1.3

1.9K 133 7
                                    







Titriyordum.

Tamamen ayılmış gibi hissetsem bile hâlâ sarhoştum. Tanımadığım bir eve sokulduğumda onu inceleyecek gücüm bile yoktu. Sadece bir köşeye kıvrılıp ağlamak istiyordum. Suho beni kucakladığı gibi salona götürdüğünde bir köpek koşarak bize doğru geldi. Bedenim yumuşak koltuğa bırakıldığında beyaz köpek hemen sahibinin ayaklarının dibinde durup sorgular gözlerle bana baktı.

"Köpeklerden korkmuyorsundur umarım?" diye sorduğunda kafamı iki yana salladım. "Sana sıcak bir banyo hazırlayayım." Gitmek için hareketlenmişti ki kolundan tutuverdim.

"Gitme."

Önce kolunu tuttuğum elime, sonra bana baktı. Köpek zemine çömelmiş bir şekilde bizi izlemeye devam ediyordu. "O şekilde oturursan hastalanırsın."

"Birkaç dakika daha..." diye mırıldandım. Gözlerim ağlamaktan şişmişti büyük ihtimalle. "koruyucum olur musun?"

Yeniden ağlamaya başladığımda yavaşça kolunu çekti ve dönüp hemen yanıma oturdu. Bacaklarımı kendime doğru çektim ve üzerimde duran montuma biraz daha sarıldım. Köpek hafifçe koltuğa yaklaşıp çıplak ayak parmaklarımı koklamaya başladığında Suho yavaşça bana doğru döndü. O da ne yapması gerektiğini bilemiyormuş gibi duruyordu.

"Soğuksun." dedi bir anda parmaklarını bileğime sararken. "Üşüyor musun hâlâ?"

Gözlerimi kaldırıp onun gözlerine baktım. Özellikle Kore gibi bir yerde özel hiçbir şeyi olmayan bu gözler bu kadar güzel nasıl bakabiliyordu?

"Üşümüyorum." dedim tam aksi olmasına rağmen. Sıcak bir banyo gerçekten iyi gelebilecekken bunu reddetmiştim çünkü şimdilik yanımdan ayrılmasını istemiyordum. Cevabımla iç geçirdi ve önce yavaşça, tepki ölçer gibi kolunu omzuma doğru yönlendirdi. Bir şey söylemediğimi görünce omzumu sardı ve yan dönüp beni sıcak göğsüne doğru çekti. Birkaç dakika önce soğuk toprakta yatak sırtım onun sıcak göğsüyle buluştuğunda yavaşça nefes aldım. "Madem ayrılmama izin vermiyorsun," dedi açıklama yapma ihtiyacı hissederek. "seni ısıtmanın tek yolu bu." Sanırım kendimi tehdit altında hissetmemi istemiyordu.

O an büyük bir kahkaha atasım geldi, ona cinsel imalarda bulunan kişi bendim. Belki de çekinen kişinin o olması daha makul olurdu.

"Özür dilerim." dedim birkaç dakika o pozisyonda kaldıktan sonra. "Noel'ini mahvettim. Çok kötü bir park arkadaşıyım." Ben bunları söyledikten sonra köpek yavaşça koltuğa çıktı ve beni koklamak için yanıma sokuldu. Küçük burnu uzanıp montumu sonra da saçlarımı kokladı.

"Önemli değil."

"İnsanlar seni merak edecekler." Burnumu çektim. Gözyaşları yanaklarımdan aşağıya süzülmeye devam ediyordu. "Hata ettim, yurda dönmeliydim." Ancak sakinleşip kendime gelebiliyordum.

"Yalnız kalmaman senin için daha iyi. Benim için sorun yok." Köpek koklamayı bitirdikten sonra zıplayarak yere indi ve gözlerini dikerek bana havlamaya başladı. Ben sessiz sessiz ağlarken, her şeyi yakmak isteyen yanım köpeğin bile benden hoşlanmayışına üzülmeye başlamıştı. En sonunda Suho köpeği susturmak için "Byul-ie ~ Çok ayıp!" demek zorunda kaldı. Köpek birkaç saniye sustuktan sonra yeniden havlamaya başladı.

"Köpekler bile benden hoşlanmıyor." diye fısıldadım kendi kendime.

"Ne?" Suho kafasını bana doğru yaklaştırdı. Şimdi dudakları yanağımın tam hizasındaydı. Nefes alışverişlerini duyabiliyordum.

"Sanırım sana zarar vermemden korkuyor. Senin bana vereceğini düşünmeyeceğine göre." Burnumu çektim ve montumun altından ellerimi çıkartıp yavaşça gözlerimi sildim. "En iyisi gideyim."

c o ş k u | suho (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin