Hayatıma bana yardım etmek adına giren adam, benim onunla 1 buçuk sene evli kalmamı istiyordu...
#Lizkook1 (06.02.2020)
#Ceykey2 (06.02.2020)
#Lali3 (06.02.2020)
Lalisa ❣️ Jungkook
Sanırım bu bir kaç günde çok sıkılacaktım çünkü jungkook, iş gezisine amerikaya gidiyordu ve 2 gün evde olmayacaktı. Bu 2 gün bana cehennem gibi gelecekti.
Ama jungkookun, mi chayı kovmuş olması beni o kadar mutlu etmiştiki.. tanrıdan başka birşey istemeyebilirdim.
Ama, artıl hamilelik testi yapmam gerekiyordu. Şu bir kaç gün jungkook sürekli iş yerinde sabahladığı için eve gelmiyor ve bende yemek yemiyordum.
Derin bir nefes aldım ve, yattığım yerde doğrulup ayağa kalktım ve mutfağa doğru ilerledim.
Her zamanki gibi noodle yemek en iyisiydi. Küçük bir tencere ve, dolaptan bir noodle çıkardım ve tencerenin içine yeteri kadar su koyup, ocağı yaktım ve tencereyi üzerine yerleştirip tezgaha oturdum.
İlk yakınlaşmamız burada olmuştu. Gülümsemiştim.
Suyun fokurdama sesi kulağıma gelince tezgahtan indim ve, noodle'ı paketinden çıkarıp suyun içine attım ve baharatlarınıda ekleyip noodle'ı hazır hale getirdim.
Tekrardan masaya oturdum ve elime yemek çubuklarını alıp rameni yemeye başladım.
Hatırlıyorumda, ilk ona burada yemeğimden yedirmiştim.Ve oda ramen sosu kalmış bahanesi ile dudaklarıma dokunmuştu.
Yemeğim biter bitmez tekrar midem ağzıma gelmiş ve ben yine koşarak banyoya gitmiş ve kusmuştum.
Hatırlıyorumda, ilk kustuğum zaman saçlarımı toplamıştı. Ve bakire olduğumu söylediğim zaman gülümsemişti.
Sanırım testi yapmanın zamanı gelmişti.
Derin bir nefes aldım ve dolabın gözünde duran hamilelik testini çıkardım ve yapılması gereken herşeyi yaptım ve bekleme süresini klozette oturarak geçirdim.
Çift çizgi!
Hamileyim!
"HAMİLEYİM!" Diye çığlık attığımda ayağa kalkmış ve ellerimi birbirine vurmuştum.
Karnımda ondan bir parça taşıyordum. Onun ve benim bir çocuğum olacaktı! tanrım senden başka ne istiyebilirimki?
Hızlı adımlarla aşağıya indim ve telefonumdan jisoo unnieyi aradım.
"Efen-"
"Unnie! hamileyim!"
"Neee?! ayyy inanmıyorum! bunu jungkook'a söyle hemen!"
"Yah! şimdi olmaz. İşten dönünce söyleyeceğim."
"Ah, tamam tamam yanına geliyorum bekle beni."
"Tamam."
Demiş ve telefonu kapatıp birazdaha sevinç çığlıkları atmıştım.
2 gün sonra...
Kapının çalması ile hızlıca kapıya koşmuş ve hızla kapıyı açıp, gelen ona gülümsemiştim. O ise, yorgun argın halde içeri girmiş ve bana sarılmıştı.
Kafasını boynuma gömdüğünde gözlerimi kapatmış ve ellerimi sırtına koymuştum. "Acıktım." diye mırıldandığında geriye çekilmiş ve ona hazırlattığım sofrayı göstermiştim.
O ise, hızlı ve büyük adımlarla sofraya doğru ilerlemiş ve hızlıca oturup yemeye başlamıştı.
"Lisa, sende yesene." dediğinde kafamı iki yana sallamıştım. Çünkü, ne yesem kusuyordum.
Yemek yemesi neredeyse 30 dk'dan fazla sürmüş ve birde duş almaya gitmişti.
"Lisa, benim çok uykum var uyuyacağım."
Siktir!
Neden benim hiç şansım yokki? tanrım senden isteyeceğim şey bana biraz şans vermen. Derin bir nefes aldım ve kafamı sallayıp peşinden gittim.
O ise, kendini çoktan yatağa bırakmıştı. Ama yüzü bana dönüktü. Hızlıca dolabımın önüne geldim ve kendime jungkook'un bana verdiği fakat yıkandığı zaman çektiği tişörtünü giydim.
Dizimin üstündeydi fakat bunu sorun etmiyordum.
Aniden beni kolumdan çektiğinde kollarını belime sarmış ve yüzünü yüzüme yaklaştırıp dudaklarıma uzunca bir öpücük bırakmıştı.
"O kadar yorgunum ki.."
"Yarın biryere gidecekmisin?"
"Hayır, Yarın evdeyim" dediğinde gülümsemiş ve kafasını boynuma bastırmıştım. O ise, boynuma sulu ve sert öpücükler kondurarak uyumuştu. Bende mayışmaktan uyuya kalmıştım.
