23.Bölüm

58 25 5
                                    

Saatler geçmesine rağmen sanki zaman durmuştu Hazer için. Hastane de  gözlerini  boş zemine dikmiş hiçbir şey söylemeden öylece duruyordu. Yıllar öncesine gitmişti adeta kaybetme korkusunu Sahra'dan sonra tekrar yaşamıştı. Aklı duracak sanmış yüreği yerinden fırlamıştı. Neyse ki Zümrüt'ün hayatı tehlikesi bulunmuyordu. Zümrüt ün kaldığı odadan koşarak çıkan Ecem "Hazer kendine geldi ! " dediğinde ağır ağır başını Ecem'e doğrultmuş kederli bakışlar ile odanın kapısına bakakalmıştı. Yavaşça derin bir nefes alarak yerinden kalkıp odadan içeri girdiğinde yatakta bitkin halde yatan genç kıza doğru yaklaştı. Yanındaki koltuğa oturarak elini tuttu ve onu koruyamamanın verdiği mahcubiyet ile dudaklarını avucundaki ele dokundurdu. "Özür dilerim. . Çok özür dilerim " teslim olmuştu kalbi   ile karşısındaki kadına. ..
"Sakın senin hiç bir kabahati yok sakın özür dileme.. "
" seni koruyamadım. Seni ben götürmeliydim. Bir telefon bile almayı akıl edemedim. Çok suçluyum "
"Rica ederim böyle konuşma " dedi Zümrüt.  Bu sırada telefonu çaldığını fark eden Hazer cebinden çıkardığı telefona baktı ve hızla cevapladı "nerede?" Karşıdan gelen cevabı duymayan Zümrüt meraklanmış ve yerinde hareketlendiğinde Hazer durmasını belirten bir işaret yapmış ve telefondaki kişiye " bekleyin. Sakın ben gelene kadar bir şey olmasın " dedi ve konuşmayı sonlandırdı. kızar şekilde "ne yapıyorsun? neden dikkat etmiyorsun?" diyerek serzenişte bulunduğunda genç kız;

"Hazer asıl sen neler yapıyorsun? nereye gideceksin? yalvarırım kötü bir şeyler olmasın" dediğinde

Hazer elini kızın dudaklarına götürerek "şşttt sakin ol güzelim. Bir işim var. Birkaç saate geleceğim . merak etme ve sakın kendini yorma " dedikten sonra genç kızın yanağını öperek odadan ayrıldı. Kapıda bekleyen Erkan'a "Erkan abi; buralar sana emanet! tüm adamlar söylediğim gibi kuş uçurmasın" demiş ve hastaneden de ayrılmak üzere aracına doğru yol almıştı.
Haberi alan ve  hastaneye gelen Mirza ve Arman Hazer'e seslenmişseler de öfkeli adam onları duymadan arabasına binerek alandan ayrılmıştı. Arkasındaki adamlara sonran Mirza herhangi bir cevap alamayınca ''Arman bu oğlan delirmiş yalnız bırakmayalım'' diyerek hemen ardından yola düşmüşlerdi. Arman Hazer'in neler yapabileceğini kestiremiyor olduğu için Mirza'nın neden peşinden gitmeye karar verdiğini de anlayamıyordu.
Hazer , Hızla Ali'nin tarif ettiği mekana girmiş merdivenleri öfkesi ile koşar adımlarla inmişti. Karşısında oturur vaziyette duran Sergen'e yönelttiği öfkeli bakışları ne kadar delirdiğini kanıtlıyordu. Ali, adamın durumunu anlamış yanındakilere asla karışmamalarını belirterek Hazer'in arkasında yer almıştı. Hazer karşısındaki adamın Zümrüt'e zarar verdiği gerçeği ile öfkesini kontrol etmeye yanaşmamıştı. Adama doğru yaklaştı ve tek kelime etmeden yumruğunu yüzüne indirdi. Aldığı sert darbe ile kafası yana düşen Sergen ağzında ki kanı tükürerek sinsi denecek tonda bir kahkaha attı.
" ne o Hazer Hancıoğlu hiç yakışıyor mu? bu tavır senin gibi bir iş adamına. Senin hevesin geçmedi mi hala? bırak ta artık bende nasibimi alayım " dediğinde "kes o lanet sesini ibne " diyerek Hazer bir yumruk daha attı. "Son saatlerini yaşıyorsun farkında değilsin senin sülaleni sikeceğim. Benim olana uzattığın o elini götüne sokacağım " dedi. Tehlike akıyordu sesinden.

"Ali ! getir alet çantasını. Sökmem gereken bir ciğer var  " dedikten sonra Ali'nin getirdiği çantadan aldığı tornavidayı hızla saplandı adamın gözüne. ..

Sergen'in yaşadığı acı ile Feryadı boş alanda yankı yapıyordu. kısa zaman önce  içeri gelen Mirza ve Arman yine Ali tarafından müdahale etmemeleri gerektiği bilgisini almıştı. Zaten Mirza Hazer'e karışmazdı. Sadece arkasında dururdu. Arman ise gördüğü dehşet karşısında '' Mirza bey ! bir şeyler yapın adamı öldürecek'' dediğinde Mirza '' ben Hazer'i durduramam. Bak adamlarına onun yanındalar , bazı zaman önüne geçer kendilerini siper ederler. Ben ise her zaman bu delikanlının arkasında dururum. Sırtının yere gelmesine izin vermem'' diye yanıt verdiğinde Arman'ın göz bebekleri yaşadığı korku yüzünden bir anda büyümüştü.
Arkasında bulunan Mirza'ya dönüp bakan Hazer ifadesinde bir değişiklik olmadan tekrar Sergen'e doğru döndü ve ;
'' daha dur yeni başladık. Senin beynini akıtacağım. Buradan sağ çıkamayacaksın'' dedi. Sakin hareket eden öfkeli adam çantadan aldığı pense ile adamın elini bileğinden kavradı, " bu eller ile mi dokundun?  bu eller ile mi vurdun ona " demiş ve  önce sağ elinin baş parmağını daha sonra Teker teker tüm parmaklarını koparıp attı. Öfkesini yaptığı hiçbir şey dindirmiyordu. Adamın etlerini tek tek koparmıştı ama öfkesini dindirmeye yetmiyordu. Arman'ın nutku tutulmuş , gördükleri yüzünden midesi bulanmaya başlamıştı. Ali ve Soner ise tek kelime konuşmuyordu.
Kaybetme Korkusu Hazer'i adeta delirmişti. Sergen yaşadığı işkence ile bitmiş vaziyette duruyordu. En Son belinden silahını hızla çıkaran Hazer öfke ile haykırmış ve Sergen in üzerine bütün şarjörü boşaltmıştı. 

SAHRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin