Seni kıskandıklarındaChan
Chan son zamanlarda garip davranıyordu ve nedenini anlamıyordun. Huzursuz hissediyordun. Seninle zar zor konuşuyordu ve en ufak bir şeyde sinirleniyordu. Onunla bu konu hakkında sakin ve olgun bir şekilde konuşmaya karar verdin. Ön kapının açıldığını ve kapandığını duyduğunda oturma odasında oturuyordun, umursamazca televizyonda ne varsa onu izliyordun. İzlediğin şovun sesini kıstın ve Chan'a seslendin. Ayak sesleri yaklaşıyordu.
"Hey," gülümsedin, "Biraz konuşabilir miyiz?" başını salladı, yanına oturdu. "Yanlış bir şey mi var Chan?"
"Ne?" diye sordu, tam olarak gözlerine bakmıyordu. "Neden bahsettiğini bilmiyorum." diye devam etti.
"Chan, bebeğim, bana bak." elini kaldırdın, yüzüne dikkatlice dokunarak başını sana doğru çevirdin. "Sadece seni neyin rahatsız ettiğini söyle."
Chan konuşmadan önce büyük bir nefes verdi, "Ben... seni gördüm." duraksadı, "Tanımadığım bu çocuk ve senin onunla takılman beni gerçekten rahatsız etti. "
"Ne çocuğu?"
"Geçen gün birlikte olduğun çocuk! " cümlesini bitirir bitirmez gülmeye başladın. "Bunun gülünecek bir şey olduğunu sanmıyorum, Y/N."
Kahkaha atmayı kestin ve sevgi dolu bir şekilde gülümsedin. "Özür dilerim Chan. Ama çok sevimlisin. O benim kuzenimdi seni salak. Ziyaretime gelmişti, çünkü onu yıllardır görmedim." yüz ifadesinin sinirliden suçluya nasıl döndüğünü gördün.
"Ahh tahmin etmeliydim. tabii ki kızıma güveniyorum. " dedi mahçup bir şekilde. "Ben sadece ... Seni çok seviyorum ve kaybetmek istemiyorum. "
MinhoMinho genellikle size yakın olan insanlara karşı koruyucu ve kıskançtır. Sana tüm kalbi ile güveniyor, ama sen o kadar güzelsin ki, birisinin seni ondan uzaklaştırmasından korkuyor.
Seul sokaklarında el ele yürüyordunuz. dinlenmek için cafenin birine girdiniz. Minho'ya siparişi vereceğini söyleyerek kasiyerin yanına doğru ilerledin. Minho da cam kenarında bir masaya çoktan yerleşmişti bile.
Ne istediğini söyleyip nakit olarak parayı uzattın ama kasiyerin elini olması gerekenden fazla tuttuğunu fark ettin. Oldukça fazla.
"Hey, ne kadar güzel göründüğünü söyleyebilir miyim?"
"Teşekkür ederim." diyerek hafifçe başını salladın.