0.6

1.8K 138 38
                                    



Ben tteokbokki yerken hiçbir şekilde yerinden kıpırdamamıştı. Aramızdaki mesafe ilk günkü gibiydi, sadece yerken beni izliyordu. Arada telefonunu çıkarttı, bir şeylerle uğraştı. Yemek bittiğinde ağzımı sildim ve derin bir nefes aldım. Kendi kendime gülümsediğimde gözlerini bana çevirdi.

"Yemek için teşekkür ederim." dedim kocaman gülümseyerek. Güzel bir yemek yememize asla izin verilmiyordu bu yüzden tteokbokki yiyebilmek benim için lüks sayılırdı.

Gülümseyen dudaklarıma baktı, ardından "Önemli değil." dedi. "Akşam yemeği yemedin mi?"

"Fazla bir şey yiyemedim. Tam olarak doymamıştım." dedim poşeti ayaklarımın dibine bırakırken. Cebimdeki sigara paketini çıkarıp bir dal yaktım, yemekten sonra sigara içme keyfini uzun zamandır yapamıyordum.

"Neden yiyemiyorsun?" Merakla sorduğunda bende ona baktım.

"Önemli bir şey değil, yemek bulamadığımdan filan değil." Dumanı dışarıya verdim. "Peki bayım siz neden günlerdir buraya geliyorsunuz?"

"Biraz canım sıkkındı, seninle muhabbet edebileceğimi düşünmüştüm." Derin bir nefes aldı. "Ama sen hiç gelmedin."

Gelemedim.

"Beni bu kadar çabuk mu merak ettin?" Güldüm.

"Seni tanımayan birisiyle endişe etmeden konuşabilmek çok güzel." dedi benim düşüncelerimi bana söylerken. "Bazen vermek istediğin tepkileri insanlara gösteremiyorsun ve bu içinde birikiyor."

"Evet..." dedim yavaşça. Ne diyebilirdim ki? Bende aynı bu şekilde düşünüyordum.

"Hiçbir yabancının kollarında ağlamak istedin mi?"

"Hayır." Acaba istediği bu muydu? "Sen?"

"İstedim."

"Kaç kere?" diye sordum bu sefer.

Kendisine düşünme fırsatı bile vermeden "Üç kez." dedi.

"O zaman dördüncü kez böyle hissedersen..." Bakışlarımı gözlerine çevirdim. O benimkileri göremese bile ben onunkileri görebiliyordum. Sanırım gördüğüm en güzel gözlerdi. Elimi kaldırdım ve yavaşça omzuma koydum. "burada ağlayabilirsin."

"Gerçekten çok cömertsin." dedi gülerken.

"Öyleyim." Gülümsedim, daha sonra ise ciddi yüz ifademe büründüm. "Ciddiydim bayım, fazla gevşek birisi olabilirim ama nadiren böyle konularda şaka yaparım."

"Bayan, beni korkutuyorsunuz." dedi bacak bacak üstüne atarken.

"Sende beni korkuttun." dedim samimi bir şekilde. "Elinde bir paket tteokbokki ile geldiğinde."

"Seni düşündüğüm için, seni mi korkuttum?" Kafası karışmış bir şekilde bana baktı. Sigaran bir nefes daha çektim. Yarısından fazlası çoktan küle dönüşmüştü.

"Evet." Bunu daha önce söylemediğim için nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum o yüzden birkaç saniye sustum. Söyleyip kurtulmak isteyen yanımı bastırmaya çalıştım ve elimden geldiğince tane tane konuştum. "Daha önce kimse gerçek beni düşündüğü için bir şeyler almamıştı."

"Gerçekten mi demek istedin?" diye sordu. Yabancı olduğumu biliyordu, bu yüzden kelime hatası yaptığımı düşünmüştü sanırım. Bilerek sorusuna yanıt vermedim.

"Hayatımda yediğim en lezzetli tteokbokkiydi." Sigarayı yere atıp ezdim. Parktan ayrılmadan önce izmaritleri oradan toplar öyle giderdim.

"Ben aldığım için öyledir, elimin değdiği her şeyi mükemmelleştirmek gibi bir huyum var." dediğinde ilk defa onun bu narsist yanıyla karşılaşıyordum.

c o ş k u | suho (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin