Medyada çok Doğu biri var ✨
Umarım çok beğenirsiniz❤️
Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın💚
Çoook keyifli okumalar🖤
Başımı şu aralar bana baya rahat gelen çalışma masamdan kaldırdım.Duvardaki saat gözüme çarptı.Saat 03.00'tü.Banyoya girip dişlerimi fırçaladım.Dağılmış saçlarımı topladım ve yatağa attım kendimi.Gül de ders çalışıyordu.Benim işlerimi hallettiğimi görüp o da banyoya gitti.Çok yorgundum.Sınav stresi hep vardı içimde.Hele İzmir'e geldiğimden beri daha da baskılıyordu beni.İyi yapmalıydım.Başka çarem yoktu.Müzik uygulamamı açıp "Tuna💚"listesini açtım.Yorgun ve korkmuş hissettiğimde dinlemem için bir liste hazırlamıştı.Gözümü kapadım ve parmağımla listeyi hareket ettirip ekrana dokundum.
Şarkı odanın içine dolmaya başlayınca gözlerimi açmadan dinlemeye başladım.
Bir anda yatakta bir ağırlık hissettim.Gül gelmişti yanıma.Yanağımdan öpüp
"Bu dönem bir geçsin beni evde zor bulursunuz haberiniz ola."
"Götür beni gittiğin yereee."
Sonra başımı okşayıp
"Peki evladım.Seni ortalarda bırakmayacağım."
Ayaklarını sürüyerek yatağına geçti.
Uyumam gerektiğini bildiğimden midir bilinmez uykum kaçmıştı giderek.
Telefonumu elime geri aldım ve Barlas'ın profil fotosuna bakmadığım aklıma geldi ve hemen whatsappı açtım.Arama motoruna adını yazdığımda karşıma çıkan görüntü şaşırtmamıştı.Profil fotosu yoktu.Açıklama kısmında ise
"Barlas"
Yazıyordu.Sanki Barlas olduğu kişilere numarasını verdiğini gösterircesine.
Bazı insanlara sahip olunca insan şanslı hissederdi ya.İşte Barlas onlardandı.Açıklamaya uzun bir süre baktım ve dikkatimi dağıtan şey gelen mesajdı.
Yeşil Göz💚:
Uyumayı düşünmüyor musun Fındık Kız?
Güldüm mesaja.
Siz:
Acaba gece gece profilimde ne geziyorsunuz???😂
Bekletmeden cevap yazdı.
Yeşil Göz💚:
Yatmadan sevgilimin fotosuna bakmam için izin mi gerekiyor??🤨
Siz:
Peki yeşil göz.💚
Yeşil Göz💚:
Balkona çıksana bi.
Mesaj üzerine ayaklandım hemen.
Balkona çıktığımda etrafta bir şey yoktu.
"Şşştt."
Sesin aşağıdan geldiğini görünce kafamı hemen eğdim.
Bana yeşil yeşil bakan Tuna'mı gördüm.
Dudaklarını oynatarak
"Seni seviyorum."dedi.
Gülümsemem iyice yayıldı yüzüme.
Ben de karşılık olarak dudaklarımı oynatarak
"Ben de."dedim.
Cevabıma karşı hemen yanıt verdi.
"Biliyorum.Gözlerinden anlaşılıyor fındık kız."
Yanaklarım kızarmasanız olur mu?
Ben utanmakla meşgulken o yine konuşmaya başladı.
"Hadi git.Üşütürsün."
Kafamı salladım ve öpücük yolladım ona.
Güldü ve eliyle içeri girmemi işaret etti.Ayaklarımı sürüyerek içeri girdim ve yatağa attım kendimi.Mutlu mutlu uykuya daldım.
*
Okul sıkıcı olmasına sıkıcıydı ama bu okulu sevdirten arkadaşlarım nerde benim?? Ders boştu ve ben canım arkadaşlarımı arıyordum.
Okulu turladım resmen ve bulamıyordum.
Bodrum kata inen merdivende gelen ses dikkatimi çekti ve merdivenleri hızlıca indim.
Gördüğüm manzara ile mutlu mu olsam yoksa üzülsem mi bilemedim.
Sadece sırtlarını görüyordum.Gül Doğu'ya yaslanmıştı
Doğu da Gül'ün sırtını sıvazlıyordu.
Gül'den gelen hıçkırık sesleri ise beni korkutmuştu.
Tam yanına gidecekken Gül Doğu'ya sarıldı.Bense Doğuya güvenip müdahale etmek yerine merdivenin ilk basamağına oturdum.Onları seyrettim.Hayatımdaki o iki değerli insanın birbirinin olması için bir dilek diledim.Doğu'ya ne kadar güvensem de Gül'ün bu durumda bana ihtiyacı olabilirdi.Bu yüzden onları uzaktan izlemeyi tercih ettim.
Gül Doğu'ya dönüp
"Ben sevgi bilmeyen biri miyim?Ben...Ben kötü müyüm?"
Doğu Gülün kafasını omzuna geri yasladı.
"Sen çok iyi birisin tamam mı?Ve o kadar güzelsin ki...O kadar insanı etki altına almaktan gerçek olanı bulamıyorsun belki.Belki de gerçek olan yani senin için gerçek olan daha yoktur.Düşmemiştir kalbine."
Doğu'nun bu konuşmaları yaparken kalbinin nasıl acıdığını hissediyordum.Sevdiği kıza ihtimal aşklarını anlatıyordu.Sevdiği kız omzunda ağlarken.
Daha fazla ikisinin de acı çekmesine izin veremezdim.Hemen ayaklandım ve eteğimi düzeltip yanlarına koştum.
"Ya nerdesiniz siz?Tüm okulu aradım."
Gül beni görüp sarıldı.Saçlarını okşadım.
"Gülcüğüm ya bu kadar uzun olmak zorunda mısın? Üzüyorsun beniii."deyip dudaklarımı büktüm.
Güldü Gül'üm.
Doğu da ikimizin koluna girdi ve merdivenleri çıktık.Okul bahçesine çıktığımızda Gül'ün kolunu bıraktı.Ben de kolunu çimdikledim.Sesli bir tepki verdi ve sinirlenince çenesinde gamze çıktı.
"Kızım napıyorsun ya?"
Güldüm.
"Gamzeni özlemiştim be yapayımmm??"
"Gamzemi özlediysen iki güzel şey söyle ne bileyim çikolata falan al.Ya da gül de güleyim."
"Ama en acılısı en eğlencelisiii.."
Saçımı karıştırdı ben de elimle engellemeye çalıştım onu.
Kolunu omzuma attı ve kantine doğru yürümeye başladık.Bu saatte son sınıfların çoğunun dersi boş olurdu bu yüzden kantin biraz kalabalıktı.
İçeri girdiğimizde Erdem ve arkadaşlarını gördüm.Göz göze geldik ve şaşırtıcı bir şekilde önce ben değil o gülümsedi bana.Ben de gülümseyerek başımla selam verdi.Doğu ise Erdem'in burada olduğunu görünce Gül ve bana dönüp
"Siz bize güzel bir ağaç bulun.Ben de kahvelerle geliyorum." dedi.
Kafamı salladım ve Gül'ün kolundan tutup kantinden çıktım.
*
Bir ağaç seçip yanına oturduk.Doğu gelene kadar Gül olanları anlattı bana.İnsanları üzdüğünü düşünüyordu.Kalplerini kırdığını.Kalbimdeki yaraları seven beni o halde bir an bile yalnız bırakmayan kız.
Onu dinledim.Genelde dinleyen taraf o olurdu.Anlayan,tavsiye veren,ağladığımda sıcacık sarılan.Ama benim o güzel dayanağımın yaslanacak birine ihtiyacı vardı.
Gül ile konuşurken bir anda belime sarılan iki kol yüzünden iki büklüm oldum.Lan benim tikim var!!Azıcık yavaşşş.
Kim olduğunu söylememe gerek var mı?Doğu gelip yanımıza oturdu.Kötü kötü bakış atmaya devam ettim. O da bana sırıtarak cevap verdi.Gül ise benim bu durumumdan çok mutlu olmuştu.Seni de bir kenara yazdım zilli.
Kahvenin yanında Gülün en sevdiği çikolata vardı.Üç tane almıştı ama kendininkini yemiyordu.Her zaman öyle yapardı ve ben onun hakkını yerdim.Elimi çikolataya uzatınca Doğu elime vurdu ve beni durdurdu.Kafamı kaldırıp dik bir bakış attım ona.O ise bana dil çıkartmayı tercih etti.
Çikolatayı Gül'ün önüne koydu.
Bak çocuk sen çok oldun ama!!
*
Bilin bakalım ne yapıyorum?Çok düşünmenize gerek yok:Ders,ders,ders.
Ama Platon abim ben seni anlamak zorunda mıyım?Ya da anlaşılmak zorunda mısın?Anlaşılmak anlamaktan daha mı anlamlıydı?Anlamak için anlaşmaya gerek var mıydı?Beynim yanarken kitabı kapattım.Ve balkona çıktım.Islık çaldım.Bu Tuna ile olan bir alışkanlıktı.İkimizden biri balkona çıktığında ıslık çalardı.Diğeri de çıksın diye.Islığım ilk defa karşılık bulmadı.Sonra onu aradım ama açmadı.Yeni bir ilk yaşandı bu sayede.
Telefonumdan favori listemi açtım ve yanıma koydum telefonu.Hafif esen rüzgar saçlarımı okşadı.Gözlerimi kapattım ve geleceği hayal ettim.Her zaman değişik şeyler hayal ederdim gelecekle ilgili.Ne bileyim güzel bir tatil,sıradan bir gün,Doğum günüm...
Bu sefer farklıydı.Bu sefer hayalim kalabalıktı.Tuna,Doğu,Arda,
Ekin vardı hayalimde.Gül ve Efe genelde olurdu ama bu kişiler yeniydi.
Sokaktan gelen gürültü gözlerimi açmama neden oldu.Ayaklandım ve sokaktaki iki genci gördüm.Çok uzakta olduklarından tam seçemesem de yakınlaşınca Yeşil Göz ve Doğu olduğunu fark ettim.Çok komiktiler.Doğu yamuk yumuk yürüyordu.Tuna ise onu taşıyordu bildiğiniz.
Kahkaham biraz sesli çıktı ve kafalarını bana çevirdiler.
*
Tuna~
Çocuklarla ne zamandır ailemize uğramadığımız aklımıza geldi.Daha doğrusu Sevinç Teyze yani Arda'nın annesi bugün annemin yanına gitmiş.Birbirleriyle dertleşirken oğullarının vefasızlığı üzerine konuşmuşlar.Bu sohbeti Ekim ablaya da çıtlatmışlarAkşam büyük bir emir ile herkes ailesinin yanlarına yollandı.
Peki o zaman neden odamda tek başıma kitap okuyorum.Annem tüm bu planları yaparken bu akşamki iş yemeğini unutmuş.Ben annemin bu hali aklıma gelip kendi kendime gülerken kapı çaldı.Tam doğrulacakken Doğu içeri girince geri yayıldım.O da yatağa bıraktı kendini lolarını da iki yârda açtı ve gözlerini tavana dikti.O halde konuşmaya başladı.
"Aşk çok acımasız lan..."
Gözleri doldu biraz.Bir şey söylemedim.O da konuşmaya devam etti.
"Ya abicim aşık olduğum kız yanımda ağladı.Aşktan korkuyorum diye.Aşktan..."
Elleriyle yüzünü kapattı.
Kitabıma ayracımı koydum.Yanımdaki bir bardak suyu yüzüne attım.Bir anda ayaklandı ve kendine getirdim.
"Kendine gel lan."
"Gelmiyorum,istemiyorum kendimde olmak."deyip sırıttı durduk yerde.
Galiba biraz sarhoştu.
"İçtin mi sen?"
Kaşın tekini kaldırdı.
"Bir çok şey içtim ben.Su ,kola,acı bir şey içtim bir de."deyip gülümsemesi yüzüne yayıldı.Yanakları pembeleşmişti.
"Dua et annem gil yok evde.Ne kadar içtin o acı şeyi?"
Biraz düşündü.Baş parmağı ve işaret parmağıyla küçük bir aralık oluşturdu.
"Azıcık."
Cihan Ankara'ya gitmişti.Bu deli de benim başıma kalmıştı.
Doğu bir anda gözlerini kapattı ve uykuya daldı.Güldüm bu haline.Aşk bu çocuğa yaramadı galiba.
Bir iki dakika sonra gözlerini bir anda açtı.Kafasını kaldırıp etrafı inceledi.
Sonra beni görüp
"Güüüül nerde??"dedi.
Kafamı iki yana salladım.
"Burada değil."
"Peki."deyip ayaklandı.
Ne yaptığını anlamaya çalışırken odadan çıktı ve merdivenleri inip kapıya geldi.
Soğuk havada montunu bile almadan çıkıp gitti.Ben de montunu alıp peşinden gittim.Sessiz sessiz yürüyordu boş sokakta.
Yanına geldim o ise beni umursamadan hedefine odaklanmış şekilde yürüyordu.
Ona bakıp
"Babanın haberi var mı?"diye sordum.
Bana baktı sinirle
"Pardon siz kimsiniz?İmdatt Hırsız var!!!"
Refleks olarak ağzını kapattım.
"Azcık sus lan."
Elimi çekip kollarını bir o yana bir bu yana sallayarak yürümeye devam etti.
O kadar komikti ki.
Öyle bir yürüyordu ki sanırsınız zemin yamuk.Onu tutmaya çalışıyordum.İzin vermiyordu.
Israr etmedim.Bazıları böyledir.Hata yapmadan öğrenemez.Düşmeden ayakta olmanın kıymetini bilmez.
Ayağı bir taşa çarptı ve yüz üstü düştü.Bu olaylar o kadar çabuk oldu ki yetişemedim.Düştüğü yeri okşayıp bağdaş kurdu yerde.Ben de yanına oturdum.
Bir anda yüzü düştü.Dudakları titredi.
"Biliyor musun aşk çok acımasız."
Kafasını gökyüzüne çevirdi.
Sesli bir şekilde
"Neden beni sevmiyorsun??"
Diye bağırdı.
Arkamızdaki evlerden birinin lambası yandı ve pencereden sarkan amca küfürler etmeye başladı.Bense tanırlarsa ailemi utandırırım düşüncesiyle Doğunun kolundan tuttum ve kaldırdım.
"Sakın arkanı dönme."
Bana baktı ve beklediğim gibi arkasını dönecekken kolundan tutum ve boş sokakta koşmaya başladık.Aden gilin sokağına geldiğimizde Doğu bunu fark etti.Bana dönüp
"Teşekkürler canım.Ücretimiz ne kadar?"
Kafasına bir tane geçirdim ve yorgunluktan mıdır bilinmez üzerime düştü.
Ama yok artık!!
Bana yaslanarak da olsa zorla yürüyordu.
Balkondaki Aden'i gördüm.Bize gülüyordu.Kahkahası ise boş sokakta yankılanıyordu.Önce durmaya çalışsa da başaramadı.
Sesi duyan Doğu Aden'e baktı.Sonra da beni itip koştu balkonun önüne.
"Adenn pabucu yarım çık dışarıya oynayalımmm!!"
Aden onu susturmaya çalıştı ama nafile.Binamızdan komşular pencereye çıkınca beni gördüler ve işaret ile beni bu gece idare etmelerini istedim.Sonra onlar da içeri geri girdiler söylenerek.Hepsi beni sevdiklerinden Benim hatrıma bugünlük idare ettiler.
Doğuyu binanın içerisine almaya çalışırken Aden gilin penceresinden Efe gözüktü.
Aha!
"Noluyor orada?"
Doğu bana bakıp
"Bu çocuk Gül'e çok benziyor."deyip gülümsedi.
Sonra da Efe'ye dönüp
"Burada çok güzel bir kız var Gül.Güüüüüll!!Nerdesinnn??"
Efe'nin kaşları çatıldı.
Sonra gözleri beni buldu.Ona da işaretler yapsam da o hiç anlamak istemiyordu.
"Gel,gel.Ben sana Gül'ü göstercem."
Mutlu olan Doğu hevesle Efe'ye seslendi.
"Kaçıncı kat??"
Umarım beğenirsiniz bölümü❤️
Yıldızı renklendirsen çok sevinirim güzel okuyucu🖤
💙Sarhoş Doğu nasıl??
(Aslında ben Doğu'yu oluştururken ilk bu sahne vardı aklımda.Onu aklıma gelen bu sahne ile sevdim.)
💙Gül hakkında düşünceler?
💙Efe ne yapacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tavuk♥️
Teen FictionKafamı kollarımın arasına almıştım.Uzun bir süre öyle kaldım Daha sonra yanıma biri oturdu.Kafamı kaldırdığımda kostümlü birini görmeyi beklemiyordum.Tüylü bir kostüm giymişti ve yüzü gözükmüyordu kostümden .Benim kafamı kaldırdı ve tekrardan beni k...