16.

39 6 4
                                    

Melek ağlayınca Aden ne yapacağını şaşırmıştı.Melek ise bana sarılmış ve ağlamaya devam ediyordu.
"Ama hasta değiliz ki biz birtanem.Aden Ablan da çok azıcık hasta."
Melek Adenin olduğu koltuğa geçti ve ona sarıldı.Yanaklarından öptü.kulağına fısıldarsın duydum.
"Hasta olma tamam mı?Çoookk canın yanabilir."
Meleğimin cümlesindeki çooookkk bizim için çok anlam ifade ediyordu.
Çoookk gece uyuyamamıştık.
Çoook kez ağlamıştık acıdan.
Çoook ilaç almıştı bünyemiz.
Çooookk acımızdı canımız.
Meleği kucağıma alıp eski yerine koydum ve Adenin sargısını açtım.Melek ise merakla yanıma geldi.Pansumanıma yardım etti.Sargıyı tekrar sarmadım.Artık yürüyebiliyordu çünkü.Sargı işi bitince Aden ile vedalaşıp evden ayrıldık.Aşağı inip televizyondan çizgi film açtık.Onu izlerken çikolatalı süt içtik birlikte.Sonra onun önüne boyama kitabı koyup ders çalıştım yanında.Masadaki karışık kitaplarımı görüp o da boya kalemlerini dağıttı masanın üstüne.Büyük bir ciddiyetle boyamaya başladı.Bana çok fazla özeniyordu.Bu hoşuma gitmiyor değildi tabiki.Onun beni sevmesi bile kendimi iyi hissetmemi sağlıyordu.
~Aden
Şu an çok garip hissediyordum.Melek hastalık geçirmişti ve büyük bir hastalık.O yaşadıklarından dolayı ne kadar kötü hissetse de ne kadar o anıları hatırlasa da kendini hemen toplayabiliyordu.Peki bunu neden ben yapamıyordum?
Yaşadıklarım ağırdı belki.Ama bana kaldırılamayacağım şeyler yüklenmiyordu omzuma.Belki de şanslıydım.Kimsesizliğim çocukluğumdan beri bilseydim belki de çok daha farklı biri olurdum.Kimsesiz olmak hele o yaşta bana zor gelebilirdi.Peki şu an çok daha mı kolay?Bilmiyorum.Galiba.Küçük yaşta istenmediğini öğrenmek kendini sevmeyi engellerdi bence.Ben kendimi hep sevdim.Sevildiğimi ve istendiğimi düşünerek.
Gül beni arıyordu.
"Efendim gülüm."
"Ne yapıyorsun bitanem."
"Öyle oturuyordum."
"Pamsumanını yaptın değil mi?"
"Evet."
"Güzellll."
"Sen ne yapıyorsun?"
"Derssss.Senin bugünkü hastane işi ne oldu?Bileğine baktı mo doktor?"
"Öyle inceledi ama güzel bir müdahale yapıldığını söyledi."
"İyi o zaman."
"Bu arada Barış yine seni sordu."
"Gül...Boşver onu."
"Tamam o zaman bu akşam kız gecesi yapalım.
"O kadar özledim ki.Çok güzel olur."
"Tamam o zaman sana film seçimini bırakıyorum."
"Tamamdırrrr."
Gül ile yaptığımız geleneksel bir gecedir bu.Birbirimize zaman ayıramadığımız zaman yaparız genelde.Pijama partisi gibidir.Değişik oyunlar ürettik bunca senedir.
Akşamı hevesle çekmeye başladım ama geçmiyordu zaman.
Ders çalıştım ve bir kahve alıp kitap okumaya başladım.Ve bir söz geçti kitapta.
*
Ağlamak.Avazın çıktığı kadar bağırarak ağlamak.Daha kötüsü Ne biliyor musunuz?Sessizce ağlamak.Sesin duyulmasın diye hıçkırıklarında boğulmak.Evet öyle bir durumdaydım ve kafamı yaslayacak bir omuz dahi yoktu.
*
Aklıma tavuk geldi.
O bana ağladığım zaman  bir omuz vermişti.Ona minnettardım.Belki ona Ne kadar değer verdiğimi bilmiyor.Ama ben biliyorum.Bana o zaman uzattığı yardım elini bırakmayacaktım.Belki bir daha onu göremem ama biliyorum.Ben onu asla unutmayacağım.Tavuğa mesaj attım.
"Özlettin kendini."
Bir iki dakikaya çevrimiçi oldu.
"Sen beni mi özledin?"
Cevap vermeden bir mesaj daha attı.
"Yüzünü bile görmediğin birini mi özledin?"
Yanlış anlama.Ama çok iyi kalplisin."
"Bak gördün mi sen benim ben senin kalbini tanıyorum.Yetmez mi?"
"Artar bile."
Yürümem bayağı iyileşmişti.Evde ise çikolata bitmişti ve gitmem lazımdı. Kulağıma kulaklık takmıştım.Biraz yavaş yürüyordum ama çabuk toparlanmıştım.
Yürümeye devam ederken daha çok yürümeye çalışırken biri koluma girdi.
Arda.
"Nereye bakalım?"
"Markete."
"Eşlik edebilir miyim sana?"
"Olur."
"Senden bir şey isteyebilir miyim?"
"Tabiki ."
"Sedefe elbise alacaktım.Yardım etsen olur mu?"
"Tamamdır."Mutlu olmuştu.Asıl kendini bana yakın görmesi daha çok mutlu etmişti beni. Sonra bana dönüp
"Önce markete gidelim o zaman.Market önemli."
Gülümsedim.
Zaten market yakındı.Markete girip bir sürü çikolata  aldığımı görünce gülümsedi.Ona da bir tane aldım ve marketten çıktık.Hazırlanmam için eve geri döndük.
Arda da beni bekledi aşağıda.Geldiğimde araba beni bekliyordu.Siyah ve yine güzel bir arabaydı.Arabaya bindik ve müzik listesinden
'Tuna.'
Adlı müzik listesini açtı.Bana dönüp "Tuna demişti müzik zevklerinizin benzediğini."
Güzel bir şarkı açtı yine.Tunanın müzik zevki çok iyiydi.Aynı benim gibi.Arda araba sürerken
"Tuna...Müzik ile ilgileniyor mu?"
"Bana göre hayır.Ama ona göre müzik ile ilgilenmek en iyi dinleme ile yapılıyormuş."Güzel bir fikirdi.Ben de böyle düşünmeye başladım.
"Çok mantıklıymış."
Arda şaşıran gözlerle bana baktı.
"Tuna bu görüşü savunan tek kişi olabilir.Bir de sen varsın artık."

Bir mağazaya geldik.Çok güzel bir mağazaydı.Bir görevli bize yardım etmeye başladı.Arda ise rahatsız olduğumu anlayıp görevliyi nazikçe gitmesini söyledi.Nazik biriydi.
Bir çok güzel elbiseler vardı.Beyaz bir elbise gördük.Çok beğenmiştim.Ardaya önerdiğimde ise o da beğenmişti.Elbise diz hizasındaydı.Kollarında ise dantel detayı vardı.Yarım kol bir elbiseydi.Ben biraz daha bakmaya devam ederken Arda ortalıktan yok oldu.Numarası da yoktu ki bende.Offf.O sırada görevli hanım yanıma gelip
"Aden hanım elbiseniz hazır."
"Benim mi?Şey arkadaşım nerde gördünüz mü?"
"Söyleyemem ama elbiseyi giymeniz gerektiği söylendi.Ödemesi yapıldı Arda bey tarafından."Ayrıca elime de bir kutu verdi.İçinde kurdeleli bir beyaz spor ayakkabı vardı.

Elbiseyi giydim.Çok güzel olmuştum.Çıktığımda bir masa ve üzerinde ise  makyaj malzemeleri vardı.Kuaför olduğunu tahmin ettiğim kişi beni masanın önündeki sandalyeye oturttu.Az önceki görevli kadın ise yanıma geldi.
"Bir arzunuz var mı acaba?"
"Yok teşekkür ederim.Ama bunlar neden yapılıyor?"
"Çok yorulduğunuz ve bu küçük süprizi çoktan hak ettiğiniz bildirildi bize."
Gözlerim doldu.
"Teşekkür ederim."Daha teşekkürüm yeni bitmişken
Bir kase çeşit çeşit çikolata ve yanında kahve geldi.Ayrıca bir tablet de geldi yanında.
Gül ile en sevdiğim dizinin kaldığım bölümü açıktı.O kadar güzeldi ki.
Güzelce saçım ve makyajım yapılıp mağazadan çıkmaya hazırlanırken görevli kadın benim yanıma gelip
"Arda bey sizi bekliyor Aden hanım."
Arda benim mağazadan çıktığımı görünce arabadan inip kapımı açtı.O da bir gömlek giymişti.O da giyimine özenmişti.
"Çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim."
Bir cafeye geldik.Arabayı park edip kapımı açtı ve önümden  ilerleyip yol göstermiş oldu. İçeri girdiğimde ise etraf karanlıktı.Arda da benden önde ilerlediğinden dolayı o da yoktu ortalıkta.Bir anda lambalar açıldı ve gördüğüm insanlara inanamadım. Gül ve Efe önde olmak üzere bir çok kişi vardı.Çoğu da İstanbuldan arkadaşımdı.Ayrıca yeni komşularımız da buradaydı.Hep birlikte
"İyi ki doğdun Adennn♥️"diye bağırmaya başladılar. Beyaz konfetiler patlamaya başladı.
İlk olarak canım aileme sarıldım.
Sarılırken Gül
"İyi ki doğdun kuzum.İyi ki bizimlesin."
"Asıl siz iyi ki Benimlesiniz."
Efe de gelip sarıldı.
"Tüm plan Gül'ün.Bizi bile o organize etti bücür.
İyi ki doğdun.İyi ki bücürüm oldun."
Hepsine kocaman sarıldım tek tek.Birlikte önce birşeyler yedik.Evet herkes buradaydı.Ali hariç.Keşke gelseydi.Ama Gül onun sınav zammına geldiğini ve ailesinin de izin vermediğini söyledi.
O sırada bir slayt başladı.Bu partideki çoğu kişiyle fotoğrafım vardı.Onlar ve ifşalarımla dolu bir slayttı.En sonda ise bir video vardı. Herkese beni sormuşlardı.Gül ile başladı.
"O benim hayatım.Gençliğim,bebekliğim,Çocukluğum.O benim kız kardeşim.O benim her şeyim.O şahaneden
bir öte bir kız♥️Onun bir damla gözyaşına yapamayacağım bir şey yok."
Sonra Efe ile devam etti.Aliyi düşünürken bir anda içeri Biri girdi.Koşarak ona sarıldım.Onu o kadar özlemiştim ki.
"İyi ki doğdun deniz.💙"
"Asıl sen iyi ki geldin deniz 💙"
Umarım beğenirsiniz
Görüşlerinizi bekliyorum.🖤

Tavuk♥️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin