Bu çoşku'ya yazdığım kırk ikinci bölüm... Word sayfasında 302 sayfa oldu bile. Üstelik daha gidecek yolumuz var... Kendime bir alkış alabilir miyim lütfen? Lütfen okurken bol bol yorum yapın ve oy vermeyi unutmayın! Sadece okuyup geçmeyin kalbimi kırarsınız o zaman T.T
Bu arada bölümü okumadan yayınlıyorum, yazım hatalarını sonra yeniden okuyup düzelteceğim.
Ayrıca, KYUNGSOO odaklı olan bela isimli hikâyenin ilk bölümünü yayımladım. Nasıl bir şey okuyacağınızı bilin istedim. Ona da bir bakarsanız sevinirim. *-*
Âşık olmayı hiç böyle hayal etmemiştim ama bana geldiğinde fark etmemiştim de. Öyle ki, ona ne zaman âşık olduğumu bilmiyordum, tek bildiğim onun benden zerre hoşlanmadığıydı. Beni tanımlarken hep şu sözcükleri kullanırdı: bela, aptal, sakar ve beceriksiz!
Onun gibi birisi için yeterli olmadığımı biliyorum ama âşkını kazanmak için elimden geleni yapacağım!
*
Junmyeon'dan ayrılmak bana her ne kadar zor gelse de yapmak zorundaydım çünkü bitirmem gereken bir konser turu vardı. Beni ertesi gün otele bırakırken vedalaştığımızda elini bırakmak istememiştim ama elimi yeniden tutacağını söyleyip beni ikna etmeyi başarmıştı. Kızların yanına döndüğümde tüm moralim yeniden düşmüştü. Dünya turunu bitirene kadar çok zorlanmıştım. Mindelere kötü halimi göstermek istemediğimden elimden geleni yapıyordum ama gülümsemek zorunda olmak hatta yatağımdan çıkmak zorunda olmak bile beni mahvetmişti.
Kore'ye döndüğümüzde biraz olsun nefes alabilmiştim çünkü daha az iyiymiş gibi rol yapmam gerekiyordu. Kore'ye döndüğümüzde mart neredeyse bitmek üzereydi. Benim birkaç haftaya Türkiye'ye gitmem gerekiyordu. Yüzü olduğum Mavi'nin yeni kreasyonunu tanıtacaktım. Mavi neredeyse bir yıldır model olarak beni kullanıyordum. Kore'de ünlü olmamın yanı sıra Türkiye'de de baya bir popülerdim. Benim popülerliğimle birlikte Altın Kelebek'te bile ödül almıştık. Tabii ülkeme dönüyor olmam ailemi görebileceğim anlamına gelmiyordu. Üç gün boyunca orada olacaktım ama Başkan ailemi göremeyeceğim şekilde tüm programımı doldurmuştu.
Benim için yaptığı güzel sayılabilecek tek şey belki de Magnum Opus'un içinde çıkış yapmamı sağlamaktı. Onun dışında her zaman önüme engel koymak ve yolumu zorlaştırmak için elinden geleni yapıyordu.
Kore'ye döndükten sonra Sehun ile birkaç kez konuşmuştum. Bana iyi olup olmadığımı sormuştu. Beni kendimi yaralarken bastığından beri oldukça korumacı davranıyordu. Her gün mesaj atıyor ve nasıl olduğumu soruyordu. Diğer üyelerle pek fazla konuşmamıştım, Baekhyun arada beni güldürecek komik fotoğraflar atıyordu.
Minseok oppa beni söz verdiği akşam yemeğine davet ettiğinde yurttaydım. Yemek birazcık bahane gibi duruyordu aslında. Junmyeon ile arada sırada konuşsak bile ona neler yaptığını sormaya biraz çekiniyordum. Konuyu ben açmak istemiyordum çünkü bu konu hakkında konuşmak bana hâlâ zor geliyordu. O ise konudan hiç bahsetmiyordu. Sehun'a birkaç kez ne yaptığını sormuştum ama Sehun bana hiçbir şey söylememişti. Hepsi onun haklı olduğunu düşünüyordu ve arkasında gibi görünüyorlardı. Minseok oppayla konuşursam belki ondan bir şeyler öğrenebilirdim, birazcık da olsa bunu umut ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
c o ş k u | suho (✓)
Fiksi PenggemarMagnum Opus'un Türk üyesi Lynx, sadece tek bir kişinin kendisini iyileştirebileceğini düşünmektedir. Bu kişi ise EXO'nun lideri Suho'dan başkası değildir. Sırf Suho'nun etrafında olmak ve kendisini iyileştirmesini sağlamak için Lynx, Suho'yu baştan...