Dans ettiğim süre boyunca göz hapsindeydim, bunun gayet farkındaydım. Hiçbir şekilde bir şey dememiş ama yapmamıştı. Ne zaman ki bir diğer sarhoş olan Baro ile birbirimize sarılıp dans etmeye başlamıştık, işte o zaman Baekhyun yanımıza gelip bizi ayırmıştı."Yinni! Görüşmeyeli uzun zaman oldu!" Konuşma bahanesi ile beni kenara çekmiş ve bir koltuğa oturtmuştu. "İyi misin? Ne kadar içtin?"
"Sanırım dünyaları." Hıçkırdım ve uzanıp Baekhyun'un elini tuttum. "Baekie~ Bana bir bardak kokteyl getirir misin?"
Baekhyun kaşlarını çattı. "Sen şuan aegyo mu yapıyorsun?"
Elini sıktım. "Lütfeeen!" Şirin bir şekilde gülümsedim. "Eğer Baekie istediğini yapmazsa Yinni ona küser." Elini bıraktım ve küsmüş gibi kollarımı göğsümde bağladım. "Hem de çok fena küser! Çoook küs-er-er-im."
Konuşmam sonlara doğru iyice bozulunca Baekhyun güldü ve uzanıp saçlarımı karıştırdı. "Sana bir bardak daha içki verirsem büyük ihtimalle bu partiden cenazem çıkar o yüzden yapamam." Bir şey dedi ama müzik yüzünden duyamadım. Kulağıma doğru eğilip bağırmaya başladı. "Seni kusturmamı ister misin?"
Kafamı şiddetle iki yana salladım. "Ben içki istiyorum."
"Olmaz."
"Lütfeeeen ama... Lüüüüpeeeen!" Dudaklarımı uzatıp sevimli bir şekilde konuştuğumda Baekhyun'un beni reddederken zorlandığının farkındaydım.
"Çok şirinsin ama olmaz." İşaret parmağını gözümün önünde iki yana salladı. "Öleyim mi istiyorsun?"
"Madem Baekie Yinni'ye içki almıyor, o zaman bende giderim." Kalkmak için hareketlendim ama Baekhyun hemen omuzlarıma bastırarak beni yeniden koltuğa oturttu.
"Hiçbir şey gidemezsin. Zil zurna sarhoş olmuşsun. Arkadaşların nerede senin?"
"Buradalar ya işte." Elimle salonu işaret edince güldü.
"Onlar değil şapşal, grup arkadaşların. Kimlerle geldin?"
"Bil-me-mm." Hıçkırdım. "Ehehe, hatırlamıyorum şuan."
"Biliyor musun, sarhoşken daha arkadaş canlısı ve sevimlisin. Seni hep sarhoş mu etsek?" Keni kendine birkaç dakika düşündü. Bende uzanıp başımı koltuğun kenarına dayadım. "Yok, büyük ihtimalle Sehun delirirdi."
"Tepsi suratlı." Sinirle konuştum. "Ondan hiiiiiiç hoşlanmıyorum."
"Vay canına, sarhoşken bile maknaeden nefret ediyorsun." Baekhyun yeniden gülünce bende güldüm ve sonra elimi salladım.
Aramızdaki bu garip konuşmayı bölen Siwon oldu. Mikrofonu almıştı ve parmaklarını vurarak çalıştığını teyit ediyordu. "Herkese iyi eğlenceler, keyifler yerinde mi?" diye sorduğunda herkes çığlık attı. "O zaman gecenin en çok beklenen anına geçelim mi? Şarkı söyleme yarışması!" Siwon güldü. "Önce kim başlamak ister?"
Gözlerimi yavaşça kırpıştırıp onu izledim, sahneye ilk atlayan 2PM'den bir adamdı ama adını hatırlamıyordum. Nick? Nike? Nida? Neydi ki adı? Bir kız grubu şarkısı söyleyip taklidi yaptığında herkes delice alkışlamıştı. Hemen ardından Baro'nun grubundan birkaç çocuk çıkmış ve Orange Caramel'in taklidini yapmıştı.
Bu sırada sırf pinekleyen halimden dolayı Baekhyun beni tek başıma bırakmaya karar verip gitmişti ama göz hapsimin devam ettiğini arkamı dönünce görmüş oldum. Üstelik sadece Junmyeon'un değil, Baekhyun dahil Sehun'un da göz hapsinde bulunuyordum. Kendi kendime güldüm, beni izlemeleri komik gelmişti. Çocuk değildim, elbette başımı belaya sokacak bir şey yapmayacaktım. Neden beni göz hapsine alıyorlardı ki? Sinir olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
c o ş k u | suho (✓)
FanfictionMagnum Opus'un Türk üyesi Lynx, sadece tek bir kişinin kendisini iyileştirebileceğini düşünmektedir. Bu kişi ise EXO'nun lideri Suho'dan başkası değildir. Sırf Suho'nun etrafında olmak ve kendisini iyileştirmesini sağlamak için Lynx, Suho'yu baştan...