Huzur; insanın içinde duyumsadığı rahatlık duygusudur. Yıllardır huzura rastlamamış olan benliği sanki Zümrüt ile aradığını bulmuştu. Uzun yıllardır uyumayı es geçen adam kollarındaki kızın varlığı ile erdiği huzur ile deliksiz bir uykudaydı. Genç kız perdelerin arasından odaya sızan güneş ışıklarının yüzüne çarpması ile gözlerini kırparak gözlerini araladı. Yanında uyuyan adama bakınca göğsünü acıtan duygular olduğu yerde daha da ağırlık yapmaya başladı. Hazer yatakta yüz üstü, başını Zümrüt'e dönmüş, sol bacağını genç kızın bacağının üzerine atmış, sahiplenici kolunu ise kızın beline sarmış bir vaziyette uyuyordu.
Adamın neredeyse vücudunun yarısı kızın üstündeydi. Biraz daha incelediği adamın kolunun diğerini yastığın altından başına doğru kaldırmış , artık düzenli spor yaptığını gösteren kalın kaslarının belirginleşmiş olduğunu görmüştü. Genç adamın çarpıcı güzelliğini izlemekten geri duramamış ve kollarından ayrılmayı akıl edememişti. Adamın yoğun kokusunu solumak aklını başından almıştı. Vücuduna temas eden adamın dokunduğu her bir nokta uyuşuşmuş , karıncalanmıştı. Adamın derin uykuda olduğunu düzenli nefes alışverişlerinden anlamış ve onu uyandırmadan yataktan kalkmanın doğru olacağını düşünmüştü. Bütün gece birlikte aynı yatakta uyumuş olmanın verdiği utanç duygusu yanaklarının yanmasına sebep oluyordu. Sabah onunla karşılaşmadan odadan çıkmalıydı. Ama İçindeki dürtüye karşı koyamayarak adamın yüzüne düşen saçlarını geriye atmak için elini uzatmış , saçlarını geriye doğru atmış ve parmağını adamın yüzünde gezdirmişti.
Bir anda bal rengi gözlerin içinden çıkan ışıklar genç kızın beyninde şimşekler çakmasına neden olmuştu. Panikle elini geri çekmiş ve ne diyeceğini bilemez gibi yüzünü karşıya doğru çevirmişti. Genç adam çarpık bir gülümseme ile '' öperek uyandır saydın keşke '' dediğinde Zümrüt ; '' Hazer bey ben sizi uyandırmak istemedim. Hatta siz uyanmadan çıkmaya çalışıyordum yataktan '' derken Hazer'in ''uyumak?'' dediğini duydu sorar gibi.. Sonrasında adamın bir anda yataktan ani kalkışı etrafa bakması ve telefonu alıp saate bakması ile ne yapıyor olduğunu sorgulayan gözler ile adama bakakaldı. Hazer şaşkın ama bir o kadar da ifadesiz gözler ile etrafı kolaçan ederken gözleri Zümrüt'ün üzerinde durdu. Sıkıntılı bir nefes aldı başını öne eğerek iki yana olamaz der gibi sallamış , elini ensesine götürüp ensesini ovaladı ve odadan çıkıp gitmeyi seçmişti.
Çıktığı odanın kapısını kapatarak hemen ardından kapıya yaslanarak derin derin nefes almaya çalışan Hazer, uyuduğuna inanamamıştı. Nasıl olurdu, kabus görmeden rahatlıkla uyuyabilmişti. Hem de kıza o kadar sarılmış ki '' lan ağaç görmüş koala gibi sarılmışım kıza , nasıl uyuyabildim hala anlamıyorum '' diye kendi kendine mırıldanarak koridorda yürüyordu.
Biraz sonra karşılaştığı Ali'nin imalı bakışlarını gördüğünde durdu ve göz kırparak '' ne var ?, ne bakıyor sun oğlum?'' diye sordu.
Hazer'in kızın odasından çıktığını gören Ali ise sadece sinsi sinsi gülümsemiş ve '' sabahı şerifleriniz hayır olsun abi..'' kıkırdaması artmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHRA
Romance' Neden yüzüme bakmıyorsunuz Hazer bey ' ' çünkü gözlerin zümrüt yeşili... Karanlık bir geçmişe sahip bir adam. Masumiyet ve yalnızlığa mahkum bir kadın.