36

2.2K 138 38
                                    

 Uzun zamandır kaos yapmadım. Hikayeye ponçik bir kaos getireyimm..(Dedi daha yeni Asır ve Nora'yı küstüren yazarınız xncjkmnygs neyseee...)

Sizce karakterlerle röportaj yapmalı mıyım? Eğer istiyorsanız bu kısma sorularınızı bırakın. Kime olduğunu belirtmeyi unutmayın. ^^

Bu arada bu sefer kontrol etmeden attım bir yanlışlık varsa çok çok soryy papatyalarımmm... ^^


"Ulan Oğuz bu kızlar bir uyansın sen kaçıcak delik ara!"

"ya kardeşim ben nereden bileyim ikisininde bayılacağını? Hem Melek'te bana yardım etti!"

"gerizekalı sen bana sadece şartelleri indir dedin. Ben nereden bileyim kızları bayıltıcak kadar korkutucağını!"

 Gelen seslerle yavaşça gözlerimi açtım. Herkes başımıza toplanmış kavga ediyorlardı. Biraz daha kendime gelince yerimde yavaşça doğruldum. Asır hemen gelip sarıldı. Bende ona karşılık verdim. Aklıma gelen şey ile gözlerimi sonuna kadar açtım.

"Asır evde birisi vardı. Kim olduğunu gördünüz mü siz? Ayyy Su abla ile Melek nerede?!!!"

"Güzelim Oğuz size şaka yapmış"

Asır'ın söyledikleriyle kafamı yavaşça Oğuz'a çevirdim.

"sen bu yaptığına ŞAKA MI DİYORSUN!!!" diyip üzerine atladım. Saçlarını tutup çektim. Sonra tekrar koltuğa oturdum.

"Bundan sonra yok sana kanki falan! Ben sana ne zaman kötülük ettim be zalımın oğlu. Ne kadar korktuk haberin var mı?"

"ya benim minik bebişlerim bana küsmüş müü? Oyş yerim ben siziii!"

Oğuz üstümüze atlayınca Masal ile birlikte ondan kaçmaya çalıştık. Ama o bizi yakalayıp gıdıklamaya başlamıştı bile...



Ertesi gün...

Peri'den

"Güzelim hadi uyan"

"hıhı"

Kulağıma kıkırtı sesi geldi. Yanımdaki bedene dönüp sıkıca sarıldım.

"Günaydın güzelim"

"Günaydın" dedim. Daha yeni uyandığım için sesim tuhaf çıkmıştı.

"Hadi güzelim giyin birlikte kahvaltıya gidelim"

 Onaylayan mırıltılar çıkarıp kocamın yanağından öptüm. Giyinme odasına girip üzerime rahat birşeyler giydim. Çantamı alıp aşağı indim. Ares kapının önünde beni bekliyordu. Yanına gidip elinden tuttum. Birlikte arabaya bindik. Arabayı çalıştırınca yola koyulduk. Fazla arabanın olmadığı bir yoldan gidiyorduk. Ares'e baktığımda kaşlarını çatmış, direksiyondaki elleri sıkmaktan bembeyaz olmuştu. Yanındaki telefonda birini arayıp kulağına koydu.

"Lodos daha yeni evden çıktık. İki tane araç bizi takip ediyor. Plakalarından anladığım kadarıyla bunlar Faruk'un adamları. Hemen adamları alıp bizim depoya gel. Oraya gelmeye çalışıcam. Peri yanımda! ÇABUK OL!!!"

  Telefonu kapatıp bana baktığında gözlerim korkuyla açılmıştı.

"Güzelim sakin ol. Ben yanındayım hiçbir şey olmayacak"

"A-Ares"

"Güzelim sakin ol. Senden tek istediğim koltuğun ön tarafına çök ve her ne olursa olsun oradan çıkma! "

 Kafamı sallayıp kemerimi çıkardım ve koltuğun ön kısmına çöktüm. Ares torpidoyu açıp silahı aldı ve beline koydu. Araba daha da hızını arttırınca arka arbadan silah sesleri duydum. Başımı ellerimin arasına alıp olduğum yerde daha da küçüldüm. Bir süre sonra Ares'in sesini duydum.

"Güzelim depoya neredeyse geldik. Arabayı durduğumda seni çıkaramam dışarı o yüzden ben arabadan indiğimde sakın ama sakın çıkma tamam mı!"

 Gözlerimden akan yaşları sildi. Bana gülümseyip tekrar yola odaklandı. Bir yerde durduğumuzda depoya geldiğimizi anladım. Ares silahı eline alıp kapıyı açtı ve çıktı. Bir süre sonra dışarıdan çok fazla silah sesi gelmeye başladı. Korkuyla başımı ellerim arasına alıp çığlık attım. Arabanın ön camına gelen birkaç mermiyle cam tuzla buz oldu. Koluma gelen cam kırıkları kollarımı çizdi. 

 Silah sesleri devam ederken arada bir arabaya gelen mermilerle korkudan çığlık atıyordum. Silah sesleri durunca arabada sadece benim hıçkırıklarım duyuluyordu. Arabanın kapısı açılınca kim olduğuna baktım. Ares'i karşımda görünce derin bir nefes aldım. Beni belimden tutup arabadan çıkardı ve kucağına aldı. Başımı boynuna gömdüm. O da saçlarımın arasına bir öpücük kondurmuştu. 

 Deponun yanındaki eve girip üst kata çıktı. Bir odaya girdiğimizde beni yatağa bırakıp odadaki banyodan bir şeyler  alıp yanıma oturdu ve beni de kucağına yan şekilde oturttu. Elindeki pamuğa birşey sıkıp yavaşça kolumdaki çiziklere sürdü. İşi bittiğinde elindekileri yandaki komidine bırakıp arkasına yaslandı. Beni de göğsüne çekti. Kafamı kaldırıp ona baktım.

"sen iyi misin?"

Bana gülümseyip dudaklarıma uzun bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"şimdi daha iyiyim güzelim"

Bende gülümseyip kafamı göğsüne koydum...



*************

Çoookkkk kısa oldu farkındayım... :\

 Canım papatyalarım şu aralar ilham gelmiyor. Yazamıyorum hiçbir şey. Sizi beklettiğim için kendime kızıyorum. Hepinizden çok özür dilerim. İçinizde kitap yazanlar varsa onlar ne demek istediğimi anlarlar umarım. 

 Birde hikayeye oy vermenizi istiyorum. 100k okuma sayısı olup sadece 4.7k oy sayısı var. Bu çok üzücü. Oy ve yorum yapmanızı istiyorum. Yani lütfen hayalet okuyucu olmayın. Sizin yorumlarınız bana ilham veriyor. Hatta bazen çok güzel yorumlarınızı görüyorum. Sizin yorumlarınızı okuyup ağlamışlığım bile var. Umarım burayı okursunuz ve ne demek istediğimi anlarsınız. 

Siz benim ikinci ailem gibisiniz. Sizi gerçekten çok seviyorum....

KIR PAPATYASI...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin