KIR PAPATYASI...

°12°

 

  Kamp alanına geleli yarım saat olmuş ve neredeyse herkes çadırlarını kurmuştu. Hatta Oğuzlar bile ama biz hala kuramadık. Nolet olsun bu heyatt.

"ya Masal bak şuradan tut. Evet he oradan"

"tamam tuttum. Kanka bence biz bunu yapamıcaz"

"hayır hiçbir güç bizi vazgeçire...tamam yaa biri bize yardım etsin!" diye cırladım. Hiç kimse bizi takmayınca Masal ile birlikte yere oturup düşünmeye başladık.

"bence bunu çekiçle çakmalıyız yere" dedim. O da kafasını sallayınca ayağı kalktık tekrar. Çekici elime aldım. Haydi bakalım. Tam vuracakken Masal geri çekilip durdu.

"ya tut şunu. Nasıl vurcam yoksa?" dedim.

Korkakça başını olumsuz anlamda sallayınca offlayıp yere attım kendimi. Yanımıza çete gelince onlara yavru köpek bakışımızı yaptık. Şaka şaka yavru iguana olcak o.

Bizim halimize gülüp iki dakikada çadırı kurdular. Tabi ki hemen içine atlamadık. Saçmalamayın. Müdür konuşmaya başlayınca herkes ortada toplandı. Neymiş efenim yarın yürüyüş varmış, akşamları geç saatlere kadar durmak yokmuş, yemek saatinde herkes burda olacakmış, hiç kimse kaybolmıcakmış, mışta mış yani. Ebesinin nikahı.

  Konuşma bitince hep birlikte akşam yemeği yiyip ateşin başında toplandık. Bir çocuk gitarı eline alıp hem çalmaya hem de söylemeye başladı. Bende şarkıyı dinlerken ara sıra Asır'ı kesiyordum. Ne var yani kesemez miyim!?

  Saat geç olunca herkes çadırlarına gitti. Bizde çadıra girip uyumadık. Sabaha kadar dedikodu abiğğ. Şaka lan ikimizde yarım saat içinde uyumuş oluruz.

*****

Sabah dışarıda ki seslere küfür ederek çadırdan çıktım. Bağırmaya başladım.

"ahheeyyy burda insancıklar uyuyor mümin kardeşlerim. Ne bu ses ortada at mı koşturuyonuz acep. Şimdi lütfen biraz sesinizi kesin!!"

Çadıra girdiğimde Masal'da uyanmıştı. Bana gülüyordu. Ona omuz silktim ve giyinmeye başladık. İkimizde siyah eşofman ve beyaz badi, üstüne de montlarımızı giydik.

Kahvaltı yerine gittiğimizde yanımıza çete geldi.

Asır" sabah ne bağırdın be kızım"dedi. Ona sinirle döndüm.

"bana bak Asır o ağzına kürekle vururum. Sabah sabah bir insanoğlu neden bağırarak konuşur ki. Sanki ahır yani" dedim.

O da bana hak verince gururla gülümsedim. Kahvaltımızı edip Masal ile kol kola girdik ve yürüyüş yapıcağımız için toplananların yanına gittik. Çete de gelince bizim müdür bey amca yine konuştu. Ormanın içine doğru yürümeye başladık. Yürüyeli 15 dakika olmuştu ama biz yorulduk. Zaten en arkada kaldık. Biz üşengeç kızlarız oğlum.

  Bağcığım açılınca Masal'a söyledim. Yanımda beklerken ben de hemen bağladım. Kafamı kaldırdığımda diğerlerini göremedim.

Kaşlarımı çatıp "ulan Masal diğerleri nerde?" dedim.

O da diğerlerini göremeyince "ayy bilmiyom ki en son bu tarafa gidiyorlardı. Gel yetişiriz" dedi.

"bacımcım emin misin peki oradan gittiklerine?" dedim. Gururla kafasını sallayınca onu takip etmeye başladım. Hayırlısı valla...

******

"ulan Masal inşallah çorapla ıslak terliğe basarsın, inşallah sevdiğin çocuğu stalklarken yanlışlıkla fotoğrafını beğenirsin, inşallah sınavda işaretlediğin şıkkı silip yerine başkasını yazarsın ve ilk işaretlediğin doğru çıkar, inşallah dondurma kabından dondurma çıkarda sarma yiyemezsin, inşallah akşam yatarken telefon tam burnuna düşer! Ya senin yüzünden kaybolduk bokkk"dedim.