Eski sevgilisi uzaklaşmaya başlar başlamaz Derek Bentner " Son sözlerini söylerken sanki diken üstündeydi ve benden birşeyler gizliyordu." diye düşünerek hemen ayaklandı ve kafeden çıkıp onu mümkün olduğunca uzaktan takip ederek Yağmur'un peşine düştü.
Böylece o arkada ve genç kız elli metre kadar önünde on, onbeş dakika kadar ilerlediler ve Yağmur küçük bir otele girip resepsiyonda duran görevliye birşeyler söyledikten sonra merdivenleri tırmanmaya başlayınca Derek kısa bir süre bekleyerek lobiye yürüdü.
" Demin yukarı çıkan kız bir arkadaşım. Bana kaldığı odanın numarasını söyleyebilirmisiniz lütfen?"
Deskin gerisindeki otel çalışanı " Ne yazıkki hayır efendim. Bu kurallara aykırı." diye isteğini reddetti ve Bentner elini cebine atıp yüz dolar çıkararak banknotu tezgaha indirdi.
" Bir seferlikte olsa bir istisna yapamaz mıyız? Çok uzun zamandır buluşmaya fırsatımız olmadı ve sadece bir merhaba deyip gideceğim."
Bunun üzerine adam şüpheli bir şekilde " Madem onu gördünüz, o zaman niye arkasından yetişip konuşmadınız?" diye sordu.
" Çünkü ona bir sürpriz yapmak istiyorum."
Adam sanki bir sarraf ona getirilen bir altını incelermiş gibi onu uzun uzun süzdükten sonra şaibeli bir karekter olmadığına karar vermiş olacak ki, " İkinci kat, 202 numara." diye önündeki parayı cebine indirdi ve Derek hemen " Çok teşekkürler." diye biraz ötesindeki merdivenin basamaklarını ikişer üçer tırmanıp tarif edilen odanın önüne varınca kapıyı tıklattı.
Çok değil bir iki saniye sonra Yağmur " Ismarladığım yemeği ne çabuk getirdiniz." diye kanadı açtı ve Bentner'i karşısında görünce buz gibi bir sesle " Ne arıyorsun sen burada be!" diye öfkelendi.
Bu arada genç kızın arkasından birileri " Kimmiş gelen?" diye seslendi ve Derek merakla içeriye bakınca yanlarına doğru yürüyen Cenk'i görerek " Kim bu?" diye sordu.
" Seni ilgilendirmez."
" Yoksa yeni sevgilin mi?"
" Olursa ne olacak?!"
" Demek öyle. Peki burada ne arıyor?"
Yağmur bir an duraksadıktan sonra Derek artık Cenk'i gördüğü için ondan gerçeği saklamanın bir faydası olmayacağına karar vererek " Kolombiya'da olaylar ters gittiği ve kazara orada olanlara karıştığı için isteğim dışı yanımda getirmek zorunda kaldım." dedi.
Bentner bakışları hâlâ Cenk'in üzerinde " Yani bir sivili çok gizli bir İnterpol operasyonuna bulaştırdın. Bu işi nasıl becerdiğini açıklamak ister misin?" diye sordu ve Yağmur " Şimdi havamda değilim." diye terslendi.
" Ne demek şimdi havamda değilim?"
" Beni duydun. Şu anda sana bunun nasıl olduğunu anlatmak niyetinde değilim. Onun için bu konuyu hiç konuşmasak çok daha iyi olacak."
Bu arada karşısındaki uzun boylu, iri yapılı, kumral adamın kim olduğunu tahmin eden Cenk gözlerinin içine bakarak sağ elini Yağmur'un omuzuna attı ve delikanlıdan böyle bir davranış beklemeyen genç kız şaşırarak ona dönünce yüzündeki ifadeden Bentner'i kıskandırmak niyetinde olduğunu anlayarak " Ay nasılda beni sahiplenirmiş!" diye bir kahkaha patlattı ve iki adım ötelerindeki Derek'e aldırmadan hemen sevgilisinin dudaklarına yapıştı.
