6.1

1.1K 100 33
                                    

Kötü Lynx buralara uzun süredir uğramıyor, değil mi? Neyse ki geldim!

Selam sana gün ışığı, dünya sana merhaba, diyor!

İyi okumalar.

Sevgilerle, Lynx.

*


"Ne düşünüyorsun?" diye sordum Junmyeon'a, o bana meyve yedirmeye çalışırken. Toktum ve yiyecek yerim yoktu ama vitaminin bebek ve benim için iyi olacağını söyleyerek bana bir şey yedirmeye çalışıyordu. Ona kızlarla konuştuğumuz şeyleri anlatmıştım. Ondan habersiz ya da onun onayı almadan bir şey yapmak istemiyordum çünkü yarın el yazısı mektubu yayınlandıktan sonra yaptığım her şey eninde sonunda ona da dönecekti.

"Ne mi düşünüyorum?" diye sordu tatlı tatlı, bir yandan da ağzıma bir portakal uzatıyordu.

"Hıhı," dedim. Karu Azra'yı gezmeye çıkardığı için yalnızdık. Birkaç gün sonra yılbaşındaki boşluklarına dek vermeleri gereken konserleri yüzünden ayrılacaklardı. Söylediğine göre şirket hayranların tepkisine göre onun katılımını engelleyebilirdi bile, böyle bir şey olsun istemezdim. "eğer olmaz dersen yapmayacağım."

"Sözümü dinleyeceksin yani?" Şaşırmış gibi yaptığında ağzımı açıp portakalı kabul ettim.

"İlk defa, evet." dedim kafamı sallayarak. "Çünkü bu sefer farklı, ben böyle bir şey yaptıktan sonra sana da kızabilirler. Bu yüzden istemezsen yapmam."

"Buna ihtiyacının olduğunu biliyorum." dedi yumuşak bir şekilde. Ben portakalı çiğnerken gülümseyerek bana bakıyordu. Koltukta bağdaş kurmuştu, beni ise uzanmak zorunda bırakmıştı. "Yapmayı istediğini de biliyorum."

"Dürüst konuşmak gerekirse istiyorum." diye yanıtladım onu. Bana yeni bir dilim uzatmaya çalışınca elinden kapıp onun ağzına sokuverdim portakalı. "O kadar çok doldum ki içimdekileri kusmak istiyorum. Hem, susarsam daha çok üstüme geleceklermiş gibi hissediyorum. Birilerinin artık konuşması gerekiyor, susması değil. Lakin..."

"Evet?" diye sordu dolu ağzıyla.

"Yaptıklarımdan keşke ben sorumlu tutulsam. Benim yanımda seni ve de EXO'yu da yakmaya çalışacaklar. O yüzden senin ve çocukların fikirlerini de soruyorum. Eğer istemezseniz gerçekten içtenlikle kabul edeceğim."

"Bazen bir şeyleri değiştirmek için cesur olmak gerekir." dedi Junmyeon vaaz veren haline bürünerek. "O cesur insanlar belki de bizler olmalıyız."

"Yani?" diye sorduğumda merakla, bana bir portakal daha uzattı. Elindekine, ardından ona baktım. Yüzümü asarak "Doydum, gerçekten. Daha yiyemem." dedim.

"Olmaz, bak yemezsen arkandan ağlarlar." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Sen bunu nereden öğrendin?" Korece söylendiğinde kulağa o kadar garip geliyordu ki.

"Annenden." dedi gülümseyerek.

"Yiyecek yerim yok, midem ve bebek beni zaten şişirmiş durumda." Elinden kaptığım gibi yeniden zorla ona yedirdim. "Al sen ye, senin de vitamine ihtiyacın var."

"Doktor randevunu aldığımı biliyorsun, değil mi?" diye sordu bir şey demeden elindeki tabağı kenara koyarken. Kafamı salladım. Yarın birlikte kadın doğum uzmanına gidip bebeğin cinsiyetini öğrenecektik. Aslında ailem biliyordu, bize söyleyebilirlerdi ama gidip öğrenmenin ve onu görmenin daha güzel bir anı olacağını düşünmüştük. "Çok gerginim."

c o ş k u | suho (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin