Black | Ongniel

27- FİNAL

"Jaehwan cübbemi gördün mü?" Minhyun masasının üstündeki çantasını ve paltosunu koluna atıp sadece bir buçuk saat sonra yapılacak duruşmaya yetişecekti.

"Evet, burada hyung." Jaehwan'ın yatak odalarından gelen sesi üzerine hızla o odaya geçti Minhyun. Karşılaştığı manzara beklediğinden o kadar farklıydı ki birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. Cübbesi Jaehwan'ın üzerindeydi ve Minhyun'un anladığı üzere sevgilisinin üstünde bunun haricinde başka hiçbir şey yoktu.

"Jjaeni geç kalacağım, cübbemi alabilir miyim lütfen?" elini cübbeyi almak için uzattığında küçük olan itiraz etmeden üstündekini çıkartıp avukatın boş avcuna bıraktı. Genç avukat yutkunarak içine boxer bile giymemiş sevgilisinin yuvarlak kalçalarını süzdü. Jaehwan onla oynamayı seviyordu. Hemde böyle en zor anlarında ve Minhyun bir kez olsun bu oyunu kazanamamıştı.

"Geç kalıyorsun hyung." dedikten sonra bir eliyle sevgilisinin ütülü ceketinin omuzlarını silkeledi.

"Sadece 15 dakikamız var yoksa Seongwu bu duruşmaya çıkmadığım için beni öldürür." Minhyun hiç beklemeden çıplak sevgilisinin dudaklarına yapıştı. Jaehwan ise kazandığı bir başka zaferi kutlayan arsız bir kahkaha patlattı.

"Başka ütülü ceketin yok üstündekileri buruşturmadan yapalım." dedikten sonra avukatın ceketini omzundan alıp kenardaki askılığa bıraktı ve yarım kalan öpücüğüne sevgilisinin kıyafetlerini çıkartırken devam etti...

Minhyun duş bile alamadan hızla giyinirken Jaehwan tüm bunlara sebep olmamış gibi sessizce onun hazırlanmasını izliyordu.

"Akşam Daniel'e gideceğiz değil mi? Seni ofisten almaya gelirsem Seongwu'nun dikkatini çekebilir sizinkilerle gel orda buluşalım." Minhyun sevgilisinin tüm çabasına rağmen buruşmuş ceketini sırtına geçirip yataktaki sevgilisinin alnına bir öpücük bıraktı ve geç kalacağı aşikar duruşmaya yetişebilmek için evden çıktı...

"Sana yemin ederim Hoonie hyung bir gün daha o evde kalmak istemiyorum." Guanlin kahvesinden bir yudum daha alıp başını sağa sola salladı. "Sadece sende kaldığım gecelerde düzgünce uyuyabiliyorum. Odalarından sürekli sevişme sesi geliyor. Evin her yerinde, aklına gelebilecek her yerde seviştiler. Bahçede, koridorda, misafir odasına en son geçen akşam havuzdayken yakaladım onları."

"Guanlin..." Jihoon kahkaha atmamak için dudaklarını birbirine bastırıyordu. Sevgilisinin şikayetlerini anlayabiliyordu fakat Guanlin şikayet ederken öyle sevimli duruyordu ki kendine hakim olamıyordu.

"Yanlış anlama ama bir yıl önceye gitmek istiyorum, Daniel hyungun iyileşmesini istemediğim için değil, o iyileştiğinden beri o ev benim için bir kabusa dönüştü. Geçen gün sesleri gelmesin diye alt kattaki personel odalarının oraya gittim ve bil bakalım ne oldu? Daniel hyungun eski odasının tavanına yıldızlı ışıklar döşemişler, yatak da çok rahat duruyordu orda uyumak istedim. Tam gözlerimi kapattım, yarı çıplak o odaya girdiler. Meğerse bazen orda da sevişiyorlarmış. Yeni evliler gibi bir gece bile durmuyorlar." Guanlin'in çaresiz sesine üzülmeden edemedi Jihoon. Yine de sevgilisinin durumu biraz abarttığını düşünüyordu.

"Guanlin şimdi boşver onları kahvaltını yap ve listeni çıkar bakalım ne kalmış." derken çatalına omletten bir parça alıp dudaklarını sarkıtmış çocuğa uzattı. Guanlin lokmasını bitirdikten sonra gözlerini kaçırarak cevapladı sevgilisini.

"Listeyi getirmeyi unuttum."

"Yalancı, liste bitti değil mi? Sevgililerin yapacağı her şeyi yaptık. Beraber Tayvan'a bile gittik. " Jihoon tehditkar bakışlarını sevgilisine sabitlediğinde Guanlin boğazındaki lokmayı zorlanarak yuttu.