İki genç uzun uzun öpüşürlerken Bentner hasetten pancar rengine dönerek " Eğer erkek arkadaşını peşinden ta buralara kadar getirerek gizli bir operasyona karıştırdığının haberi amirimiz Woodgate tarafından duyulursa başının ne kadar derde gireceğinin farkındamısın? Bu yüzden işten bile kovabilirirsin." dedi ve Yağmur delikanlıdan ayrılıp " Sen söylemezsen nereden bilecek?" diye sordu.
" Deki ben ağzımı sıkı tuttum. Peki ya öbür adamlar?"
" Sen konuşmazsan onların bu işten haberdar olmaları imkansız. Çünkü avımızın peşindeyken Cenk yanımızda olmayacak."
" Peki bizle beraber gelmeyipte ne yapacak?"
" Tabiki işimizi bitirmemizi bekleyecek."
" Bu kıytırığı burada tutmaktansa her nereden bulduysan oraya göndermen daha akıl karı değil mi?"
Cenk " Sen ne diyorsun be! "diye Bentner'in üzerine yürümeye hazırlandı ama Yağmur hemen " Sakin ol canım." diye araya girdi.
" Yapamam."
" Sebep?"
" Çünkü Blackmoor onun benimle olduğunu biliyor."
" Nasıl?"
" Ben ve Cenk Kolombiya'dayken elmasları alması için yanımıza birini gönderdi ve adam ikimizi gizlice kiraladığım evde gördü. Biz onu bayıltıp kayıplara karıştıktan sonra kesin patronunu arayıp başına ne geldiğini anlatmış ve Cenk'in ismi ve eşgalini ona vermiştir."
" Bundan emin olamazsın."
" Sen söyle, benim yerinde olsan bu riski göze alır mıydın?"
Bentner biraz düşündükten sonra " Haklısın." diye iş arkadaşını onaylamak zorunda kaldı ve şimdilikte olsa Yağmur'un, Cenk'i yanından uzaklaştırmasını üstelememeye karar vererek " Eğer isteğin buysa saygı duyacağım." dedi. " Ama sana şimdiden söyleyeyim. Kaza bela seninkinin bu işe bulaştığı ortaya çıkar ve bir soruşturma açılırsa benden bu konuyu örtbas etmemi bekleme. Çünkü senin yaptığın bir hata yüzünden başımın belaya girmesini istemiyorum."
Yağmur kinayeli kinayeli " Zaten senden de başka birşey beklemezdim." dedi ve verdiği cevap yüzünden bozulan Bentner'e aldırmadan " Haydi şimdi yaylan ve benden haber bekle." diye kapıyı adamın suratına kapattı.
Kanat yerine oturur oturmaz Cenk " Adamın şeklinden şemalinden anlaşıldığına göre senin erkekler hakkında bayağı yüksek standartların var. Bu heriften sonra nasıl olduda gönlün benim gibi basit görünüşlü birine düştü?" diye sordu ve Yağmur " Sen ondan daha güzelsin be!" diye gülümsedi.
" Bırak dalgayı be canım. Göz var nizam var. Herif film artistti gibi.""
Eli yüzü düzgün olabilir. Ama huyu leş. Ayrıca sende ondan aşağı kalmazsın."
" Ciddi mi?"
" Elbette."
" Yani beni bırakıp yeniden o itle bir araya gelme ihtimalin yok."
Yağmur delikanlının yüzünü avuçlarının içine aldı ve gözlerinin içine bakarak " Sana şöyle söyleyeyim." dedi. " O geçmiş, sen ise geleceksin."
Duyduğu bu sözler üzerine Bentner hakkındaki bütün endişeleri dağılan ve kalbi mutluluktan kanatlanan delikanlı " Aslansın sen be!" diye Yağmur kucakladı ve iki sefer etrafında dönderdikten sonra yere indirip ona sıkı sıkıya sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden gelen bela bâşım üstüne. ( Tamamlandı.)
Ficção GeralYağmur ve hemen gerisindeki Cenk, zebellahın iri bedeninin arkasına pusarak esir tutuldukları odanın kapısından dışarı yürür yürümez küçük bir masaya kurulmuş ve önlerindeki tabaklardan karınlarını doyuran diğer haydut ve yaralı yüz onları farkedere...