Seongwu henüz ikinci yumruğunu savurmuştu ki açılan kapının sesi dikkatini çekti.
"Konuşmamız gerek Seongwu." dedi Minhyun gözleri Jaehwan'ın üzerindeyken.
"Minhyun sen gitmemiş miydin? Yeterince konuştuk şimdi işim var sonra." çıkmasını işaret ettikten sonra onu umursamadan uzun parmaklarını Jaehwan'ın ince boynunun etrafına doladı.
"Beni bir kere kandırdın diye bunu tekrar yapabileceğini mi sanıyorsun? Seni affettiğimde söylediklerimi unutmuşsun Jaehwan. Yalan söyleyen dilini koparıp kıçına sokmak konusunda şaka yaptığımı mı düşündün?" parmaklarını biraz daha sıktığında Jaehwan'ın yüzü alamadığı nefes yüzünden morarmaya başlamıştı.
Minhyun, Seongwu'yu ittirdiğinde öksürmeye başladı bağlı çocuk. Alabildiği ilk nefesle suçunun ne olduğunu bilmeden yalvarmaya başladı patronuna.
Seongwu ise tüm dikkatini az önce umursamadığı Minhyun'a vermişti şimdi.
"Sana konuşmamız gerektiğini söyledim bu aptalın Baekho ile alakası yok." Minhyun'un sözleri bittiğinde odada sadece Jaehwan'ın öksürükleri kaldı.
Woojin bodrumdaki karmaşa bittiğinde en azından Jaehwan'ın fazla dayak yemeden suçsuz olduğunun anlaşılmasından dolayı mutluydu. Minhyun ile odasına geçen patronunun ne hakkında konuştuğunu da merak ediyordu. Ama merakının aksine evlerine gitmelerini söyleyen Seongwu'nun emrini yerine getirmek zorundaydı. Minhyun gibi birinin Jihoon'u öğrenmiş olduğunu düşünmüyordu. Herkesi aldığı nefese kadar izleyen Woojin'in bile gerçekleri fark etmesi çok uzun zaman almıştı Minhyun'un anlaması imkansızdı.
Eve girdiğinde koltukta oturmuş sessizce onu bekleyen Jihoon'u görmeyi beklemiyordu. Şimdiye kadar çoktan kaçmış olması gerekiyordu. Woojin onun kaçması için her şeyi tehlikeye atmıştı ama Jihoon şimdi tam karşısındaydı.
"Neden burdasın?" diye sordu şaşkınlıkla.
"Woojin gidemem ben gidersem Guanlin'i kim koruyacak? Baekho öğrenirse onu yaşatmaz."
"Burada kalırsan da Seongwu hyung seni yaşatmaz. Bak Daniel öylesine biri değildi tamam mı? Seongwu hyung intikamını çok kötü alacak. Ne sana ne de başka birine acır Baekho ve yanındaki herkesi mahvetmeyi kafaya koymuş. Seni bulduğunda Baekho'nun ona yaptığının fazlasını yapacak hem de çok daha fazlasını." Woojin karşısındaki çocuğun gerçeklerin farkında olmadığını düşündüğü için olanları üstü kapalı da olsa açıklamak zorunda hissetti kendini.
"Woojin yine bana yardım edersin, biliyorsun başından beri önemli çoğu şeyi söylemedim, sakladım. Onlara sadece oyalayacak şeyler verdim ama ben olmazsam bir şeylerin farkına varırlar. Şimdi kaçıp gidemem Guanlin'i tek başına bırakamam." Jihoon oturduğu koltuktan kalkıp Woojin'in tam karşına geçti. Guanlin'le seviştiği tozlu depo yüzünden her tarafı lekelenmiş ceketini çıkartıp az önce kalktığı buruşmuş yere bıraktı ve gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı.
"Karşılığında ne istersen yaparım, yemin ederim yaparım." bir iki düğme daha çözüyordu ki Woojin onun bileklerini tuttu.
"Sen ne yapmaya çalışıyorsun? Beni bugün bu yüzden mi öptün?" kendini kandırılmış hissediyordu Woojin. Jihoon bugün onu öptüğünde çok farklı şeyler düşünmüştü. İçinde büyüyen öfke yüzünden farkında olmadan tuttuğu bilekleri sıkmaya başlamıştı.
"Sana verebilecek başka hiçbir şeyim yoktu Woojin. Ben bunun dışında bir şey bilmiyorum. Baekho yıllarca benim bedenimi kullandı. Sadece kendini rahatlatmak için altına aldığı biriydim." Jihoon konuşmaya devam edebilmek için derin bir nefes aldığında Woojin sıktığını farkettiği ellerini çözdü. Boğazına bir yumru oturmuştu Jihoon'un başından geçen hiçbir şeyi bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black | Ongniel
FanfictionDaniel karanlık bir dünyanın içine zorla çekilirken kendini gökyüzündeki bütün yıldızlardan daha parlak bir adamın yanında bulur. +13 | Argo, Şiddet, Cinsellik Wanna One | Ongniel Fanfic