile de kendini affettirdin pamuk prenses'' dedi ve kıza bakarak samimi bir tebessümle '' biz yedi cüceler sen de 7 cücelerin evine gelen pamuk prenses oldun'' dediği esnada masadakilerin kahkahaları evin tüm odalarına yayılmıştı. Duydukları karşısında mahcup olan Zümrüt yanaklarının kızardığını hissederek '' Erkan bey özür dilerim ama bu kadar kısa sürede tek başıma yapamazdım. Çok kötü durumdaydı. Bir daha olmaz emin olabilirsiniz''
Erkan ; '' bak pamuk kız bu evdeki herkes senin abin bize bey, efendim gibi hitaplarda bulunma bize abi diye hitap etmen daha memnun eder, ayrıca ne zaman yardıma ihtiyacın olursa söyle bizim görevlerimizden biri de sana yardım etmek.'' dedi babacan bir tavırla.
Soner ağzındaki lokmayı henüz yutmadan '' inanamıyorum! her şey harika bu yemekleri senin yaptığını gözetlemesem inanmazdım valla '' diye söylendi. Ali '' ağzında yemek varken konuşma lan yavşak herif! Birde utanmadan söylüyor gözetledim diye. Hayırdır lan röntgenciliğe mi başladın ?'' dediğinde Zümrüt bir anda istemsizce kıkırdadı. Soner bir anda ağzı açık Ali'ye baka kaldı ve sağ eli ile ağzına bir fermuar çekiyormuş gibi yaparak ellerini kaldırıp bir şey söylemiyorum der gibi baktı. Geçen zamanda neredeyse masadakilerin tamamı yemeklerini bitirmek üzereydiler. Karnı doysa da gözü doymayan Soner'' o tencerelerde ne var?'' diye göbeğini sıvazlarken ,merakla sorduğu soruya karşılık genç kız '' o yemekler Hazer bey'in'' dedi. Aliye bakarak devam etti konuşmaya '' Ali abi Hazer beyin yemekleri hazır ben onun için nereye servis hazırlamalıyım. Çağırmam da doğru olmaz yasakladı ya ?'' diyerek cevap bekledi.
Ali ağzındaki lokmayı yutup su içtikten sonra peçete ile ağzını sildi ve ayağa kalkarak '' sen salondaki yemek masasına hazırlığını yap ben onu çağırırım. '' dedi ve masadaki adamlara dönerek sizde çabuk yemeğinizi bitirin diğerleri gelecek'' demiş ve mutfaktan yukarı kata doğru yola çıkmıştı.
Zümrüt sabahleyin geçen konuşmaları hatırlamış; Hazer bey' in saatlerdir odasından çıkmadığını düşünmüştü. Şimdi de karşılaşmak istemiyordu. Hemen masayı hazırlamış ve mutfaktaki diğer gelenlere yemeklerini ikram etmişti. Eve girip çıkan adamların tamamında silah bulunduğunu gördü. Neredeyse bir ordu silahlı adam ile aynı evde bulunması onu bir anda ürküttü. Neden bu kadar adam ne den bu kadar silah? Anlayamadı. Sonra aklına Sergen'in yaptıkları geldiğinde bu evde en azından güvende olduğunu hissetti . Sadece Hazer beyin tavırları ... Ne yapacağını kestiremediği gibi, Bir çözüm de bulamıyordu. Bu evde, bu işi yapmak zorundaydı.
Ali , yukarı kattaki odanın kapısını çaldığında ses gelmediğini anladığında kapıyı açıp içeri girdi. İçeride camın önündeki koltuklardan birinde oturmuş ayaklarını önündeki sehpaya uzatarak elindeki eski albüme bakan Hazer'i gördü. Derin bir nefes alarak Hazer' in yanına gitti ve '' kapıyı çaldım duymuyor musun? '' diye sordu. Hazer elindeki albümü kapatmış ve gözlerini Aliye doğru çevirerek '' ne istiyorsun'' diyerek sordu bıkkın bir ses tonu ile...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHRA
Romance' Neden yüzüme bakmıyorsunuz Hazer bey ' ' çünkü gözlerin zümrüt yeşili... Karanlık bir geçmişe sahip bir adam. Masumiyet ve yalnızlığa mahkum bir kadın.