48. " SEN BİR POLİSSİN VE BENİ TUTUKLAMAK ZORUNDASIN."

21 1 0
                                    


Yağmur belkide Derek ve yanındakilerin ölüm fermanını imzalamış olabileceğinin farkında, yüreği suçluluk duygusuyla sıkışarak " Acaba dediğini yapıp gitsemiydim?" diye söylendi ve biraz önce genç kızla Blackmoor arasında geçen konuşmaya şahit olan ve yüzündeki ifadeden sevgilisinin neler hissettiğini tahmin edebilen Cenk " Üzme kendini. Sen doğru olanı yaptın." diye onu teselli etmeye çalıştı.

" İyide ya içlerinden birini öldürdüğü gibi diğerlerinide katlederse?"

" Eğer öyle birşey düşünüyorsa zaten yapacaktır. Senin tekneye gitmen sadece eline bir kurban daha verirdi."

Genç kız " Doğru diyorsun." diye mırıldanarak bundan sonra ne yapacaklarını planlamaya başladı. Blackmoor dediği gibi tren istasyonlarını, havaalanlarını, otobüs terminallerini ve yolları kollatıyor olsa bile bir yolunu bularak yakalanmadan Los Angelos'u terketmekte zorlanacaklarını pek zannetmiyordu. Ama ondan sonra ne olacaktı? Adam dediği gibi peşlerini bırakmamaya kararlıysa; ki Yağmur'un bundan hiç şüphesi yoktu, hayatlarının geriye kalan her gününü yakalanma korkusuyla geçirecekler ve huzurlu bir şekilde yaşayamayacaklardı. Bu düşünce üzerine genç kız kaçmaya çalışmaktan vazgeçerek yapabileceği en iyi şeyin düşmanının üzerine gitmek olduğuna karar kılarak mafya babasını kendini tehlikeye atmadan nasıl haklayabileceğinin planını yapmaya başladı ve adamı bürosunda veya ikamet ettiği yerde öldürürse postu kurtarmanın neredeyse imkansız olduğunun bilincinde içinden kara kara " İyide iti başka nerede kıstırabilirim?" diye geçirdi. O onda Blackmoor'un ona bu gece Beyaz altın isimli bir yatta olduğunu söylediği geldi ve " Eğer tekne şimdi denizdeyse eni sonu bu gece demir attığı marinaya dönecektir ve o it kendini güvencede hissettiği için yanında bir avuç köpeğinden fazla adamı olmayacaktır." diye düşünerek oturduğu yatağın kenarından ayaklandı.

Cenk hemen " Hayrola? Nereye?" diye sordu.

" Bu işi kökten halletmeye."

" Yani herifi geberteceksin."

" Başka çaremiz yok. Çünkü ne yaparsak yapalım bu deyyus peşimizi bırakmayacak."

" İyi de, nasıl yapacaksın?"

Yağmur duvarın kenarında duran çantasının yanına yürüyüp paçalarında elmasların saklı olduğu pantolonda dahil herşeyi boşalttı ve içinde sadece tabanca, susturucu ve yedek şarjörü bırakarak " Aklımda bir fikir var." diye odanın çıkışına doğru hareketlendi.

" Sana bende geleyim diyeceğim ama kesin reddedeceksin."

" Sen burada kalsan daha iyi olur. Çünkü bu şimdiye kadar içine düştüğümüz durumların en tehlikelisi ve yanlız olursam başarı şansım çok daha yüksek."

Bunun üzerine Cenk sevgilisinin yanına gidip önce dudaklarına bir buse kondurdu ve ardından da ona sıkı sıkıya sarılarak " Kendine dikkat et." dedi.

Böylece iki genç bir otuz saniye kadar birbirlerinin kollarında kaldıktan sonra Yağmur zorda olsa delikanlıdan uzaklaşarak " Birazdan sana patronumun numarasını teks çekeceğim. Eğer benden haber alamazsan onu arayıp başıma ne geldiğini anlat ve son isteğimin senin Amerika'dan sağ salim çıkarılman olduğunu söyle." diye kapıya yöneldi ve Cenk arkasından " Lütfen sanki geri gelmeyecekmişsin gibi konuşma." dedi.

" Bugün can vermek gibi bir niyetim yok. Ama yinede ne olur, ne olmaz diye sana ne yapacağını söylemek istedim."

 " Seni seviyorum."

Yağmur " Bende seni seviyorum." diye yeniden genç adamın yanına yürüyüp yanağına bir öpücük kondurarak odadan ayrıldı ve aşağıya inerken aklında kimseler farketmeden tekneye çıkabilmesi için nelere ihtiyacı olacağının listesini yaptıktan sonra resepsiyondaki görevliye geç saatlere kadar açık olan bir su sporları mağazasını nerede bulabileceğini sorarak sokağa çıktı. Bir süre sonra istediklerini temin ettiğinde de telefonundan Beyaz altın'ın genelde hangi marinada olduğunu kolayca öğrenerek "Adam bütün elektronik aletlerine kimse onu hack edemesin diye yazılım koyduracak kadar temkinliyken, yatının nerede demirlendiğini internete koyacak kadarda saf." düşüncesi içerisinde karşısına çıkan ilk taksiyi çevirdi ve şöföre gitmek istediği yeri söyledi.

Senden gelen bela bâşım üstüne. ( Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin