☘️7☘️

6.7K 438 111
                                    

1 gün 30 dakika 53 saniye...

Tam bir gündür bu pis depodaydım ve benim, ayak bileğim şişmişti. En küçük harekette acıyor ve sızlıyordu.

Gece boyu gördüğüm kabuslardan kan ter içinde uyansamda, çığlıklar atsamda, yalvarsamda kimse beni dinlememiş ve her ne bok yiyorlarsa onu yapmaya devam etmişlerdi.

Gözlerim artık kapanmak üzeredeydi.. ilk defa acıktığımı hissetmiştim. Dudaklarım kurumuş ve ses tellerim kısılmış ek olarakta çatlamıştı.

Artık yutkunmak bile bana zarar veriyordu.Birde buranın havasından olsa gerek burnuma gelen o koku midemin bulanmasına neden oluyordu.

Annem beni böyle görmüş olsaydı şuan, yere çöküp ağlardı veya onu hiç düşünmeden öldürürdü.

Yavaşca aralandı kapı. İçeri giren o değildi bir korumaydı. Kafamı dizlerimden çektim ve, adamın gözlerine baktım.

Bana acıyormuş gibi bakıyordu. "Lisa, hanım bay jeon sizi çıkarmamı istedi." dediğinde, gözümden bir damla yaş düşmüştü.

Gözleri yavaşca ayak bileğime kaydığında, yavaşca yanıma geldi ve beni nazikçe kucağına aldı. "Sizi daha erken çıkarmak istemiştim ama, bay jeon izin vermedi üzgünüm." dedi adam pişmanlıkla.

Ben ise, ona 'önemli değil senin suçun yok'diyemeyecek kadar yorgundum. Kollarım aşağıya sarkmış ve gözlerim kapanmaya meyilliydi.

"Ayakları yokmu onun? ne diye taşıyorsun onu?"

"Efendim, hanımefendinin bileği şişmiş  yürüyemez." dediğinde adam gözlerim çoktan kapanmaya başlamıştı bile.

Sırtım yumuşak bir zeminle buluştuğunda, gözlerimi yavaşca kapatmıştım. Bütün gece saadece 2 saat uyuyabilmiştim.Geri dönmemek üzere peşimi bırakan kabuslarım meğersem hiç gitmemişti.

Yavaşca yerimde kıpırdandım. Rahatsız olmuştum nedense. Beni izliyor düşüncesi kafamda dönüp dolaşıyordu.

Gözlerimi yavaşca açtığımda onun, kalçasını masaya dayamış elindeki içki dolu bardakla bana baktığını fark etmiştim.

Göz kapaklarım gözlerine bakmak için direniyordu. Fakat, direnememiştim. Gözlerim yavaşca kapattığıöda bir an ölmeyi diledim birde ölmemeyi.

Koluma dokunan parmaklar ile gözlerimi araladım. O, yavaşca beni koltukta oturur hale getirdi ve, gözlerimin içine uzunca baktı.

Sonra, bir müddet içeri gitti ve geldiğinde ise, elinde merhem ve bandaj ile gelmişti.

Yavaşca ayak bileğime kremi sürmeye başladığında, sürmemesini istemiştim ama, taakatim kalmamıştı.

Kremi sürdükten sonra, bandajı dikkatlice ayak bileğime sardı ve fazla sıkmadı.

Ne yani ilk önce benim üzerimde derin bir yara açtın sonrada merhemle geçebileceğini mi düşündün? sorun ruhumda.

"Bir yere kıpırdama." dediğinde, kaşlarım çatılmıştı. Sanki biryere gidebilecektimde..

Bir müddet sonra elinde bir bardak su ile bir hap getirdi ve beni beklemeden hapı ağzımın içine soktu ve bir elini enseme diğer elinide bardağa kıyarak suyu içmemi sağladı.

"Benim şakam yoktur." dediğinde çatılmış kaşlarım iyice çatıldı. Konuşmadım. Konuşmak istemedim.

"Ve bunuda iyi anladığını düşünüyorum. Bütün gece seni çıkarmam için boğazını patlatmana gerek yoktu çünkü, seni çıkarmayacağımı biliyordun. Ama, içimde merhamet var sayıp defalarca bağırdın. Ama içimde sana karşı zerre merhamet yok!"

Dediğinde gözlerini gözlerimden çekmemiş. Ve o bakışlarda kaybolmamı sağlamıştı.

'Seni kimse korkutamaz kızım! sen benim çocuğumsun ve sen herzaman cesursun!"

Aklıma annemin sözleri geldiğinde, yüzüm düşmüş çatık olan kaşlarım düzelmiş ve, gözümden bir damla yaş elbiseme akmıştı.

"Uyanmayacak." diye mırıldandığımda, kafamı kucağıma eğmiştim. "Bana verdiği sözleri tutmayacak." diye devam ettim.

"Ve ben, bu dünyada yapayalnız kalıp delirmenin yollarını arayacağım ve büyük ihtimalle seninle bir buçuk sene sonra işim bitince intihar edeceğim."

"Boktan bir hayat!" diye sitem ettiğimde iç çekmeye başlamıştım. O, beni kıpırdamadan izlemişti. Umursamamıştım. ne diyeceğini ne düşüneceğini umursamamıştım.

Annem ve babam sürekli birbirlerine romeo ve juliet replikleri söylerlerdi. Bu yüzden aşkları çok tazeydi. Babam, ben 16 yaşındayken ölmüştü.

"Julietin romeosu öldü. Sıra juliette."dediğimde, kaşlarının çatıldığını fark etmiştim. Bacaklarımı yavaşca kendime çektim ve, bileğimin acısını takmadan kafamı dizime koyup etrafta göz gezdirdim.

"Juliet romeosu olmadan yaşayamıyor. Ve onun yanına gitmek için fırsat kolluyor arkasında bırakacağı enkazı umursamadan hemde."

Juliet romeosunu özlediyse.. ve ona gitmek istiyorsa elden ne gelirdiki?...

▶️İleride jisoonun bir konuşması var. Fena olacak yani. Ayy anam ben spoi verdim ya. Neyse.

▶️Umarım beğenmissinizdir.

❤️
❤️ ▶️ ▶️ ▶️ Sizi seviyorum
❤️

*Yarın yeni bölüm gelecek*

SİLVER ☘️ LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin