Melek küçük yaşta çok zorlu bir dönemden geçmişti.O ufacık kalbi çok yorulmuştu.Melek 2 yıl önce lösemi hastalığına yakalanmıştı
.Çok zor zamanları atlatmıştı.O küçük beden acılar içindeyken ,hastanede acıdan ağlayan Meleğin yanında ben vardım.Hastanede tanışmıştık onunla.Ben de böbrek yetmezliği nedeniyle hastanedeydim.
Bir gün acılarımın arttığı bir gün ve ben kıvrınırken acıdan.Kapı aralandı ve Melek içeri girdi.Elinde de bir ayıcık vardı.Benim yanıma geldi .O an tüm acımı unutmuştum.O küçücük beden daha çok acı çekiyordu ve bunu görmemek çok zordu.O minicik beden renkli elbiseler giyip parklarda oynaması gerekirken hastane önlüğü giyip acı çekmemeliydi.Onu kucağıma alıp yatağıma oturttum.Bana dönüp
"Abi senin canın çok mu yanıyor?" diye sormuştu.Ve ben de "Geçti prenses."deyip yanağından öpmüştüm.O da bana sarılmıştı.Onunla biraz oturup sohbet ettik.Kendisini tanıttı.Çok tatlı konuşuyordu.Rleri söylemede güçlük çekiyordu.sonra kapım çalındı."Gir" demem ile endişeli benim yaşımda bir çocuk ile karşılaşmıştım.Gözleri kıpkırmızı olmuş.Korkudan titriyor gibiydi.İçindeki tüm endişe küçük kızı görünce silinmiş.Gözlerinden akan acı yaşlar mutluluk gözyaşlarına çevrilmişti.Bayılacak gibiydi.Var gücüyle benim yatağıma geldi ve küçük kıza sarıldı.Küçük kız ise "Dayıcığım" diyerek sarıldı gence.Genç ise Hiç bir şey demeden kokusunu içine çekti.
Evet perişan halde olan genç Ekindi.Yeğeninin kaybolduğunu zannetmişti.Şu an ise kuş gibi hafiflemişti.Kendine gelince birini aradı.Merak etmemesi gerektiğini ve adının Melek olduğunu öğrendiğim küçük kızı bulduğunu söyledi.Hemen odasına götüreceğini ve odasına gelmesini söyledi.Bana gülümseyip küçük prensesi kucağına alıp gitti
Çok geçmeden kapı tekrar çalındı.İçeri Meleğin dayısı geldi.Elinde de ayıcık vardı.Ekin yüzümdeki şaşkınlığı anlayıp açıklama yapma gereği duydu.
"Melek gönderdi.Canın çok yanıyormuş."
Ve ayıcığı yanımdaki komidinin üzerine koydu.
Bu kız çok düşünceliydi.Acı nedir biliyordu bu küçük yaşında.Acı...Kimi genç için sevgisinin karşılığını alamaması,kimi çocuk için yere düşünce oluşan dizindeki yara.
Bu küçük bedenin yaşadığı acılar çok büyüktü. O acılar o kadar kalbine işlemişti ki.Bir yerde okumuştum
Yaşadığımız her acı kalbimizde yaralar bırakırmış.O küçük kalp çok yara almış olmalıydı.
Ekin yanımdaki koltuğa oturdu.Elini saçlarından geçirip bana döndü.
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil.Zaten bir şey yapmadım.Asıl o bana bir şeyler yaptı.Büyü gibi bir şey.Evet büyüledi beni."
Sessizlikten sonra Ekinin gözlerinden bir damla yaş düştü.
Sonra da yere bakarak konuşmaya devam etti.
"Çok... çok küçük.Hastalığı ise bir o kadar büyük."
"Allah kimseye kaldıramayacağı güç vermez."
"Biliyorum kaldırıyor yükünü.Ama..."
Cümlesini devam ettirmekte zorlanıyordu.
