Hayatıma bana yardım etmek adına giren adam, benim onunla 1 buçuk sene evli kalmamı istiyordu...
#Lizkook1 (06.02.2020)
#Ceykey2 (06.02.2020)
#Lali3 (06.02.2020)
Lalisa ❣️ Jungkook
Nefesimi sıkıntı ile dışarı verdim. Bugün çok boş geçmişti ve ben, çok sıkılmıştım. Biryerede gidemiyorum ama, onuda görmek istiyordum.
İçeriden gelen seslerle oturduğum koltukta ayaklandım ve, içeriye doğru adımladım.
"Tabii efendim dosyanızı hemen getiriyorum iyi günler."
Dediğini duymamla hızlı ve büyük adımlarla yanına gitmiştim."Kimle konuşuyordun myung-dae?"
"Bay jeon ile konuşuyordum efendim. Kendisi dosyasını evde unutmuş ona götürecektim."
Dedi elindeki mavi dosyayı bana göstererek. Tam gidecektiki kolunu kavradım ve tam karşısında durdum.
"Şey.. myung-dae ajumma dosyayı ben götürebilirmiyim?"
"Ama, bay jeo-"
"Sen o kısmı bana bırak."
Dediğimde kafasını salladı ve elindeki dosyayı bana uzattı. Bende onun gibi gülümsedim ve dosyayı elime alarak yukarı kata odama çıktım.
Hızlıca üzerimdekilerden kurtulup bunları giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tamam, belki etek kısa olabilirdi ama jisoo unniemin verdiği tavsiyelerde cidden güzel duruyordu. _____________________________
Son kez karşıda duran aynaya baktım ve, kapısını tıklattım. 'Gel' komutunun verilmesi ile hızlıca kapı kolunu kavradım ve kapıyı ittirerek içeri girdim.
Şaşırmıştı.
"Lisa?" dediğinde parmaklarının arasında duran kalemi bırakmış ve bana doğru yaklaşmıştı.
"Senin burada ne işin var? ben myung-dae'nin getirmesini istedim."
"Şey.. onun çok işi vardı ben getirmek istedim."
Dediğimde tek kaşı havaya kalkmış ve ukalaca sırıtmıştı. Hızlı adımlarla aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi ve elimdeki mavi dosyayı alıp koltuğun üzerine fırlattı.
O bana yaklaştıkça ben geri gidiyordum.
Sırtım soğuk duvarla buluştuğunda ben,artık kaçamayacağımı anlamıştım.
Sol elini başımın yanına koyduğunda ben, kızardığıma yemin edebilirdim.
Sağ elini diz kapağımdan sürtünürek, bacağımın açık olan kısma geldiğinde durdu ve gözlerimin içine baktı.
"Bu etek.. neden bu kadar kısa?" diye sorduğunda ben, yutkunmuştum.
"Şey... jisoo unnie!" diye ona topu attığımda, parmakları hala bacağımın üzerinde geziniyordu.
"Ablamı suçlama. Giymek istemeseydin giymezdin." Dediğinde tekrar yutkunmuştum. Yavaşca yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve, "Beni zorluyorsun." dediğinde gözlerimi gözlerine kenetledim.
"İlk önce bana myung-dae nin işi olduğunu söyleyip dosyayı bana getiriyorsun - ki onun işi olmadığına eminim-.Buda beni görmek için geldiğini açıklıyor."
"Şimdide hiç giymediğin ve giymekten hoşlanmadığın bir boyda etek giyiyorsun ve, gelmiş benim noonamı suçluyorsun."
Büyük bir kahkaha attığında, ağzından çıkan nefes dudaklarıma çarpıyor du.
"Göğsün düzenli olarak inip-kalkmıyor da ondan." dediğinde yüzümü buruşturmuştum.
Yavaşca geri çekildi ve, "Madem beni görmeye geldin otur şuraya." dediğinde dudaklarımı büküp gösterdiği yere düzgünce oturmuştum.
"Dudaklarını bükmeye devam edersen, hiçte iyi şeyler olmayacak." dediğinde, kaşlarımı çatmıştım.
"Yarın, jin hyungun doğum günü"
"Voah! ona bir kutlama hazırlamalıyız ozaman!"
"Kutlama vs. herşey hazır zaten de ona hediye almamız gerek."
"Evet oda var. En çok neleri sever?"
"Merak etme o işi ben halledeceğim."
"Peki."
Dedim ve bakışlarımı ellerime indirdim.
Yavaşca karşımda dikildiğinde kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. "Öğle molası.. Yemek yemeye gidelim." dediğinde yavaşca ayaklanmış ve çantamı omzuma takmıştım.
Busefer ellerimizi ilk birleştiren ben olmuştum. Gülümsedi, gülümsedim. O önde bende arkada olacak şekilde beraber odadan çıktık ve beraber kafetaryaya indik.
Mi cha...
Bu kız cidden sinirlerimi bozuyor ve ben, en sonunda ona tokatımı kullanmaktan çekinmeyecektim.
"Bu kız neden burada?!"
"Hangi kız?"
"Mi cha."
"Bilmiyorum."
"Bakışları rahatsız ediyor."
Dediğimde kafasını bana çevirdi.
"Bana olan bakışlarınımı yoksa sana olan bakışlarını mı?"
"Sana olan bakışları."
Aptalım! cidden katıksız malın örneğiyim! Ah tanrım ne dedim ben!
"Kızarıyorsun." dediğinde ellerimi yanaklarıma bastırdım. Kızarmıştım. O bu halime kıkırdarken ben, somurtmuştum.
"Ah lisa, seni burada beklemiyordum." diye bir ses duyduğumda kafamı gelen sese doğru çevirdim. Bu kız akıllanmayacak...
"Bende seni burada beklemiyordum. Yazık olacak çalışanlara hem görüntü hemde ses kirliliği yaratıyorsunda..."
Dediğimde küçümseyici bakışlarımı üzerinde gezdirmiştim. O, dişini sıktı ve,
"Ben normal bir şekilde seninle sohbet etmek istiyorum ama sen, bana laf sokuyorsun. Ne yaptım ben sana?!"
"Kocama olan bakışlarını beğenmiyorum. Onu yiyecek gibi bakman rahatsız edici. Ki ben bile ona o şekilde bakmıyorum."
Dediğimde ellerimi tezgahın yanına yasladım ve hafifçe üzerine eğildim.
"Sahi sen kimdinki?! söylesene sen kim oluyorsunda benim kocama o şekilde bakabiliyorsun? hm?"
"Ama mi cha, sana bir tavsiyede bulunacağım o bakışlarını birdaha kocamın üzerinde görürsem, seni mahvederim."
Dedim ona göz kırparak.
"Ha birde saçlarının rengini değiştir. Hani benimle evlenince sarıya boyattığın saçların var ya onları. Benim saçlarım boya değil haberin olsun." dediğimde elimde büktüğüm saçlarını fırlatırcasına serbest bırakmıştım.
En sonunda elimi 'görüşürüz' dercesine salladım ve jungkook'un yanına gidip koluna girdim. ...
Lisamız kapak yapıyor dkldlsös bugün belki bir bölüm daha gelir.Emin değilim.