SAHRA

17.BÖLÜM

Genç kız okuduğu ismin etkisi ile sarsılmıştı. İçi sızlamıştı .Neden bu kadar etkilendiğini anlayamayan Zümrüt Mirza bey'in '' Su perisi kaç yaşındasın '' sorusu ile kafasındaki düşüncelerden sıyrılmıştı.'' 20 yaşımı bitirmek üzereyim efendim '' diyerek cevap vermişti. Mirza '' okuyor musun?'' diye ikinci sorusunu yöneltmişti.'' İstanbul Üniversitesi Mimarlık son bölüme geçtim efendim '' diye yanıt verdiğinde adamın gözlerinin içi parlamıştı.'' Oooo öyle ise mimarımız da belli oldu Hazer. Ben bu su perisi mezun olduğu gibi projeyi üstlenmesini istiyorum. Bu yüzden çok aceleci davranmamıza gerek yok '' dedi. Hazer '' Mirza baba işinde başarılı bir çok mimarımız bulunuyor iken neden daha mezun olmamış birini bu proje için seçtiğini anlamıyorum'' demişti hayretle.'' Evlat başarı senin için nedir bilmiyorum ama benim için ilk'tir. '' derin bir nefes alarak '' bu su perisinin de ilki olacağı için kesinlikle başarılı olacağına eminim '' diye devam etmişti. Hazer anlamaya çalışan gözler ile karşısındaki adama baktığında Zümrüt '' efendim ben bu sorumluluğu alamam. Hazer bey ile çalışmam 1 yıllık bir anlaşma ile sabit. Anlaşmadan sonra ne olur bilemiyorum. Henüz geleceğim belli değil iken size bu konuda söz veremem '' demişti. Mirza '' Hazer ile anlaşman bittiğinde benimle devam eder. Senin işe benim de mimara ihtiyacım var !'' dedi keskin bir dille.. Genç kız daha fazla üstelemek istemedi ve sustu. Mirza konuşmanın seyrini değiştirmiş ve '' Hazer aklıma gelmişken bir ize rastladın mı?'' diye sordu. Hazer'in gözlerindeki ışığın karardığını görmüştü genç kız.'' Uzun yıllardır bir iz bulmaya çalıştım . Ama artık ikna oldum Mirza baba. Artık bu dünyada değil '' demişti Hazer...

Genç kız karşısındaki adamların Sahra Soylu 'dan bahsettiğini anlamıştı. Bu dünyada değil derken neden bahsediyordu. Kimdi Sahra ?

Mirza '' ben gidiyorum evlat! Ay sonu görüşmek üzere ,'' diyerek ayağa kalktığında Hazer ve Zümrüt de eş zamanla ayağı kalkmıştı. Tokalaştıktan sonra Hazer Mirza beyi kapıya kadar uğurladıktan sonra odaya geldiğinde Zümrüt camın önünde düşünceli gözler ile dışarı bakıyordu. Aklındaki sorulara nasıl yanıt alacağını bilmeden boş gözler ile dışarı bakıyor, içeri giren Hazer'i fark etmemişti bile. Genç adam yanına geldiğinde Zümrüt'e bakarak '' ne düşünüyorsun? '' sorusunu sormuştu. Zümrüt omuz silkerek '' daldım öyle '' diye cevap vermişti. Dakikalar sonra düşüncelerden sıyrılarak ve cesaretini toplayarak '' Hazer bey bir şey sorabilir miyim ? Sahra Soylu kim?'' sorusunu sordu.

Hazer dikkatle kıza baktı ve '' bende sana günler önce Sergen kim diye sormuştum .cevap verdin mi?'' cevabını verdiğinde Zümrüt tokat yemiş gibi kaldı ve '' özür dilerim haddimi aştım. Sizin işiniz varsa ben gidebilir miyim'' diye devam etmişti.

Hazer ayakta duran kıza doğru yürümeye başladığında genç kız geri geri adımlıyordu.'' Hazer bey ?'' dediğini duymamış gibi kızın üstüne doğru gelmeye devam ediyordu ve Zümrüt'ün sırtının duvara değmesini sağlamıştı. Duvar ve Hazer arasında kalan kız bu kadar yakın mesafede olan adamın erkeksi kokusunu solumaya başlamıştı .Nefes alışverişleri hızlanan Zümrüt adamın gözlerine bakamıyordu. Hazer ise aradaki mesafeyi daha da kısaltarak '' yüzüme bak!'' talimatını verdiğinde Zümrüt'' Haa..zeer..Hazer bey; bunu bana neden yapıyorsunuz. Daha kısa bir zaman önce gözüme gözükme diyordunuz. Şimdi ise yüzüme bak diyorsunuz? Ben anlayamıyorum'' demişti.

Hazer'' yüzüme bak ve bir daha sözümü ikiletme'' dediğinde kız zoraki yerdeki bakışlarını adamın gözlerine çevirmişti. ''Şimdi cevap ver bakalım Sergen kim?'' diye soran adama bakan kız '' önemsiz biri'' diye cevap vermişti. Hazer ise '' öyle mi ? '' dedikten sonra derin bir nefes aldıktan sonra kızın saçlarının ucuna dokunmuştu. Bu sırada Zümrüt '' peki siz söyler misiniz Sahra Soylu kim?'' sorusunu tekrar yönelttiğinde Hazer 'in gözlerine yüreğindeki acı yansımıştı. Sessizce '' önemli birisi '' demiş ve bir anda geri çekilmişti. Genç kız adamın bu hareketi ile adeta boşluğa düşmüş gibi sarsıldığını hissetti.