3

263 20 16
                                    

Daniel kıskançlıkla baktı Minhyun'un dudaklarına yapışmış Seongwu'ya. Patronunun sabahında hatırlamadığı öpücüğü o günlerdir unutamıyordu. Tam olarak ne hissettiğini de söyleyemiyordu çünkü Seongwu'yu gördüğünde kalbinin derinlerinde beliren tek duygu korkuydu. İçten içe ilk öpücüğünün böyle biri tarafından çalınmasına da sinirliydi. Bütün bunlara rağmen garip bir şekilde yeniden öyle büyük bir şehvetle öpülmek, öpüşmek istiyordu. 

"Ne bakıyorsun?" dedi Seongwu bir kaşını kaldırarak. Minhyun'dan yeni ayrılmış dudakları şişmiş ve kızarmıştı. 

"Özür dilerim su almak için gelmiştim." derken başını eğdi Daniel. Geçen sürede öğrendiği kadarıyla genellikle Minhyun'un evinde buluşuyorlardı fakat bu gece Guanlin evde olmadığı için planları değişmişti anlaşılan.

"Susuzluktan ve açlıktan ölsen bile yukarı çıkma." Seongwu'nun kesin emrinden sonra boş bardağı bırakıp personel odalarının olduğu bodrum katına indi Daniel. İnmesine inmişti fakat boş evin her bir köşesini dolduran inlemeleri duymaması imkansızdı. Seongwu'nun yatak odası yerine oturma odasındaki koltukta sevişen çiftin sesini duymamak için elleriyle kulaklarını kapattı. Minhyun'un inlemelerinin arasına karışan Seongwu'nun edepsiz sözleri hala duyuluyordu. Minhyun zevkten çığlık atmaya başladığında seslerin birazdan kesileceğini düşündü. Tam tersine ses daha da şiddetleniyor, Minhyun'a inanılmaz zevkler yaşatan adamın inlemeleri eşlik ediyordu.

Daniel yerinde başka biri olsa belki çiftten gelen sesler onu sertleştirirdi. Daniel'in ise beyninde birkaç anı canlanmıştı. Kendini yatağa attı ve kulaklarını yastıkla kapatırken dizlerini karnına doğru çekti. Eski bir alışkanlıktı bu onun için. Yukarıda birbirinden zevk alan ikilinin aksine zihninin karanlık köşelerindeki anılar yüzünden ızdırap çekiyordu. Birkaç damla yaş gözünden istemsizce akıp çarşafın üstünde izler bıraktığında sesler kesildi. Uyku Daniel'i sarıp sarmalamadan önce Minhyun ve Seongwu'nun kahkahalarını duydu hayal meyal.

Seongwu gözlerini açtığında Minhyun'un çıplak sırtına sürttü hafifçe çenesini. Minhyun'dan minik bir inleme aldığında gülümsedi. Daniel'in hazırladığı kahvaltıyı yapabilmek için hızlıca duşa girip giyindi ve aşağıya indi. İtiraf edemese de uzun süredir bu kadar lezzetli yemekler yememişti. Daniel geldiğinden beri nadiren dışarıda bir şeyler yiyor ya da öğün atlıyordu. Aşağıya indiğinde masada dün akşam Minhyun'la içtiği şarap şişesi ve kadehler haricinde bir şey olmadığını gördü. Daniel'e kızmak için hazırlanmıştı ki Minhyun geç kaldığını çabuk çıkmaları gerektiğini söyleyip hızla kapıdan fırladı. Arabanın önünde onları bekleyen Daniel Minhyun'un binmesi için kapıyı açtı. Seongwu da şoförünün kararmış gözaltılarını ve solgun yüzünü görmezden gelip arabaya bindi. Minhyun'u ofisine bıraktıktan sonra kendi ofislerine yol alıyorlardı ki Seongwu sonunda Daniel'i azarlayacak fırsatı bulmuştu.

"Regl olduğun günler kahvaltı hazırlamıyor musun?" dedi sert bir tonda.

"Özür dilerim efendim."

"Neden hazırlamadın?" hala kızgındı Seongwu. Dün gecenin üstüne mükemmel bir kahvaltı yapmayı hayal etmişti.

"Yemeklerimi beğenmediğiniz ve Guanlin de olmadığı için kahvaltı yapmazsınız diye düşündüm." Daniel'in bu fikre kapılması tamamen Seongwu'nun suçuydu. Her yemekten sonra Guanlin defalarca ne kadar güzel olduğundan bahsederken Seongwu tek kelime etmeden kalkıyordu. Daniel'in düşüncelerini değiştirmek için onu övecek bir adam değildi ama lezzetli kahvaltısından olduğu gibi akşam yemeğini de kaçırmak istemiyordu. Onu kurtaracak bir cevapla sonlandırdı konuşmayı.

"Herhangi bir şey düşünme, görevini yap."

Seongwu ofisine geçtiğinde Daniel Jihoon ve Sungwoon'un olduğu odaya girdi. Sungwoon parayı geri ödeyemeyen birinin ailesini tehdit etmeye gidecekleri için heyecanlıyken Jihoon Daniel'e Guanlin'in ne zaman geleceği hakkında sorular sorup duruyordu. Bir gün önce Guanlin, Jisung ile birlikte birkaç günlüğüne Tayvan'daki şirkete gitmişti fakat ne zaman geleceklerini kimse bilmiyordu.

Black | OngnielHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin