Dokuz

7.4K 422 200
                                    

Yemek yedikten sonra bulaşıkları toplayıp yıkadım. Jungkook'da çocuklarla oynuyordu. Keşke böyle olmasaydı. Keşke şu anda o oynadığın çocukların senin çocukların olduklarını bilseydin. Onlarda senin onların babaları olduğunu bilselerdi. Belki şu anda çok güzel bir aile olurduk.

Yujin: hadi annemi gıdıklayalım!

Y/N: Yujin sakın! Kızım git Jungkook'u gıdıkla!

Gerçekten tek dokunuşta bile çok gıdıklanırım. İkizlerin her ikiside üzerime saldırınca bende kaçmaya başladım.

Y/N: Jungkook nolur tut şunları!

Jungkook'a Yujin ve Junghee'yi tutmasını söyledim ama o gelip beni kucakladı.

Y/N: Jungkook napıyorsun çocukların önünde?!

JK: ha o zaman odaya gidelim rahatsız olduysan?

Y/N: saçmalama! İndir beni!

JK: o zamanda çocuklar seni gıdıklarlar.

Y/N: oturun çocuğum yerinize!... bak oturdular.

JK: çocuklara bağırmak çok kötü bir şey.

Y/N: sanane lan benim çocuklarım!

JK: ayıp ama çocukların önünde lan diyorsun. Sen böyle yaparsan çocuklarımız büyüdüklerinde çok kaba olurlar.

Çocuklarımız dediği anda birden afalamıştım. Böyle demesi beni bir az germişti.

Y/N: benim çocuklarım! Anladın? Benim!

Bacaklarımı aşaya doğru bastırarak Jungkook'un kucağından inmeye başarabilmiştim sonunda.

Yujin: Jungkook şimdi bizim babamız mı oldu?

Jung: önce evlenip birde birlikte yatmaları gerekmiyor muydu?

Yujin: off....

Y/N: çocuğum siz ne saçmalıyorsunuz? Hem sizin babanız var.... iş için uzaklara gitti.

JK: babaları hiç çocuklarına bakmaya gelmedimi?

Y/N: yok.... babaları ailesi yerine çapkınlığı seçti. Orda burda kızlarla...tanrım sen bana sabır ver!

Junghee televizyonu açtığı için ikisininde odak noktası çizgi filmindeydi. O kadar dalmışlardıki bizi duyduklarını zannetmiyorum.

JK: kaç yaşındaydın hamile kaldın?

Y/N: 15-16 neden?

JK: bence... çocukların babalarıda onları ve seni yalnız bıraktığı için çok pişman olmuştur. Ama bunu anlaması bir az zamanını almıştır.

Anladımı onun çocukların olduğunu? Nerden anladı? Nasıl anladı?

Y/N: n-nerden biliyorsun?

Bir az sesiz kaldıktan sonra sonunda ağızını açıp bir şeyler söylemeye başlamıştı.

JK: bilmem.... ben olsam öyle hiss ederdim.

Korkmaya başlamalı mıyım? Kesin her şeyi öğrendi! Çocukları alıp bu ülkeyi terk edeyim en iyisi. Çok saçma olur! Ama "ben olsaydım öyle hiss ederdim" dedi. Yani daha anlayamamış.

JK: ee her neyse... ben artık gideyim. Yemek için çok teşekkür ediyorum. Çocuklar görüşürüz!

Yujin birden ayağa kalkıp Jungkook'un üzerine atladı Jungkook'da o düşmesin diye hemen kucağına aldı.

Yujin: gitme nolur~

Y/N: kızım napıyorsun?! Hem belki Jungkook'un yapıcak işleri vardır.

JK: yok aslında.

Neyi zorluyor bu ya?! Git evine artık be adam!

Yujin: o zaman burda kal. Hem ben sana çok iyi bakarım. Nolur anne Jungkook bir az daha kalsın burda nolur~

Kedi gibi bakmaya başlayınca kıyamadım. Dudaklarını büzüm ellerini bir birlerine birleştirip tatlı tatlı bakınca hayır diyemiyorum. Ve bundan nefret ediyorum.

Y/N: e şey... bir az daha... kal yani eğer istiyorsan tabi zorlayamam.

JK: tamam 1-2 saat daha kalıp sonra giderim olurmu Yujin?

Yujin: akşama kadar kalsan olmazmı?

JK: bilmem işim çıkarsa fazla kalamam ona göre.

Yujin: tamam!  O zaman birlikte çizgifilm izleyelim.

Jungkook Yujin'i yere indirdi ve birlikte koltuğa oturup çizgifilm izlemeye başladılar. Bende Junghee'nin yanına oturdum.

Akşam olmuştu ve Jungkook hala burdaydı. Aslında bir kaç kez gitmek istedi ama Yujin izin vermedi ne geçir bu kızın aklından?

Y/N: ben gidip yemek hazırlayım en iyisi sizde oynamaya devam edin.

Mutfağa gidip yemek yapmaya başladım. Yemekler hazır olduktan sonra herkes masaya geçti ve yemeye başladık. Jungkook'un bütün gün boyunca sürekli gözleri bende olması hiçte hoşuma gitmiyor. Belki bir az yani azıcık hoşuma gitmiş olabilir ama çok değil!

Yemekten sonra bulaşıkları yıkayıp salonu bir az topladıktan sonra bende gidip resim çizen Junghee ve Yujin'in yanına oturdum.

Y/N: ne çiziyorsunuz bakalım?

Jung: bak anne araba çizdim. Büyüyünce seni arabamla gezdireceğim.

Y/N: öylemi? Sen büyüyüce o arabayla anca diğer kızları gezdirirsin. Baban gibi çapkın olucağın çok belli çocuğum.

Ağızımdan benden izinsin çıkan laflara ben bile şaşırmıştım. Jungkook'ta bana gözlerini kısmış bakıyordu.

Jung: çapkın ne demek?

Y/N: ı yok bir şey! Yujin sen ne çizdin?

Yujin: ben bizi çizdim. Bu ben bu sen bu Junghee buda Jungkook.

JK: aa benide mi çizdin?

Yujin: ama sen bu gece benim babam olucaksın.

Y/N: Yujin sabahtan beri sürekli saçma sapan şeyler söylüyorsun anlat aklından neler geçiyor?

Yujin: ben ve Junghee Jungkook'un bizim babamız olmasını istiyoruz!

JK: a olur seve seve.

Yujin: oley Jungkook babamız oldu!

Y/N: ne-ya! Ne saçmalıyorsunuz?!

JK: hayatım çocuklarımızın önünde ayıp oluyor ama. Gel sen buraya.

Yanıma gelip elini omzuma koydu ve başımı omzuna yaslayıp saçımdan öptü. Hala onu sevdiğime inanamıyorum. Hala eskisi gibi ona aşıktım onun yanındayken hızlı atan kalp atışlarımı durduramıyorum. Değiştiğimi zannediyordum. Onu şu anda affetmek istiyordum ve tüm gerçekleri söyleyip onunla yeni bir sayfa açmak istiyordum. Ama beni yine bırakır diye korkuyorum. Zaten eskidende sürekli onu affettiğim için şu an böyle olduk.

İlk Aşk Son Aşk/*TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin