☘️11☘️

6.6K 425 100
                                    

Durdum.. idrak etmek istemedim.Birsüre onun yüzüne anlamsızca baktım onun gözlerinde ise, bir parça üzgünlük vardı.

Herkes aynıydı.

Sendeledim bir kaç adım. O, çevik bir hareketlerle kollarımdan beni tuttuğunda, hala anlamakta güçlük çekiyordum.

Ufak bir kahkaha attığımda o, şaşırmışa benziyordu. "Bana yalan söylüyorsun!" dediğimde kafasını iki yana salladı yavaşca.

"Benimle alay etmeyi kesin! bu komik değil!" dediğimde herkes başını aşağıya eğmişti annesi ve babasıda dahil.

"Şimdi, şakayı burada bitiriyorsunuz!" dediğimde o, gözlerimin içine bakıyordu.

"Bana öyle bakmayın! size şakayı bitirmenizi söyledim!"

"Bu bir tür şaka değil lisa." dediğinde jungkook gözlerimi ona çevirmiştim. Ciddiydi.

"Sana inanmayacağım! gidip kendim göreceğim." dediğimde bütün bakışlar üzerime dönmüştü.

Yavaşca kolları arasından sıyrıldım ve kapıyı açıp evden çıktım. "Lisa dur!" diye bağırıyordu unniem arkamdan ama aldırmadan yürümeye başladım.

Bu soğuk ayazda nereye gidebilirdim?
.
.
.

Oda, peşimden gelmişti. Hiç usanmadan benimle birlikte yürütmüştü.ve birde beni vazgeçirmeye çalışmıştı.

Yavaş adımlarla yukarı kata doğru çıktığımda o, hayal kırıklığına uğrayacağımı biliyordu. Bende biliyordum.

Tam odasının önünde durduğumda, gözlerim camın arkasındaki bedenine takıldı. Beyaz örtü üzerine örtülmüştü.

"Hey! annem öyle nefes alamazki?" dediğimde o, sertçe yutkunmuştu.

Yavaş ve ağır adımlarla odaya girdiğimde, annemin yüzündeki beyaz örtüyü kaldırdım.

O güzel yüzü solmuştu..Sarı saçları cansızlaşmıştı.. dudakları morarmıştı..

En önemlisi juliet romeosuna gitmişti.

"Anne!" dediğimde, ağzımdan bir hıçkırık kopmuştu. Ve ben, anneme sarılmıştım. "Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim" dediğimde kollarımı iyice bedenine sarmıştım.

"Doğum gününü kutlayamadığım için, yıldönümünü kutlayamadığım için çok üzgünüm. Ve birde mutlu olamadığım için." Dediğimde gözyaşlarım giydirdikleri beyaz elbiseyi ıslatıyordu.

"Bak bu jeon jungkook! daha onunla bugün evlendim anne! ve sana bir sır vereyimmi o sen gibi kokuyor anne o, vanilya ve çilek kokuyor."

"Herşeye rağmen.. beni bırakmazsın sanmıştım." dediğimde biraz geri çekilmiş ve yüzüne bakmıştım.

"Şimdi, o mavi gözlerini birdaha açmayacakmısın? benimle romeo ile Julietin repliklerini tekrarlamayacakmısın? çorap giymediğimde peşimden koşmayacakmısın? peki ya yarım tablomu tamamlayacakmısın anne? "diye sorduğumda ellerim yavaşca titremeye başlamıştı. ve ben, kendimi sıkıyordum. Kriz geçirmemek için.

"Bodrumda durduğum o gün, aynı rüyayı gördüm anne. Senin bu şekilde öldüğünü gördüm anne."

"Gelinliğimi senin giydirmeni, duvağımı senin örtmeni tercih ederdim bu her ne kadar zorunlu bir evlilik olsa bile."

"Bana herzaman büyüyünce prenses olacağımı ve, prensimle tanışıp evleneceğimi söylerdin. Ben prensimi buldum ama, birbirimiz sevmiyoruz anne o ne olacak?"

"Bak, şöyle yapalım bir kereliğinede prens ve prenses birbirini sevmemiş olsun. Buda benim yeni masalım."

Dediğimde gözlerimden yaşlar ardı ardına akmıştı. Ve ben, kendimde değilim.

"Bencil davranıyorsun! romeona gitmek istediğin için bencil davranıyorsun! beni istemiyorsun öyle değilmi?! oysaki, ben seninle dans ederkende replikleri tekrar ederkende çok eğleniyordum."

"O tabloyu tamamlama cesaretini kendimde bulamıyorum. Fırçayı elime alıp, boyayı tuvale değdirmeye kıyamıyorum anne. Kendimde bu cesareti bulamıyorum. Bu yüzden ben hep senin yarım tablon olarak kalacağım. Belki, bir gün yapmayı istediğin fakat, yapamadığın tablon olarak kalacağım. "

"Eğer tablomu tamamlarsan, seninle barışabilirim ama, babam ile barışmam için benimle 10 tur dans etmesi gerek hemde tango. Yoksa asla!" dedim ağlamamın arasına karışan kahkaha ile.

"Lisa, gitmemiz gerek." dedi o, koluma dokunarak. Yavaşca ayağa kalktım ve, dudaklarımı annemin soluk tenine değdirdim birkaç defa.

Elini belime koymuş bana destek veriyordu. Gözlerimin önü buğulandı.. durdum.. idrak edemedim.

Sanki olayları daha yeni anlamış gibi ağzımdan bir hıçkırık koptu yine ve ben, çareyi ona sığınmakta buldum. Ona sarıldım.

"Geri gelmeyecek! beni kandırdın gelinliğimi giydireceğini söylerek bemi kandırdın! düzenbazın tekisin!" dediğimde o, sadece ellerini belime sarmıştı.

"Anneni geri getiremem. Benden dünyaları istesen bile anneni geri getiremem."

"Dediğim gibi:Bu dünyada yapayalnız kaldım ve ben, yalnız öleceğim. Aynı babamın trafik kazasında öldüğü gibi."

Dediğim an, boynundaki ellerim gevşemiş ve yavaşca aşağıya bırakmıştı kendini kollarım. Gözlerimin önü buğulanmıştı.

Ve ben, çoktan yere yığılmıştım. Bu sefer onun bile gücü yetmemişti bu sefer onun kokusu bile bana 2.kez iyi gelmemişti. En son duyduğum şey ise,

"Lisa!" olmuştu.
...

▶️Evet arkadaşlar asıl bundan sonra olaylat başlayacak. Umarım beğeniyorsunuzdur.

▶️Bu arada arkadaşlar lütfen oy vermeyi unutmayın birde yorum yapmayı.

❤️
❤️▶️▶️▶️ Sizi seviyorum...
❤️

Liskook ile kalın 🎈

SİLVER ☘️ LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin