Kar eriyince beyaz kalır mı gece?
❤️Şarkı çok güzel❤️
Aden~
Tuna hiç gördüğüm bir durumda değildi.Genelde gülen gözleri doluyordu.Fark ettirmeden toparlanmaya çalışıyordu kendini.Olmayacak gibiydi.
Ayça denilen kız ise gitmemişti.Git diyen de olamamıştı.Tunaya acı veriyordu.O yüzden gitmesini istedim o an.
Tuna tekli koltuklardan birine oturuyordu. Ben ise Sedefle oturuyordum.Ayça ise diğer koltukta oturuyordu.
"Özledim."bu söz Ayça'dan gelmişti.Tuna ise halıya odaklanmış kafasını kaldırmıyordu.O an dolmaması için uğraştığı gözlerinden bir damla yaş halıyla buluştu.Kafasını kaldırmıyordu.Eliyle oynayıp duruyordu.Çok rahatsızdı.
"Ama o seni özlemedi."Sedefin bu girişi Ayça'nın gözlerini Sedefe doğrultmasına neden oldu.Bir şey söylemedi Ayça.Üzgündü.
Biraz daha sessiz sessiz oturdu.
"Ben gitsem iyi olucak sulugöz."
Tuna kafasını kaldırmadan ayağa kalktı.Ayçaya kapıya kadar eşlik etti.
Kapıyı kapatınca içeri gelmesini beklerken bir kapı kapatış sesi daha geldi.Sedefe dönüp
"Ben de gideyim."
Sarıldık.
"Kusura bakma.Eski bir arkadaş."
Kafamı salladım.Ne kadar merak etsem de soramazdım.Tek istediğim o kızın sevdiklerimin canını yakmamasıydı.
Bana kapıya kadar eşlik etti.Giderken de akşamki eğlenceye gelmemi çok istediğini söyledi.
"Denerim."deyip gülümsedim.Sonra da yukarı çıktım.
Odaya geçtim ve olanları Güle anlattım.
"Tuna onu seviyor galiba.Hani bir kızdan bahsetmiştin."
Hiç o ihtimal gelmemişti aklıma.Sanki Tuna sevse böyle yapmazdı.Üzülmezdi değil mi?Üzmezdi onu kendi aşkı.İçimden dua ettim.
"Allahım lütfen o kız olmasın.O onu üzdü."
Abimi arayıp akşam için izin aldık.Aşağı inip Sedefe de haber verdim.O da bu duruma sevindi.
Tam kapıyı kapatacakken onu durdurdum.
"O iyi mi?"
Kafasını salladı.
"Daha da iyi olucak."
Eve çıkıp biraz ders çalıştık.Abim gelince de bir şeyler yiyip hazırlanmaya geçtik.
Akşam için ise ekoseli kırmızı bir elbise seçmiştim.Saçımı ise at kuyruğu yaptım.Gül ise mavi bir kazak ve siyah bir etek giymişti.Saçlarını ise açık bırakmıştı.
Efe ise siyah bir gömlek giymişti.
Tuna'yla Efe konuştuktan sonra aşağı indik.
Bizi arabada bekliyorlardı.
Sedef ben ve Gül arkaya geçtik.Sedef ise krem rengi bir elbise giymişti.
Arabadayken gözlerim hep Tunaya kayıyordu.Üzgün desem değildi.Galiba yorgundu.O pırıl pırıl pırıl gözleri hafif ıslaktı.O yeşil gözler sanki üzüntüsünü haykırıyordu.
Radyodan ise kısık sesli bile olsa bir müzik açtı.Yine bazı şeylerin devam etmesi içimi rahatlattı.
*
Kafeye geldiğimizde Ekin sahnedeydi.Bizi görünce hemen yanımıza geldi.Galiba Tuna'dan haberi vardı.Çünkü gözü hep Tunaya takılıyordu.Benim gibi.Büyük bir masa hazırlanmıştı bizim için.Üzeri ise doluydu yiyeceklerle.
Mekan ışıklı sanki içkili bir yer gibiydi.Ama öyle değildi.Çok huzurluydu.İnsanların hepsi kendi halindeydi.Ayrıca canlı müzik de vardı.Ve bu canlı bölümünü Ekinin oluşturması insanı iyi hissettiriyordu.Aralarda yanımıza geliyordu.Yanımda o oturuyordu.Bu da beni gruptakilerden şanslı kılıyordu.Çok konuşkan ve komikti.Hoşsohbet kelimesi onun için olmalıydı.O üstüne almalıydı bu lafı.Arda ve Efe kendi aralarında konuşuyordu.Tuna ise Gül ve Sedef ile sohbet ediyordu.Galiba futbol konuşuyorlardı.Beni de Ekin oyalıyordu.
Bölümü hakkında konuştuk.
"Çok güzel meslek."
Memnuniyetle kafasını salladı.
"Öyledir."
"Eğitimini tamamlayınca ne yapacaksın direk bir restaurant mı açacaksınız?"
"Hayır birkaç yıl salatalık olarak staj yapacağım."
Bunu duyan Tuna araya girdi.
"En fazla hıyar olur bu."masada kahkahalar çoğaldı.
*
Sohbetler edilirken bir hanımefendi yanımıza geldi.
"Nasılsınız gençler?"
Sedef gidip sarıldı.Tanıyor olmalılardı.Çok güzel bir kadındı.Kahverengi saçları omzuna geliyordu.Çok genç duruyordu.Sonra Tuna'nın yanına gelip omuzundan tuttu.
"İyi misin bitanem?"
Tuna ayağa kalkıp sarıldı kadına.
"İyiyim annem."
Tuna bizi annesiyle tanıştırdı.
Çok güleryüzlüydü.
"Annecim ben çıkıyorum.Size iyi eğlenceler."
Hepimizle vedalaştıktan sonra gitti.
Geldiğimiz mekan tüm gece açıktı.
Gece uzundu ve kahkahalarımız gecenin ay gibi parıldamasana neden oluyordu.
Sonra birlikte danslar ettik.Ayaklarımız ağrıyana kadar.Yani en eğlencelisinden.
Bir anda dans edenler arasında yeşil gözleri bulamadım.Güle tuvalete gideceğimi söyleyip çıktım sahneden.
Tahmin ettiğim gibi dışarıdaydıHiç beklediğim gibi değildi.Kaldırıma oturmuş sigara içiyordu ve eline hiç yakışmadığı gibi akciğerlerine de yakışmamış ki öksürüp duruyordu.
Gözleri yaşlıydı.Yanına oturdum.Yaşlı gözleri bana baktı.
"Çok güzel olmuşsun fındık kız."
Yaşlı gözlerinin içi gülüyordu.
"Ciğerlerine eziyet ediyorsun."
Söylediğin şey üzerine şaşırdı.
"İkinci içişim bunu."Kafasını eğdi gülerek.
"İkisini de aynı kişi yüzünden içtim."
Sigarayı yere atıp ayağıyla ezdi.
"Teşekkürler fındık kız....Ciğerlerime önem verdiğin için."
Gülümsedim gülümsesin diye.
*
Sabah o kadar yorgundum ki.Geç de kalmıştık.Abim bizi uyandırsa da biz uyarıyı çok dikkate almadık sanırım.Hazırlandık hızlıca ve kafama salaş bir topuz yaptım.Evden çıktığımızda binanın önünde yine Doğu bekliyordu.
Yürürken Doğu bana dönüp
"Biraz özel konuşsak olur mu Aden?"
Kafamı salladım ve hızlı adımlarla onun önlerine geçtim.
Okula varana kadar konuştular.
Sınıfa geldiğimde Barış kafası şurada uyuyordu.
Kulağına pek de kısık olmayacak şekilde
"GÜNAYDIN." dedim.
Gülümseyerek kafasını kaldırdı.
"Gün aymış cidden."deyip güldü.
Ders kimyaydı.Tahtadaki soruyu defterime çözüp barışa döndüm.
"B sınıfındaki Doğuyu tanıyor musun?"
"Evet.Sen de tanıyor olmalısın" deyip kafasıyla gülü gösterdi.
Kafamı salladım.
"Nasıl biridir?Gül bana anlatmayo tam olarak da."
Güldü.
"Sevgililer arasına çok girme bence."
Kafasına vurup konuşmaya devran ettim.
"O yüzden sana sordum."
"İyi çocuktur,Aden.Arkadaşının böbreğini çalmaz."deyip derse döndü.
Neden böbrek demişti ki?Yeşil göz gitmeyecekti gözlerimin önünden şimdi.Aferin Barış.Bir kere de işe yarasan.Öğle arası okulu turlarken Doğu için bir mola verdik.Sigara molası.Yuh be yine mi yeşil göz gelecek aklıma???
O sırada Berke geçti önümüzden.Gülün önüne geçti ve konuşmaya başladı.O sırada elinde sigara ile Doğu yanında bitti Gülün.
"Noluyo?"
Gül ortamı kızıştırmamak için sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Önemli değil."
Berk sinirle saçlarını düzeltti.
"Önemli Gül.Konu senin nefesinse önemli."
Doğunun kaşları çatıldı.
"Nefes ne alaka?"
Berke yine araya girdi.
"Astımı var ulan.İçtiğin zıkkım ona zarar veriyor."
Doğunun elindeki damarlar ortaya çıkmıştı.
Elindeki yeni yaktığı sigarayı yere atıp ayağıyla sinirle ezdi.
"Onu incitmem.Sen merak etme."
Deyip Gülün elinden tutup uzaklaştılar.Yine ortada sap gibi kaldım ama bennn.
Berke bana döndü.
"Seviyor mu onu?"
"Bilmiyorum.Cevabı onun kalbinde saklı."
Arkasını dönüp giderken ona seslendim.
"Peki sen?Sen seviyor musun onu?"
Biraz duraklayıp yüzünü bana çevirdi.
"Sevmek karşılıklıysa anlamlaşıyor.Benim sevgim anlamsız."
Yanına gittim.
"Bence öyle değil."
Kafasını yana çevirip bana baktı.
"Bak şimdi sevmek büyülü bir şeydir ve bulaştırır etrafa.Sevdiğine.Sen sevgine ne kadar sahip çıkarsan çık o sevgi bulaşmazsa kalbinde acıtır canını.Çok geçmeden söküp aymak lazım gelir."
Yürümeye devam ettik.
Onu düşündüm.Seviyordu Gülü.Ama sevgisine değer vermiyordu.Çünkü değer verdiği ona değer vermiyordu.Sevgisine sahip çıkmıyordu.
"Ama senin etrafın kızlarla dolu."dediğime güldü.
"Bilip bilmeden ortaya atılan itiraflara çok inanma."
deyip adımlarını sıklaştırıp uzaklaştı.
*
Telefonuma mesaj geldi.
"Ağlayan kız.İyisin değil mi?"
Gülümsedim ve bir banka oturdum.Mesajlaşmayalı uzun zaman oluyordu.
"İyiyim.Sen?"
"İyiyim."
Tekrar mesaj attı.
"Hayat nasıl?"
"Sap gibi. :)"
Devam ettim.
"Galiba bu hayata sap olmaya geldim.3.kişi olmaya :("
"Yapma öyle.Belki de aşık suratın yüzünden beyaz atlı prensin kaçar."
"Komik misin?"
"Evet ;)"
Zil çalmıştı.
"Derse geçmem gerek."
"Peki."
*
Doğu şakalarıyla eve kadar olan kısa yolumuzu şenlendiriyordu.Güle bakışları farklıydı.Bu ise kalbimi yumuşacık yapıyordu.Evin önüne geldiğimizde Gül gülerek içeri girdi.Ona seslenip Doğu ile bir şey konuşmak istediğimi söyledim.Onaylayıp merdivenleri çıkarken ben de biraz hızlanıp Doğuya yetişip koluna girdim.
"Selam Doğu."
Kaşlarını çattı.
"Nereye bakalım?"
"Bir şey konuşalım mı?"
Kafasını memnuniyetle salladı.
"Anlat bakalım."
"Tuna şu aralar biraz kötü.Eski bir tanıdığı geldi ve darmadağın oldu."
Gülümsedi.
"Ayça mı?"
Heyecanla kafamı salladım.
"Çok bir şey bilmiyorum ama çok yakınlardı lisedeyken. Bir anda araları bozuldu.Tuna bu aralarının bozulduğu ilk zamanlar da darmadağın olmuştu."
Sesim biraz titrek çıksa da o soruyu sordum.
"Hasta olduğu için mi bozuldu araları?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Hayır.Ama hastalığın teşhisi konulduğu zaman o zamanlardı.Darmadağın olduğu zamanlar.Zor toparladı kendini."
Biraz sustuktan sonra bana bakarak güldü.
"Neden merak ettin?Dedikoduyu çok sevmezsin sen."
Kafamı sallayarak cevap verdim.
"O iyi biri.Çevremde çok insan yok Doğu.Çevreme sahip çıkmak istiyorum.Hep gözlerinin içlerinin gülmesini istiyorum."
Kafasını salladı.
"Ben gideyim o zaman."
Ben arkamı dönmüşken seslendi bana.
"Dikkat et de o gülen yeşil gözlere çok takılma."
Hızlıca arkamı dönüp ona baktım.
"Sen önce içine düştüğün mavi gözlere dikkat et istersen Doğu Kaya."
Arkamı dönüp gülerek eve doğru ilerledim.
♥️Umarım beğenirsiniz♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tavuk♥️
Teen FictionKafamı kollarımın arasına almıştım.Uzun bir süre öyle kaldım Daha sonra yanıma biri oturdu.Kafamı kaldırdığımda kostümlü birini görmeyi beklemiyordum.Tüylü bir kostüm giymişti ve yüzü gözükmüyordu kostümden .Benim kafamı kaldırdı ve tekrardan beni k...