Parkeye damlayan kan sesini hiddetle açılan kapı kestiğinde içerideki herkes bakışlarını o yöne çevirdi. Yerde kanlar içinde yatan Daniel bile yarı açık zihni ve gözleriyle içeriye giren kişinin siluetini farkedebilmişti. Seongwu ıslak saçlarının arasında gezdirdiği ince parmaklarını siyah gömleğiyle kuruladıktan sonra yerdeki kanlar içindeki adamın yanından geçerek odanın köşesindeki masanın çekmecesinden sigarasını alıp yaktı. İçeriyi Daniel'in soluğunu kesen ve öksürmesine sebep olan sigara dumanı doldurmaya başladı.
"Bununla kim anlaşmış?" Seongwu'nun sesi odadaki Sungwoon ve Jihoon'u hareketlendirdi.
"Jaehwan. Onu da çağırdık Jisung Hyung birazdan getirecek." Sungwoon ellerindeki kanı temizlemeye uğraşırken cevapladı patronlarını.
"Tamam ona ellemeyin." Seongwu yavaşça yerdeki Daniel'in üzerine doğru eğildi. Sarışın çocuğun yüzündeki morluklar ve taze yaralardan akan kana bakarken yüzünde oluşan gülümsemeyle devam etti. "Jaehwan belasını benden bulacak." Doğrulduktan sonra sigarasından son bir nefes daha çekip sinirle Daniel'in yüzünün dibine attı ve kan birikintisinin içindeki izmariti ayağının ucuyla ezdi.
Kapıyı çalmadan içeri giren Minhyun'u görünce kocaman bir şekilde gülümsedi Seongwu.
"Saçlarını iyi kurula dışarısı soğuk." dedi. Minhyun'un dikkati yerdeki adamda olmasına rağmen beline dolanan Seongwu'nun elini hissetmişti.
"Seongwu bu kadara gerek var mıydı cidden?"
"Ben bir şey yapmadım, şimdi geldim zaten Sungwoon Hyung ve Jihoonie'nin eseri." Seongwu Minhyun'un belinde doladığı kolunu daha da sıktı. Sanki biraz önce sevişmemişler gibi onu yeniden arzuluyordu. Minhyun'un saçlarından yayılan şampuan kokusu aklını yerinden almıştı. Fakat Minhyun belindeki eli uzaklaştırıp Seongwu'nun yanağına bir öpücük kondurdu.
"Gitmem gerek, birilerinin kıçını kurtarmam lazım."
Seongwu sessizce başını salladı. Minhyun Seongwu'ya avukatlık yapmayı kabul ettiğinde başına bu kadar büyük bir bela aldığını bilse bu işe asla girişmezdi. Başlarda bir tefecinin avukatlığını yapmak onun kirli hayatını korumak sadece korktuğu için yaptığı bir işti ama şimdi aşık olduğu adamın başına bir şey gelmesinden korkuyordu. Seongwu'nun tüm davalarında eskisinden olduğundan bile titiz davranıyordu. Yarın çıkacağı duruşmaya hazırlanmak için erkenden çıkması da bu yüzdendendi.
Minhyun kapıdan çıkarken içeri giren Jisung'a ve yanıdaki benzi atmış adama selam vermeyi ihmal etmedi. Jisung ve Jaehwan odadaki manzaraya şaşkınlıkla bakarken Jihoon kapıyı sertçe kapattı.
"Bu konuda ne düşünüyorsun Jaehwan?" Seongwu bir eliyle Jisung'a oturması için Sungwoon'un yanındaki boş yeri gösterdi. Jisung, Sungwoon'un yanına geçmeden önce yerde yatan Daniel'in ölmediğinden emin olmak için onun inip sönen göğsüne baktı ve rahat bir nefes aldı.
"Hyung gerçekten özür dilerim ben de bilmiyordum." Jaehwan yapacağı hiçbir açıklamanın dayak yemesini engellemeyeceğini biliyordu yine de Seongwu'ya cevap vermesi gerektiğini düşünmüştü ama hata etmişti. Seongwu ilk yumruğu Jaehwan'ın diyafram boşluğuna geçirdiğinde dizlerinin üstüne düştü.
"Ayağa kalk, bana söyler misin beş parası olmayan bir adama kefilsiz neden para verdik?" Seongwu bunu gerçekten umurunda olduğu için sormuyordu. Onun için tek önemli şey giden paranın ve faizinin tam altı aydır geri gelmemiş olmasıydı.
"H...Hyung geri ödeyecekti." Jaehwan acı içinde tıslayarak konuştuğunda ikinci yumruk çoktan suratına inmişti. Seongwu siniri geçene kadar Jaehwan'ı patakladıktan sonra büyük masanın arkasındaki deri koltuğa attı kendini. Jaehwan, Daniel kadar kötü olmasa bile feci ağrı çekiyordu. Jisung'un ona verdiği sandalyeye otururken yerde kanlar içinde yatan arkadaşıyla buluştu gözleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black | Ongniel
FanfictionDaniel karanlık bir dünyanın içine zorla çekilirken kendini gökyüzündeki bütün yıldızlardan daha parlak bir adamın yanında bulur. +13 | Argo, Şiddet, Cinsellik Wanna One | Ongniel Fanfic