☘️12☘️

6.6K 408 226
                                    

120 gün... Annemsiz geçen 120 gün. Geçen bu 120 günün içinde çığlıklar, krizler, ağlamalar ve kendini suçlamalar bulunuyordu.

Jisoo unnie hiç yanımdan ayrılmamıştı. aynı şey jungkook içinde geçerli olmuştu. Gerçekten istediği için mi yoksa oyundan mı yaptığını anlayamamıştım.

Yavaşca kalemimi kağıdın üzerinde amansızca gezdirdim. Resmi parmaklarım arasına alıp buruşturdum ve, çöp kutusuna basket şeklinde atmayı başardım.

Yavaşca kafamı, masaya koyduğumda "Lisa hadi yemek vakti!" dedi jisoo unnie. Yavaşca ayağa kalktım ve yavaş adımlarla aşağıya indim.

Şu 120 günde dış görünüşüm bok gibi bir haldeydi aynı şekilde içimde. Yani ruh halim.

Yavaşca masaya oturdum ve unneimin tabağıma koyduğu yemeği yemeye başladım.

"Kendini nasıl hissediyorsun?"

"120 güne rağmen daha iyi hissediyorum unnie."

"Güzel. Akşam bir baloya katılacağız. Biliyorsun jungkook senin için birkaç baloyu erteledi."

Benim için mi?

Neden kalbim ve beynim kavga edecekmiş gibi geliyor?

Kafamı olumlu anlamda salladığımda, suyumdan bir yudum daha almıştım.

"Haneul birazdan gelecek." dediğinde yüzüm yavaşca düşüvermişti.

Onun jungkook'a olan bakışlarını sevmiyordum ve birde bana olan bakışlarını.

Peki ama neden ona o şekilde bakınca kendimi rahatsız hissediyorum?
.
.
.

Hiçbirşeyi beğenmemişti. Ve ben, bu yorgun argın bedenimle verdiği her elbiseyi giyor sürekli etrafımda dönüyordum.

"Yeter!" diye çığırdığımda elimi havaya kaldırdım ve durmasını belirttim."Sabahtan beri bak, saat 5'ten beri hazırlanmaya çalışıyoruz ve saat şuan 8"diye çığırdığımda onun dişini sıktığını fark etmiştim.

"Artık bir stilist istemiyorum."

"Anlamadım?"

"Beni gayette iyi anladın. Bir stiliste ihtiyacım yok. Kendim giyinebilirim." dediğimde kaşları yavaşca havalanmıştı. "Ama bay-"

Jungkook'tan öğrendiğim o soğuk bakışları haneule gönderdiğimde o, topuklarını yere sertçe vurmuş ve odadan çıkmıştı.

Jungkook'tan öğrendiğim o soğuk bakışları haneule gönderdiğimde o, topuklarını yere sertçe vurmuş ve odadan çıkmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçlarımın zaten yapılmış olması bana avantaj sağlamıştı.
Boğazıma, annemin verdiği 4 yapraklı yoncayı taktığım gibi,

Yavaş adımlarla aşağıya indiğimde, haneul kendini duvara yaslamış sinirle dururken jungkook, masaya oturmuş öylece beni bekliyordu.

"Jungkook ba-"

"Jungkook derken? o senin patronun olmuyormu haneul'cum. Ona bay jeon demen gerekiyor bu bir ikincisi beni kendi kocama şikayet edeceksen bunu aklından geçirmen bile kovulmana neden olabilir.

Dedim ve yavaşca topuklarımın üzerinde ona doğru döndüm.

"Tam 3 saattir yorgun argın elbise deniyorum ve hanfendi giydiğim elbiseyi ya beğenmiyor yada 'ne kadar zayıfsın' diyip fiziğimle dalga geçmekle meşgul oluyor."

Dediğimde onun bakışları haneula çevrilmişti. Haneul yüzüme sinirli bir ifade ile bakarken, "Rolleri karıştırmayalım lütfen haneul. Ve ben, artık seni stilistim olarak istemiyorum. Sayende, ya çok açık giydiriyorsun yada hiç giydiremiyorsun. Jungkookun stilistliğine karışmam onun bileceği iş ama benim sabrım taş-"

"Tamam lisa, artık bir stilistin yok." dedi dudaklarını birbirine bastırarak. Yüzümde o gülümsemem açarken o, şaşırmış bir ifade ile bana baktı.

Ne zamandan beri gülmüyordum?

Yavaşca parmaklarımı parmakları arasına geçirdi.

Kalbimin iyi olduğunu düşünmüyorum.

Yavaş adımlarla evden çıktık ve, arabaya bindik.Ve ben, o eski korkak kediye geri dönmüştüm.

"Bana kızdınmı? yani üzgünüm aniden çıkışmış ve senin düşünceni almamış olabilirim ama, sürek-"

"Kızmadım."

"Ha?"

"Diyorumki:Doğru olanı yaptın ve sana kızmadım. Kimsenin karımı yormaya hakkı yok öyle değilmi?"

Dedi ve arabayı çalıştırdıp sürmeye başladı.

Karım?
____________________________

Saatlerdir bu masaya oturmuş etrafa afedersiniz bir 'mal' edası ile bakınıyordum. Neden mi? çünkü iş konuşuluyordu...

"Çok sıkıldım. "dedim yüzümü avcumun içine alarak."Bende."dedi jisoo unnie ve oda benim gibi yaptı.

"Lisa, sana daha sonra birşey söyleyeceğim."

"Neden şimdi değil?"

"Çünkü-"

"Noona, karımı lafların ile boğmassan onunla dans edeceğim." dedi jungkook muzip bir ifade ile bu hali beni gülümsemiştim.

Neden senin yanında iken, sürekli gülümsüyorum?

Yavaşca elini dans etmek amacı ile uzattı ve, gözleri ile bana adeta rica etti. Yavaşca elimi onun elinin üzerine koydum ve, beni sürüklemesine izin verdim.

Yavaş bir şekilde tempoya uyarak dansımıza devam ederken o, belimi sıkıca kavramıştı birdaha bırakmak istemiyormuşcasına.

Belkide bırakmak istemiyordu ha?

Yavaşca belimdeki eli orayı okşadı o yarım ağız gülümserken bu beni gıdıklandırmıştı. sıkılaştırdı.Bir elini, saçlarıma koyup geri ittirdiğinde nefesi boynuma çarpıyordu. Ve ben gözlerimi kapatmak istiyordum.

Peki ama neden?

Dudakları yavaşca boynuma değdiğinde herkesin bize baktığına yemin edebilirdim.

Bu bir oyun olmasına rağmen neden etkilendim? oysaki, beni ilk öptüğünde hiçbirşey hissetmemiştim...

▶️Bu daha başlangıç arkadaşlar. Daha çok çok şey olacak. Yani mutlu yerler okumaya hazır olun aşklarım.

❤️
❤️▶️▶️▶️Sizi seviyorum...

Liskook ile kalın 🎈
❤️

SİLVER ☘️ LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin