Derin bir nefes aldım ve oturduğum koltukta dikleştim. Canım bugünlerde çok sıkılıyordu. Ama bir anda jungkookla olmuş olmanın düşüncesi istemeden sırıtmama neden oluyordu.
"Lisa, kahve içermisin?" diye sorduğunda jisoo unnie kafamı salladım ve, koltukta iyice yayılım. Bir süre sonra jisoo unnie, elindeki kahveyi bana verdi. "Al bakalım."dediğinde gülümsemiş ve elindeki kahveyi almıştım.
Kahveyi yavaş yavaş yudumlamaya başladığımda, midemin aniden ağzıma gelmiş olması ile hızla kahveyi sehpaya bırakmış ve, elimi ağzıma örterek banyoya doğru koşmuştum.
Klozetin kapağını açar açmaz elimi ağzımdan çektim ve kusmaya başladım. Jisoo unnie ise, hızla gelmiş ve saçlarımı önümden çekmiştim.
Sabah yediğim herşeyi kusmuştum.
Kusmam tamamen kesilince, klozete oturdum ve ağzımı peçete ile silip arkama yaslandım ve gözlerimi kapattım.
"Lisa, siz doktora gitmişmiydiniz? yani hani anorexia falan demiştiniz ya."
"Hayır ama, bu aralar zaten kilo alıyorum. Baksana 1-2kilo çoktan aldım bile.
"Ehm ehm lisa sen, jungkookla ilişkiye girdinmi?"dediğinde dudaklarımı büzmüş ve kafamı sallamıştım."O zaman hamile olabilirsin!"
"Ne?!" diye ağzımdan çıkan mutlulukta şaşkınlık arasından çıkan kelime ile hızla ayaklanmıştım. "Yani, daha test yapmadık gidip alal-" çalan telefon ile jisoo unnie içeri gitmiş ve büyük ihtimalle jin oppa ile konuşmuştu.
"Lisa, benim acilen gitmem gerek güzelim. Test almayı unutma görüşürüz!" dediğinde "görüşürüz" diye bağırmış ve klozetten kalmıştım.
Yatak odamıza geçip, boy aynasının önüne geçtim ve, sağa sola dönmeye başladım.
Tanrım düşüncesi bile güzeldi. Anne olmak, çocuğuna bakmak bunlar çok güzel şeylerdi. Üstelik evleneli neredeyse 1 yıldan fazla olmak üzereydi.
Annemin hayatını kurtarmak için evlendiğim adamdan hamile kalmış olmak düşüncesi bile insanı hayrete düşürebilirdi.
Ama seviyordum işte. Aşk herşey den önce geliyordu benim için.
Derin bir nefes aldım ve, onu görmeye gitmeye karar verdim. Yani, onu özlemiştim. Bu aralar ne zaman onu görmesem özlüyordum işte.
Hızlı adımlarla dolabımın önüne geçtim ve bunları giydim:
Sarı uzun saçlarımı hızlıca ördüm ve saçlarımı sağ tarafıma geçirip, çantamı aldım ve aşağı kata inerek evden çıktım.
..."Gel!"komutunu almam ile hızlıca kapı kolunu aşağıya çekmiş ve içeri girip kapıyı kapatmıştım.
"Hoşgeldin." dediğinde gülümsemiş ve kafamı sallamıştım. O ise, bana hızlıca yaklaşmış ve beni kolları arasına almıştı.
"Özledim.."
"Bende.." dediğimde o, elimden tutmuş ve beni belimden kaldırarak masanın boş tarafına oturmuştu. Rahat olması açısından bacaklarımı biraz açmış ve arasına yerleşmesine izin vermiştim. O ise, ellerini belime sarmış öylece yakınımda durmuştu.
"Ne yaptın bugün?" dediğinde ona hamile olma ihtimalimi söylemeyecektim. Yani, emin olmadan söylemeyecektim.
"Jisoo unnie bizdeydi sonrada gitti işte onunla konuştuk kahve içtik. Pek fazla birşey yapmadım. Sen ne yaptın?" diye sorduğumda o havaya derin bir 'of' bıraktı.
"Bir sürü aptal toplantıya girdim. Birde bir çalışanı kovdum."
"Neden?"
"Senin hakkında ileri geri konuştuğunu duydum ve bende kovdum." dediğinde dudaklarımı büzmüştüm. Dudaklarıma kapanan dudaklar ile şaşırmıştım. Ama o, dudağımı sertçe ısırdığında karşılık vermem için beni uyarmıştı.
Bende, hızla karşılık verirken o, bir elini ayak bileğimden başlayarak yukarı doğru sürtmüştü. Daha sonrasında ise, elleri yavaş yavaş eteğimden içeri girmeye başlamıştı.
Ama aniden çalan kapı ile yerimizde zıplamış ve geriye çekilmek zorunda kalmıştık. "Her kim ise, onu kovacağım cidden." sinirle solurken ben, hızla masadan inmiş ve dudaklarımdaki ruju silmiştim. Jungkookun dudaklarındaki rujuda sildiğimde o, sinirle solmuş ve "gel" demişti.
Mi cha? ah cidden bir an önce hamile olup olmadığımı öğrenmeli ve bu sürtüğe dersini vermeliydim.
"Senin burada ne işin var?!" diye sorduğumda o, sırıttı ve "Jungkookla işim vardıda."
"Neymiş o işin? kocama mı yavşayacaktın? senin gibi sürtüklerin anca işi bu olabilir. Veya benim ile ilgili şeyler mi söylecektin. böyle çirkin falan mı diyecektin?!"
"Lalisa sakin olurmusun lütfen."
"Ben onun burada çalışmasını istemiyorum." dediğimde kollarımı göğsümde birleştirmiş ve kendimi duvara yaslanmıştım.
"Lisa, biliyorsun mi cha şirkette önemli bir yere sahip."
"Banane.Kimsenin kocama yavşamaya hakkı yok!" dediğimde o, yüzünü buruşturmuştu. "Öyle birşey yok lisa."
"Aynen öyle birşey yok lisa."
"Sen hala burada duruyormusun ya?! bide gelmiş bana lisa diyorsun?! sen kimsin ya? jungkook'a bay jeon diyeceksin banada bayan jeon! haddini bileceksin mi cha! eğer ben bildirmeye kalkarsam senin açından hiçte iyi şeyler olmaz."
"Üstelik hangi şirketteki bir kız böyle giyinirki? şuna baksana o kadar açık giyinmişki kıçın gözükecek. Göğüsler desen, şişirmekten patlayacak! yüzü zaten botokstan gözükmeyecek! bu ne ya?! "dediğimde yüzümü buruşturdum.
"Saçlar zaten ayrı bir konu! Hayır yani bir insan neden kendine yakışmayacağını bile bile sarıya boyarki? ah dur dur buldum. Sen beni kıskandın değilmi?! ama sen asla ben olamazsın mi cha! bunu aklından çıkarma. Sen hayal edersin ben gerçeği yaşarım."
"Hala bu kızı kovmayacaksan ona saç baş daldığımda, kovarsın diye planlıyorum." dedim ve çantamı alıp jungkookun yanına yaklaştım ve dudaklarına bir öpücük kondurup geri çekildim o ise, sırıtıyordu.
Hızlı adımlarla ve ona çarparak odadan çıkıp gittim.
Cidden az önceki ben miydim? tanrım değişmeye başladım bile....
Feelsten öldüren bölüm diyenler +1
Mi cha sürtük diyenler +1
Afferim lisa diyenler +1
Fesatsın jungkook diyenler +1
❤️
❤️▶️▶️▶️Sizi seviyorum...
❤️Liskook ile kalın 🎈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLVER ☘️ Liskook
Teen FictionHayatıma bana yardım etmek adına giren adam, benim onunla 1 buçuk sene evli kalmamı istiyordu... #Lizkook1 (06.02.2020) #Ceykey2 (06.02.2020) #Lali3 (06.02.2020) Lalisa ❣️ Jungkook