🍂BÖLÜM 22🍁

54 22 32
                                    

Multi : Bora

Acılara ağlayan ben artık acılara gülüyordum.
Kitaplarisevmeyende

Bir kaç gündür normal insanlar gibi sıradan geçen günler yaşıyorduk.
Ama bu sıradanlık bile bir yere kadardı. Bugün Bora'nın arkadaşlarından biri daha kaçacaktı ve biz onların kaçacağı yere gidip onları orada bekleyecektik.
Bunun dışında bir de bir kaç gündür Toprak ile taşınma konusunu ayarlıyorduk. Bir kaç ev bulmus birlikte bakmamızı önermişti. Ama ben birini seçmesini bununla vakit kaybetmemize gerek olmadığını söyleyince gitmedik.
Ben eşyaları toparlamaya başlamıştım bile. En azından kıyafetlerimizin çoğu ve mutfak eşyaları gibi ufak tefekleri toparlamış sayılırdık.

"Suu, güzelim hadi çıkalım"

"Geldiim"

Evden çıkarken artık Kumsal ve Bora'ya haber verme gereği duymuyor, zaten onlar uyanmadan çıkıyorduk. Bugün biz gelince ise direk belirlediğimiz bölgeye gidecektik.
Zor bir gün olacağa benziyordu. Ama sonunda mutlu olabileceğimizi de hissediyordum.
...
Anahtarla kapıyı açıp içeri girerken hızlı olmaya çalışıyordum. Fazla vaktimiz yoktu çünkü. Kumsal ve Bora, Toprakla birlikte gerekli hazırlığı yapıp dışarı çıkarlarken ben de üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup daha rahat bir şeyler giydim ve hızla onların yanına gittim.

"Bora sen öne bin, hadi!"

Bora öne oturup bize yolu tam olarak tarif etmeliydi böylece daha hızlı olabilirdik.
Yaklaşık 15 dakika sonra Boraya ne kadar kaldığını sordum.

"10 dakikalık yolumuz kaldı. Sonra bir sokak var ama yürümemiz gerekiyor. Orada zaten siz inmeyeceksiniz ben Ayşeyi alıp geleceğim."

"Anladım ama bence biz de gitmeliyiz en azından birimiz"

Bunu Toprak'a bakarak söylemiştim ki o da başıyla bana onay vermişti. Bora itiraz etmek için ağzını açtığında Toprak itiraz istemediğini net bir dille anlatmıştı bile.
"Benle geliyorsun!"

Biz yolu hesaplamaya çalışırken Kumsal mırıldanmaya başlamıştı. Ama dedikleri anlaşılamıyordu ve aniden bir çığlık kopardı.
Bora bir şeyleri anlamış olacakki bize doğru konuşmaya başladı.

"Abi diğer yola geçmen gerekiyor hemen"

"Abla sen de başını yatırır mısın dışarıyı görmesin"

Bir iki dakika içinde Kumsal sakinleşmişti. Ben ise hala o arada Kumsal'ın ağzından çıkan 'kelepçe' kelimesini düşünüyordum.
Bu çocuklar kesinlikle bildiğimizden fazlasını yaşamışlardı. Ama bu konuyu akşam açmam daha iyi olacak gibiydi.

"Ufak bir kriz geçirdi. Onu ilk getirdikleri yer burasıydı. Ve burada az şey yaşamadı bu yüzden kaldıramadı."

Yavaşça kafamı salladım. Onu anlamak için çok bir çaba sarf etmeme gerek yoktu zaten .
Yol bittiği zaman ileride ara sokakların başı görünen ama oldukça boş bir yerdeydik. Bir şeyler eksikti burada. Bir kaç tane aralarında uzun aralıklar bulunan gri binalar vardı. Bir tane de içinde çocuk dahi bulunmayan bir çocuk parkı. Binalar genellikle 5-6 katlı olmasına rağmen 5 katlı bir binada 2 kat ya da 3 kat kullanılıyordu. Bunların içinde de aile ortamı yok sayılırdı. Sanki ruhu boş insanların içlerindeki boşluğu bu ruhsuz duvarlarla doldurmaya çalışmış gibiydi. Ortada tam anlamıyla böyle bir tablo vardı.
Küçük bir titreme kısa süreliğine bedenimi ele geçirirken yavaşça Kumsal'ın yanına gittim. İlerlemeye başlamış Bora ve Toprak'a bakıyordu.

"Abla?"

"Söyle güzelim"

"Ne olacak böyle ?"

KURTAR BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin