Seul International Hotel
20.01.2020Nişanlımı aldatmıştım.
Beni duvarın dibinde bırakıp gittiği andan yaklaşık on beş dakika sonra kendime gelebilmiş, ayaklarımda gücü bulduğum ilk saniye, yerimden kalkıp o lanet odayı terk etmiştim. Lavaboya ulaşıp aceleyle yüzüme defalarca su çarpmış, hala olanları tam olarak idrak edemeyen zihnimle, bakışlarımı aynaya çevirmiştim.
Aman tanrım, gördüğüm şey tam bir yıkımdı.
Dağılmış görünüyordum. Titriyordum ve şanslıydım ki kimseye rastlamamıştım çünkü nişan törenime gelen biri, bu suratı görseydi zorla burada tutulduğumu düşünürdü.
Şerefsiz herif beni ne hale sokmuştu böyle..
Yaşadıklarımın ağırlığı mideme baskı yaptığında, içimde ne var ne yok çıkartmıştım. Bir nebze olsun rahatlamayı ummuştum fakat nafileydi. Tekrar elimi yüzümü yıkayıp, artık içeri geçmem gerektiği gerçeğini idrak ettim ve üstüme başıma çeki düzen vermeye başladım.
Nihayetinde kıyafetlerim düzeldi, ama ben..
Lavabodan ayrıldığım sırada telefonumun zil sesini duydum. Elbetteki merak etmişlerdi. Gecenin iki başrolünden biri bendim ve yarım saatten fazladır ortalıklarda yoktum.
Ceketimin cebinden telefonumu çıkarttım ve arayan kişinin ismiyle, kalbim sıkıştı.
Onu resmen aldatmıştım.
"Alo?"
Sesim titremişti. Kahretsin ki sesim titremişti. Bu durumu nasıl toparlayacaktım ben?
"Jimin nerdesin sevgilim? Misafirler yavaş yavaş gidiyorlar, onları birlikte uğurlamamız daha iyi olmaz mı?"
Hiçbir şeyden haberi olmayan Taehyung'un sesi beni daha da suçlu hissettirirken, derince bir nefes aldım. Acilen toparlanmalıydım.
"Lavaboya gitmiştim. Şimdi geliyorum hayatım."
"Pekala acele et" diyen sesle birlikte adımlarımı daha da hızlandırıp, törenin yapıldığı salona doğru yürümeye devam ettim. Jungkook neredeydi? Umuyorum ki defolup gitmişti. Onunla asla karşılaşmak istemiyordum. Hele ki Taehyung'un yanında asla.
Salona ulaştığımda, gözlerim sevgilimi aradı. Büyük kapının tam yanında bay ve bayan Kim'le birlikte anne ve babamı gördüm, misafirleri yolculuyorlardı. Yüzüme inandırıcı olmasını umduğum bir gülüş kondurarak yanlarına adımladım.
"Ah tatlım nihayet geldin. İnsanlar seninle vedalaşmadan gitmek istemiyorlar" diyen bayan Kim'e mahçup bakışlarımı sunarak başımı hafifçe yere eğerek konuştum,
"Üzgünüm. Sanırım stresten midemi bozdum. Lavaboda oyalanmak zorunda kaldım. Gerçekten kusuruma bakmayın."
Kusura bakmayın az önce küçük oğlunuzla büyük oğlunuzu birazcık aldattım da..
Annemlerin gülümsemeleri yavaşça solarken, Taehyung sözlerimden sonra hemen yanıma gelip, elini nazikçe çeneme yerleştirerek gözlerine bakmamı sağladı.
Çok utanıyordum. Onun gözlerinin içine bakmaya ilk defa utanıyordum. Bir an önce burdan çıkmak, evime gidip kendimi odama kilitlemek ve bir bin yıl kadar ordan çıkmamak istiyordum.
"İyi misin bebeğim?"
"Ah tanrım, Jimin iyi misin oğlum?"
"İyi misin Jimin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Charm | Jikook
Fanfictie"Hadi ama Jimin" dedi bana biraz daha yaklaşarak. "Bu kadar büyütme. Sadece abimin biricik nişanlısına tebrikler öpücüğü vermek istedim." Tekrar dibime girdi ve gözlerini fütursuzca gözlerime dikerek son sözünü söyledi, "Ve bilirsin ki ben istediği...