Esmer adam yüzüne vuran güneşle gözlerini açar açmaz yanındaki şezlongda hala uyuyan Daniel'i gördü. Daniel'e sarılmadan geçirdiği geceyi telafi etmek isteyerek sarışının şezlongundaki küçük boşluğa sıkıştırdı kendini. Kollarını onun beline doladıktan sonra dudakları küçüğün yumuşak teninde yanaklarında zarifçe gezinirken Daniel gözlerini aralayıp bir gülümseme verdi ona.
"Günaydın Niellie."
"G-günaydın hyung." Daniel sevgilisi ona bu kadar yakın olduğunda böyle içten bir şekilde seslendiğinde kendine söz geçiremiyor ister istemez heyecanlanıyor ve kekeliyordu. Uykudan yeni uyanmış masum gözleri utançtan kırmızı kesen yanakları ise Seongwu için ayrı bir davetti. Daniel'e cevap vermek yerine işaret parmağıyla sarışının burnunun üstüne dokundu ve sonra aynı yere küçük bir öpücük bıraktı.
"Anlaşılan artık kaplan değilsin yeniden kedi olmuşsun." sevgilisinin yüzünü avuçları arasına alıp dudaklarında geceden kalan alkol tadına aldırmadan Seongwu'nun az önce onun yanaklarında dolaşan dudaklarına bir öpücük bıraktı küçük olan.
Dudakları ayrıldığında Seongwu gülümseyip Daniel'i şok edecek bir şey yaptı.
"Miyav!"
Daniel'in yarı uykulu gözleri kocaman olmuş ağzı açık bir şekilde esmer adama bakakaldı. Seongwu bunu sevgilisini gülümsetmek için yapmış olsa bile Daniel'in tepkisi beklediğinden çok farklıydı.
"Hadi kahvaltı yapalım." dedi Seongwu konuyu değiştirmek için.
"Hyung sen az önce miyavladın mı?" Daniel'in gözleri giderek daha da büyüyordu ve Seongwu bu durumdan hiç hoşlanmamıştı.
"Ben hazırlanmaya gidiyorum." onun sorusunu yok sayarak şezlongdan kalktı ve bahçeyi hızlı adımlarla terk edip kapıya geldi. Fakat küçük olan ondan hızlı davranmış peşinden koşarak gelmiş ve sürgülü cam bahçe kapısının önüne atlamıştı.
"Bir daha yap, lütfen, lütfen." iki elini birleştirip bunu ne kadar çok istediğini göstermek istedi sevgilisine ama Seongwu onu hafifçe ittirip kapıdan eve girdi.
"Hyung lütfen, bir kerecik daha çok aniydi bir daha duymak istiyorum, lütfen." Daniel, Seongwu'yu kolundan tutup kendine bakmasını sağladı. Daniel'in yalvarır bakışlarına karşı koymak Seongwu için ne kadar zorsa utançtan yanakları kızarmış Seongwu'ya bakarken gülmemek de Daniel için o kadar zordu.
"Hayır, o sadece bir kerelikti." Seongwu kolunu küçük çocuktan kurtarıp merdivenlere kadar gelmeyi başarmıştı fakat Daniel vazgeçmiyordu.
"Bir kerecik daha olabilir, sadece bir miyav, bak ben söyledim. Lütfen, yalvarırım, lütfen." sevgilisinin peşinden merdivenlere yetişip hızlı hızlı çıkmaya başlamıştı ki aniden duran Seongwu'nun sırtına çarptı.
Seongwu arkasına dönüp bir adım aşağıda kalan sevgilisiyle aynı hizaya gelmek için bir alt basamağa indi ve Daniel'i merdivenlerin yaslı olduğu duvara doğru ittirdi.
"Yeniden kaplan olmamı ister misin Daniel?" derken küçük çocuğu kendisiyle duvar arasında sıkıştırdı. İki elini onun kaçamayacağı şekilde duvara yasladı. Yüzündeki hafif alaycı gülümseme bile hoşuna gidiyordu küçük çocuğun. Seongwu'nun bir öfke krizi geçirmediğini sadece konuyu değiştirmeye çalıştığını biliyordu ve eğer böyle değişecekse kabul edilebilirdi.
"O zaman hırlayacak mısın?" gözlerini Seongwu'nun gözlerine kitleyip hafifçe alt dudağını dişledi. Bu işaretin Seongwu için yeterli olması gerekiyordu fakat o temkini elden bırakmıyordu ve iş yine Daniel'e düşmüştü. Seongwu'yu yakalarından tutup kendine çekti. Uyandıklarında birbirlerine verdikleri yumuşak öpücükten farklı arzu dolu bir öpücükle ödüllendiriyorlardı birbirlerini bu kez. Daniel sevgilisinin ıslak dilini dudakları arasında sıkarken merdivenin başında bir gölge belirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black | Ongniel
FanfictionDaniel karanlık bir dünyanın içine zorla çekilirken kendini gökyüzündeki bütün yıldızlardan daha parlak bir adamın yanında bulur. +13 | Argo, Şiddet, Cinsellik Wanna One | Ongniel Fanfic