11

275 19 134
                                    

Minhyun onu kolundan çekiştiren Seongwu ile beraber sinirle ofise girerken gözlerini ona dikmiş selam vermesini bekleyen Jaehwan'ı fark etmedi bile. Seongwu'nun odasının kapısını sertçe çarptığında arkasında hayal kırıklığına uğramış bir çocuk bıraktı genç avukat.

"Baekho'yu görünce sinirlerime hakim olamıyorum biliyorsun, seni kırmak istemedim." dedi Seongwu, ellerini avukatın belinde birleştirirken alnını Minhyun'un alnına yasladı. Yalan söylemiyordu artık gerçekten hiçbir suçu olmayan Minhyun'u kırmak istemiyordu, sarhoşken yaptığı şey kabul edilebilir olmamasına rağmen affetmişti, Minhyun belki de bugün gördüğü sarışından daha çok seviyordu onu.

Minhyun sevgilisinin yanaklarını okşadı doğruyu söylediğini biliyordu. Bugün ona gerçekten iyi davranan sevgilisini böyle pişmanken affetmemesi mümkün değildi.

"Büroya gitmem lazım Seongwu." yine de Seongwu'yla beraber kalmak istemiyordu. Kızgınlığının geçmesi için zamana ihtiyacı vardı.

"Yalancı, benden kaçmaya çalışıyorsun." derken biraz daha sıkılaştırdı ona sardığı kollarını.

"Kaçmıyorum işl..." cümlesi Seongwu'nun onu öpen dudakları yüzünden yarım kaldı. "... İşlerim var..." Seongwu'nun ıslak dilini boynunda hissettiğinde kalan son gücüyle konuşmaya devam etti. "Ah... Duruşmaya... Hazırlanmam... Ah... Tamam, siktir et ve şu lanet kapıyı kilitle." bacaklarını sevgilisine doladığında Seongwu koca bir gülümsemeyle onu kucakladı ve kucağında sevgilisiyle kapıya gidip kilidi çevirdikten sonra yatağın olduğu diğer odaya geçti.

Minhyun duştan çıktığında Seongwu hala uyuyordu. Seongwu'nun başına bir öpücük kondurup nazikçe uyandırdı onu. Seongwu yeni uyanmış gözlerini kısarak karşısındaki adama bakarken her zamanki sert görüntüsünün aksine çok sevimli duruyordu.

"Büroya gitmem lazım çalışmam gerek Daehwi bekliyor, saat öğleni geçti kalk duş al hadi."

Seongwu'nun odasından çıkan Minhyun çevreye göz gezdirdi. Geçen günlerde tanıştığı çocuğu aradı gözleri ona verdiği sözü tutup selamlamak istedi ama Jaehwan o kapı kapandıktan sonra Sungwoon ile beraber ayrılmıştı ofisten.

Minhyun gittikten sonra Seongwu, Woojin'e Woong'la görüşmek istediğine dair mesaj atıp duşa girdi. Bu sabah gördüğü şey her neyse arkasındaki gerçeği öğrenmedikçe içi rahat etmeyecekti.

Woojin'le beraber Woong'la buluşmak için terk edilmiş bir binaya geçtiğinde en çok güvendiği iki adamına karşı da büyük bir kızgınlık vardı içinde.

"Hyung daha dün görüştük bu kadar çok ortadan kaybolursam yakalanırım." diye mızmızlanan Woong'un suratına bir yumruk geçirdi herhangi bir açıklama yapmaya gerek duymadan.

"Sigortan Daniel miydi? Nereye kadar öğrenmeyeceğimi düşündün?" ikinci yumruğu atacaktı ki Woojin onu durdurdu.

"Seongwu hyung neden bahsediyorsun?" diyen Woojin'in ittirdi Seongwu içindeki kızgınlığın bu ikisine karşı değil de Daniel'e karşı olduğunu fark edemiyordu.

"Bu sabah Daniel sergiden Baekho'yla beraber ayrıldı. Daha dün buluştuk dün... Bana hiçbir şey söylemedi." parmağıyla en güvendiği adamını işaret etti.

"Daniel'i tanıyor musunuz?" elini az önce yumruk yediği yanağının üstüne koyarken şaşkınlıkla sordu Woong.

"Woong hyung Daniel'i hiç görmedi bizle çalıştığını bilmiyordu ki." Woojin bütün yanlış anlaşılmayı çözecek cümleyi kurduğunda patronları ne olduğunu anlamaya çalışan Woong'un soru soran gözleriyle karşılaştı.

Black | OngnielHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin