25- Umut

22.8K 1.9K 3.2K
                                    

Selam güzel charmylerim,

Bölüm sonu görüşelim aşklarım.

HOSEOK

(Flashback-Dün gece)

"Tanrı aşkına, senin amacın ne?"

Min Yoongi, barın tuvaletinde yüzümü yıkayıp kendime geldiğime emin olduktan sonra, beni kolumdan sürükleyerek çıkartmış, zorla arabasına bindirmişti ve ben şu an nereye gittiğimizi bile bilmiyordum.

Kaşları çatılmış, sol elinin işaret parmağı dudağının üzerinde dinlenirken, sağ eli direksiyonu sıkıca kavramıştı. Parmak boğumları bembeyazdı. Gözleriyse dümdüz yola bakıyordu. Sinirli gibiydi ve arabaya bindiğimizden beri tek kelime etmeyerek beni deli ediyordu.

Ona deli oluyordum. Her anlamda.

Şu an bu hali öyle seksiydi ki, ona sağa çek diyerek kendimi kucağına atmamak için zor tutuyordum. Çok çok zor hem de.

"Bir amacım yok." Dedi sinirli ifadesine tezat sakin sesiyle.

"Amacın yok öyle mi?" Dedim inanamaz gibi yüzüne bakarken. "O zaman neden şu an arabandayım Yoongi?"

"Soru sormasan olmaz mı?" Diye sordu bıkkın bi tonda. Asla yüzüme bakmıyordu. Arabaya bindiğimizden bu yana, bana bir kez bile bakmamıştı ve bunun için sanki özel bir çaba sarfediyor gibiydi. Daha da deliriyordum.

"Olmaz" dedim ısrar ederek. Sabrını zorluyordum. Farkındaydım bunun ve bilerek yapıyordum çünkü onu tanıyordum. Eğer susarsam tek kelime alamazdım ağzından.

"Sadece.." dedi ve duraksadı birkaç saniye ve ben o birkaç saniyede nefesimi tuttuğumu, o cümlelerine devam ettiğinde farkettim. "Sadece seni evine bırakacağım tamam mı? İyi ve güvende olduğundan emin olacağım hepsi bu."

"Hepsi bu." Dedim alayla yan profiline bakarken. Hepsi buydu tabii. Ne ummuştum ki zaten. Ne demesini beklemiştim? Ya da ne hissetmesini? Beni kıskanmasını mı? O barda herkesin gözü önünde soyunmaya çalışmama sinirlenmesini mi?

Zavallısın Hoseok...

"Eve gitmek istemiyorum ben." Dedim ben de. Huysuzluk yapacaktım. "Jungkook ve sen geldiniz, bize fikrimizi bile sormadan eğlencemizin içine ettiniz resmen."

"Sizden çok başkaları eğleniyordu ama." dedi sert sesiyle. "Siz daha çok eğlendiriyor gibiydiniz."

"Bundan size ne?" Diye sordum belki onuncu kez ama yine cevap alamayacağımı biliyordum ondan. Gerçekten amaçları neydi anlamıyordum. Üstelik Jungkook da Jimin'i alıp gitmişti. İkisi de zorbaydı işte. İkisi de bize zorla bir şeyleri dayatıp duruyorlardı.

"Bu kadar geveze olduğunu bilmiyordum." Dedi sorumu tahmin ettiğim gibi es geçerek. "Şirkette bile benimle bu kadar konuşmadın sen. Şimdiyse susmak bilmiyorsun. İçkiden mi yoksa?" Diye sordu alaycı bir tonda.

"Sen... ne?" Dedim sinirle vücudumu da ona döndürüp. Haklıydı aslında. Haklıydı ama şu an haklı olması umrumda bile değildi çünkü çok sinirliydim ona ve bu tavrına.

Ben şirkette ona bakmaya bile çekiniyordum bakışlarımı yakalar da okur ona olan aşkımı gözlerimden diye. O kalkmış bana şirkette bile benimle konuşmuyorsun diyordu. Ne zaman konuşmak zorunda kalsam bir aptal gibi heyecandan kekeliyor, cümlelerimi toparlayamıyordum bile. Bu yüzden de gerekmedikçe ağzımı bile açmıyordum. Hele ki beni öptüğü ve hastalıklıymışım gibi benden kaçtığı o günden sonra, tek bir kelime bile etmemiştim onunla.

Ama şimdi başkaydı. Şimdi sanki hiçbir şey olmamış gibi karşıma çıkıyor, beni zorla bardan çıkartıp, yine zorla evime götürüyordu. Amacı neydi? Ona bu hakkı kim veriyordu? Benim vermediğim kesindi.

Charm | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin