İyi akşamlar, multimedya şarkımız bölümümüze İthafen iyi okumalar beğenmeyi unutmayalım lütfen :)
Toprak ile oynamayı seviyordu kız aldığı çiçekleri büyük bir özenle ekiyordu bahçeye, her birine büyük bir dikkat ile davranıyordu. Çünkü o çiçekleri rüyalarında görüyordu. Çiçekçiden öğrenmişti Şakayıktı bu rengarenk çiçeklerin adı. Haysiyet ve şerefi temsil eden bu çiçekler tıpkı çiçekçinin dediği gibi toprağı görünce daha da güzelleşmişti. Çiçeklerin ekim işi bittiğinde büyük bir hayranlıkla baktı bahçeye, gayet güzel olmuştu en azından dışarıda gezen adamlardan dikkat edecekleri sözünü almıştı. Odasının camını açtığında bu güzelliklerle karşılaşacak olması mutlu etmişti kızı, belki rüyalarında görmesinin bir anlamı vardı.
Rahatlıkla odasına doğru ilerlemiş ve açtığı penceresinin önünde gördüğü manzara tatmin etmişti onu. Üzerinin epeyce tozlandığını gördü ve değiştirmek için camı kapatmıştı. Arkadaşına birkaç parça demişti yine abartmıştı Ecem ; ona koca yıl yetecek bir sürü bluz , pantolon ve tayt almıştı. Ecem'in aldığı paketler içerisinden çıkan ayıcıklı pijama takımı güldürmüştü kızı .. o böyleydi çocuksu arkadaşıydı onun. Eline aldığı tayt ve tişörtü geçirdi üstüne. Gelecekti Hazer bey, akşama doğru yemeğini hazırlaması gerekiyordu mutfağa yöneldiğinde evdeki diğer adamlar için hemen hazırlığa koyulmuştu. her zaman öyle yapardı önce mutfakta bulunan koca yemek masasını onlar için hazırlar, Adamlar yemeğini yerken Hazer beyin sofrasını hazırlar ve hepsini bir toplayıp işlerini bitirir, gönül rahatlığı ile uyumaya giderdi.
Neyse ki yemek konusunda eli hızlıydı Zümrüt'ün Yurttaki Halime ablasından öğrenmişti her şeyi devamında bilmediği ve yeni şeyleri Selma ablası öğretmişti. Elinin çabukluğu ile yemek masasını hazırlamış ve sofranın hazır olduğunu haber vermek için bahçeye yönelmişti kız. Tam adımını attığı anda duyduğu ses ile irkildi öyle bir korktu ki yüreği avuçları içine düştü kızın . '' Bu bahçenin hali ne ! hangi hadsiz yaptı bunu!! '' duyduğu ses evin sahibine, Hazer 'e aitti.
'' Haa.. Hazer bey ben bahçe güzel olsun diye şey... hem ben bu çiçekleri merak ediyordum rü.. '' sözünün kesilmesine neden olan adamın kükreyen sesiydi, kendine doğru ilerlediğini gördüğü anda bir adım bile gerilemeden kolundan tuttu adam. sarsarak kızı ''Sen ne sanıyorsun kendini! kimsin sen ! he benim evimde benim onayım olmadan iş yapıyorsun. kimsin sen bir hizmetçi parçasından başka ! kimsin de sen kendinde bu hakkı buluyorsun ! '' duyduğu sözler ve kolundaki acı ile gözleri doldu Zümrüt'ün ne diyeceğini bilmeden deli gibi bakan adama baktı kolunu bırakmış ve büyük bir özenle dikmiş olduğu çiçekleri koparmasını izlemişti inci gibi dökülen göz yaşlarına engel olamayarak...
Akşamın ilerleyen saatlerinde herkes yemeğini yemişti. Yalnız Hazer inmemişti aşağı.. Zümrüt içli içli ağlamaya devam ederek mutfaktaki işlerini bitiriyordu. Camın önünde sigara içen Soner yapma der gibi başını sallayarak '' çitlembik .. yeter ağladığın be kızım helak ettin kendini'' dediğinde kızını omuzları iyice sarsılmış ve içini çekti. Titreyen sesi ile '' iyiyim abi.. sadece durmuyor akıyor '' gözyaşlarını silerek burnunu çekti.'' İşlerim bitti ben biraz dinlensem iyi olacak'' diyerek odasına gitmişti.
Gece çok çetin geçiyordu. Genç kız uyuyamıyor boğazındaki yumruktan kurtulamıyordu. Nefes alamayacak haldeydi. Saate baktığında 01:30 olduğunu görmüş camı açarak hava almaya çalışmıştı. Biraz sonra bahçeye gitmek üzere odadan çıktı ve karanlık koridorda kimsenin olmadığını anlayarak sessizce yürümeye başladı. Merdivenleri inmiş en sonunda bahçeye gelmişti. Soner bir müddet sonra bahçede oturan kızı gördüğünde Ali'ye haber verdi. Ali hızlıca Zümrüt'ün yanına geldiğinde '' Abicim hayırdır? Uyumadın mı sen neden buradasın, yine kabus mu gördün ? '' diye sorduğunda Zümrüt kızarmış gözleri ile baktığı adama'' uyuyamadım evet ama bu sefer rüyadan değil. Uyku tutmadı'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHRA
Romance' Neden yüzüme bakmıyorsunuz Hazer bey ' ' çünkü gözlerin zümrüt yeşili... Karanlık bir geçmişe sahip bir adam. Masumiyet ve yalnızlığa mahkum bir kadın.