0.3

2.3K 153 67
                                    

Magnum Opus: Magnum Opus, Latince "büyük iş" anlamına gelen bir deyiştir. Yazıldığı gibi okunur. Bu deyiş bir sanatçının en önemli ya da en bilinen eserini, yani başyapıtını belirtmek için kullanılır.

26.12.19

-


Yurda döndüğümde Yogeum beni yakalamış ve geç saatte tek başıma, kimseye haber vermeden –notu haberden saymıyordu- çıktığım için beni baya bir azarlamıştı. Ona göre daha dikkatli olmalıydım, menajerim olmadan bir yere gitmemeliyim. Özellikle yurttan kaçmak kötü bir alışkanlıktı.

En sonunda beni Yogeum'dan kurtaran Jihyun'du. Onun sayesinde derin bir nefes alabilmiştim. Banyoya girdikten sonra giyinmiş, her akşam bir bakıma zorla yaptığım bakımımı yaparken Jihyun odama gelmişti.

"Nasılsın?" diye sordu, saat beş buçuğa geliyordu, üstelik biz henüz uyumamıştık. Menajerimiz cildimize, saçlarımıza ve de vücudumuza çok iyi bakmamızı söylemişti. O yüzden yaklaşık yarım saatimi alan bu bakımları her sabah ve akşam yapmak zorundaydım ve bundan nefret ediyordum.

"Yorgunum, uykum var ama ben durmuş bunlarla uğraşıyorum."

"Türk kızlar bakım yapmayı sevmez mi?" diye sordu gelip yatağıma otururken. Odamda aşırı kalın, siyah renkte kadife bir perde vardı. İki kişilik yatağım bordo rengindeydi. Yatağımın hemen karşısında bir makyaj masası vardı, onun yanında da bilgisayarım bulunuyordu. Kıyafetlerimin olduğu dolabın hemen yanında oldukça büyük bir kütüphanem vardı ama kitaplarım oraya sığmıyordu o yüzden odamda bulabildiğim her yere kitap dizmiştim. Üst üste dizdiğim kitapların birçoğu neredeyse ufak tabureler kadardı. Yurdumuz yerden ısıtmalı olduğu için benim odam hariç hiçbir yerde halı yoktu, Korelilerin halıyla pek arası yoktu. Halıyı ise annem benim için yollamıştı. Odamın duvarları, özellikle de yatağımın başı arkadaşlarımla, ailemle, hayranlarımla çekildiğim fotoğraflarla doluydu. Bunların arasında ilk konserimizde çekindiğimiz fotoğraflar, ilk hayran buluşmamızda çekindiğimiz fotoğraflar gibi özel anılar da vardı. Makyaj masamın aynasının etrafına ise hayranlarımın benim için yazdığı güzel notları yapıştırmıştım.

Lynx, sen hayatımda gördüğüm en güzel insansın.

Melek olduğunu düşünüyorum ama bunu sesli söylediğimde insanların bana güleceğinden korkuyorum.

Lütfen daha çok gülümse, sen gülümseyince dertlerimi unutuyorum.

Evinden çok uzaklara geldiğin için teşekkür ederim.

Yinni unni, doğduğun için teşekkür ederim!

Bizim güzel dişi kurdumuz, doğum günün kutlu olsun!

Asena, daima bizimle kal!

Ve daha niceleri. Hayranlarımın bana taktığı isimlerden bazılarıydı Yinni ve Asena. Türk olduğum ve de genelde programlarda ya da gösterilerde 'havalı' olmak benim işim olduğu için çok asil göründüğümü düşünüyorlardı. Türk mitolojisini biraz eşelemişler sonra da bana Asena demeye başlamışlardı. Onların gözünde ben ilahi dişi kurttum.

Asil.

Savaşçı.

Evim aklıma gelince aynadan yatağımda oturan Jihyun'a baktım. "Hayır, aslında fazlaca düşkündürler. Biz Türkler temizliğe çok önem veririz." Esnedim. "Sadece benim için fazlaca anlamsızlar. Sanırım Kore'de idol olabilecek birisi değilim."

c o ş k u | suho (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin