Sonunda yüzüp, yüzüp bu işin kuyruğuna geldikleri için bütün gece heyecandan gözünü bile kırpamayan Yağmur sabah saat dörde doğru yanında uyuyan Cenk'in yanağına hafif bir öpücük kondurduktan sonra onu rahatsız etmemek için karanlıkta üzerini giyindi ve kaldıkları odadan koridora çıkıp ilk kata giden merdivenleri inerken Derek Bentner'in numarasını çaldırdı.
" Hazır mısınız?"
" Daha değil."
" İyi, ben önden kararlaştırdığımız yere gidiyorum. Sizde oraya varınca beni ararsınız."
" Acelen ne? Daha buluşmaya dünya kadar zaman var."
Genç kız içinden " Artık bu işi bitirme mertebesine geldiğimiz için uyku tutmadı." diye geçirdiği halde bunu Bentner'e söylememeye karar vererek " Tedbirli olmaktan zarar gelmez." diye dün ikindi vakti giriş yaptıkları otelin kapısından sokağa çıktı ve dışarıda bekleyen iki taksiden ilkinin arka koltuğuna yerleşti.
" Beni Sierra Madre mahallesine götürür müsünüz lütfen?"
Uzak doğu asıllı şöför " Tabi bayan." diye kontağı çevirip motora hayat verdi ve arabayı harekete geçirirken " Oraya gitmek için tuhaf bir zaman seçmişsiniz." dedi.
" Niye ki?""
Çünkü bu saate orada sadece sabaha kadar eğlenmeye çıkan insanlara ençelada satan birkaç seyyar resturanttan başka açık yer yoktur."
" Bende onun için o semte gidiyorum zaten."
" Öyle mi? Neden?"
" Ben bir yemek yazarıyım ve Amerika'daki en iyi seyyar yiyecek yerleri hakkında bir web sitesi hazırlıyorum. Bir dostum, eğer böyle bir şey yapıyorsan Sierra Madre'deki ençaladaları mutlaka tatmalısın dedi ve bende onun için bu saate yola koyuldum."
Şöför " Arkadaşınız her kimse doğruyu söylüyor. Bende yolum her oradan geçtiğinde durur ve karnımı tıka basa doyururum." dedi ve genç kız yol boyunca susarak yaklaşan buluşmayı düşünmektense adamla lakırtı etmeye karar vererek " Uzak doğuluların sadece kendi mutfaklarından hoşlandıklarını sanırdım." dedi.
" Normalde öyle. Ama bu ençaladalar başka. Herifler içine ne koyuyorlarsa o kadar lezzetli oluyorlar ki inanamazsınız."
" O zaman desenize horozlar bile ötmeden uyanıp oraya gittiğime değecek."
Şöför " Bundan adınız gibi emin olabilirsiniz." dedi ve Yağmur sadece sohbete devam edebilmek için " Eğer alınmazsanız size bir şey sorabilir miyim?" dedi.
" Tabi, buyrun."" Hemen hemen bütün asyalılar yemek yemek için iki çubuk kullanıyorlar ya."
" Evet."
" Bunun sebebini biliyor musunuz?"
Adam " Elbette." diye gevrek bir kahkaha attı ve açıklamaya girişti." Bundan binlerce yıl önce çinde yedi kırallık varmış ve bunlar her zaman birbirlerini yediklerinden memleketteki bütün metaller ok, kılıç, topuz, kalkan gibi silahların yapımında kullanılır ve bu yüzden ahali yemeklerini elleriyle yemek zorunda kalırmış. Günlerden bir gün, pirinç tarlasında çalışan bir kadın öğle yemeği vakti geldiğinde elleri çamurlu olduğu ve yanında kendini temizleyecek sabunu olmadığı için yakınındaki bir kiraz ağacından iki ince dal koparmış ve onunla beraber olan insanların hayretler içindeki bakışları altında kasesindeki yemeği çubuklarla yemeye başlamış ve bu fikir hoşlarına giden diğerleride hemen kadını taklit ederek karınlarını doyurmaya girişmişler. Ondan sonra bu gelenek kısa sürede önce komşu tarlaya, sonra komşu köye, oradan da bütün uzak doğuya yayılmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden gelen bela bâşım üstüne. ( Tamamlandı.)
General FictionYağmur ve hemen gerisindeki Cenk, zebellahın iri bedeninin arkasına pusarak esir tutuldukları odanın kapısından dışarı yürür yürümez küçük bir masaya kurulmuş ve önlerindeki tabaklardan karınlarını doyuran diğer haydut ve yaralı yüz onları farkedere...