Seongwu karanlık odada gözlerini araladığında saatin kaç olduğundan emin değildi ama çoktan sabah olduğunu tahmin edebiliyordu.
"Gözlerini kapa." diye emretti sarışını. Yanağında gezinen parmakları o konuştuğunda fark edebilmişti Seongwu.
"Ne?"
"Gözlerini kapa hyung, seni biraz daha izlemek istiyorum." Daniel'in ince parmakları esmer adamın çene çizgisini okşadı. Seongwu itiraz etmeden onun istediğini yaptığında küçük olanın parmakları hafifçe kapalı gözleri ve kirpikleri okşadı.
"Uyurken huzurlu duruyorsun. Biliyor musun arabada arka koltukta uyuyakaldığında seni uyandırmamak için eve sürmek yerine şehrin içinde geziniyordum. Sana bakmaya sadece o zamanlarda cesaret edebiliyordum çünkü uyurken bana kaşlarını çatmıyordun."
Seongwu'nun dudakları Daniel'in itirafın üzerine hafifçe kıvrıldı. Küçük çocuğun onun için bu iyiliği yaptığından haberi yoktu fakat Daniel'in iyi biri olduğunu onu gördüğü an anlamıştı. Küçük sevgilisine inanmak için bir kanıta ihtiyacı yoktu.
"Hala öyle kaşlarımı çatarak mı bakıyorum?" Seongwu yatağın içinde sevgilisinin ince belini bulup ona sardı kolunu.
"Bazen, seni kızdıracak şeyler söylediğimde sanırım." Seongwu kapalı gözlerine rağmen Daniel'in gülümsediğini hissedebiliyordu. Yavaşça gözlerini aralayıp o gülümsemeyi görmek istedi.
"Sende öyle şeyler söylemesen?" derken kaşlarını çatıp sarışınını daha çok gülümsetti. Seongwu bu manzarayı kafasının derinlerine kazımak istiyordu. Daniel'e öyle aşıktı ki bütün gün bu şekilde onu izleyebilirdi.
"Daniel ben biraz düşündüm. Profesyonel bir yardım almak, terapiye gitmek sana iyi gelebilir. Tanıdığım biri var onla görüşmek ister misin?" Seongwu'nun yeniden konuyu açmasıyla Daniel'in yüzündeki gülümseme kayboldu.
"Ben..." Daniel'in düşündüğü kısa anda onun bununla yüzleşmek istememesinden korktu Seongwu. "Olabilir hyung ben de seninle beraber olmayı çok istiyorum eğer yardımı olacaksa giderim."
"Daniel bunun sevişmemizle en ufak bir alakası yok. Sana söylüyorum seni dokunmadan da sevebilirim. Ama sen geceleri bunun kabusunu görüyorsun, uyanıkken bile o anları tekrar yaşıyorsun. Bunları yaşamanı istemiyorum." Seongwu elini Daniel'in eline uzatıp parmaklarını iç içe geçirdi. Sevgilisinin onun söylediklerinin gerçekliğine ve ona vereceği cesarete ihtiyacı vardı.
Daniel Seongwu'nun söylediklerinde samimi olduğunu biliyordu. Ama o bu şekilde yaşamaya alışmıştı. Kabuslar ya da gün içinde o anlara döndüğü berbat krizlerle yaşamayı öğrenmişti.
"Eğer başka birine yeniden anlatmak zorsa tek başına olmaktan korkuyorsan yanında olurum. Terapiye seninle beraber gelirim." Seongwu sevgilisini o cehennemden nasıl çekeceğini bilmiyordu. Daniel'i tüm varlığıyla istiyordu ama bu ondan öteydi. Küçük sevgilisinin bedeninden daha yaralı ruhunun iyileşmesi Seongwu için hepsinden önemliydi.
"Tamam hyung yapacağım." Daniel'in cevabı üzerine Seongwu kenetlenmiş ellerini dudaklarına götürdü ve sarışının eline bir öpücük bıraktı.
Daniel'i götürdüğü psikolog Kim Sejeong alanın en iyilerinden biriydi. Seongwu onu uzun zaman önceden tanıdığından yaptığı ricayı kabul edip Daniel'in tedavisine hemen başlamak için sabahki ilk seansını iptal etmiş zamanını ona ayırmıştı. Daniel'in seansı sırasında Seongwu büyük bir endişeyle dışarıda onu bekliyordu.
Sarışını o olmadan bunları anlatacak gücü bulmuş muydu? Daniel olanları anlatırken yeniden kriz geçirmiş miydi? Ya da çok gözyaşı dökmüş müydü o gece olduğu gibi? Elini bir sigara daha yakmak için paketine götürdüğünde Daniel içeriden çıkıp ifadesiz bir şekilde arabaya bindi. Seongwu paketi yeniden cebine koyup sevgilisinin peşinden şoför koltuğuna oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black | Ongniel
FanfictionDaniel karanlık bir dünyanın içine zorla çekilirken kendini gökyüzündeki bütün yıldızlardan daha parlak bir adamın yanında bulur. +13 | Argo, Şiddet, Cinsellik Wanna One | Ongniel Fanfic