"Sence de bu büyük yük onu çok yaralamıyor mu?Ben bu koca yaşımda lösemi denen bu hastalığı yeni öğrenmişken.O minicik yaşında bu hastalığı neden biliyor?Bilmemeli.Melek....İsmini ben koydum ona.Ne umutlarla bekledik onu.Ve ikizi Meteyi .Doğumu ,hamileliği çok kolay olmuştu ablamın.Sanki benim canım yeğenlerim ablamı yormak istememişlerdi.Bu hastalık Meleğe 2 yaşında uğramıştı.O gün bugündür ben uyuyamıyorum.Ablam uyuyamıyor,eniştem uyuyamıyor,kimse uyuyamıyor.Ama geceleri gidip onun uyuması için ninniler söylüyoruz.O uyusun diye.Bu hastalığa karşı dik durup savaşabilsin diye."
"Savaşacak.O tam bir savaşçı.Nereden anladım biliyor musun?Çünkü çok güzel gülüyor.Gözlerinin içi parlıyor.Bu hastalığın Melek karşısında hiçbir şansı yok."
"Senin inlemelerini duyup gelmiş Melek."
"Evet.Bazen ataklar geçiriyorum.Böbrek yetmezliği var bende.Diyaliz için geliyorum."
"Allah yardımcın olsun kardeşim."
"Allah size de yardımcı olsun kardeşim."
Hastalığım hakkında sorular sordu.Sohbet ettik.Akşam olmaya başlamıştı.Adının Ekin olduğunu öğrendiğim çocuk beni uyumam için yanlız bıraktı.Bilmiyordu ki ben uyuyamıyodum hastanede.Ama söylemek istememiştim.İyi birine benziyordu ve eminim ki bunu duyarsa gece uyumasını zorlaşırdı.Gece uzundu.Kitap okuyarak geçirdim geceyi.Sonra bir kaç saat bile olsa uyuyabildim.Sabah uyandığımda Sedef ve Arda vardı. Beni almaya gelmişlerdi.Boşa gelmişlerdi.Çünkü ben burada kalmak istiyordum.Hem hastalığım ilerliyordu.Ama ben burada moralimin düşeceğini düşünerek doktorumun hastanede kalma fikrini kabul etmemiştim.Ama şimdi Melek vardı.Burada kalmalıydım.Bizimkilere bunu anlatınca kabul etmek istemediler.Benim gibi hastanede uyumaya bile zorlanan birinin burada kalması pek sağlıklı bir fikir değildi.Annem olayları Sedeften öğrenir öğrenmez hastaneye geldi.
Biricik annemin yüzündeki endişe beni üzmüştü.Ona olanları anlattım.
Annem Meleğe çok üzülmüştü.Kabul etmişti ama bir süreliğine .Hastalığımı zorlarsam hastanede kalmaya devam edemezdim.
Annemi ikna edip sarılırken Ekin içeri girmişti.
"Pardon bölüyorum ama Melek Tuna'yı görmek istiyor.Bir sakıncası yoksa.Onu görmezsem kahvaltı yapmam diyor."Başımı yavaşça salladım.Ekinin ise yüzü hemen güldü ve Meleği elinden tutup getirdi.
"Abiciğim çok canın yanıyor mu?"
"Hayır canım."
"Benim canım birazcık yanıyordu.Çünkü senin canın yanıyor zannediyordum.Ama şimdi geçti."deyip yanağımdan öptü.
Annem bunu duyunca ağlamaya başladı.
Herkes çok kötüydü. Bunun benim yüzümden olması beni üzüyordu.Ben de kapının ardından bizi izleyen Ekine dönüp
"İzin verirseniz Melekle kahvaltı yapmak isterim."dedim.Ekin ise bu duruma sevinmişti.
"Ben hemen hallediyorum "dedi ve görevli ile içeri geldi.Görevli ikimize özel olarak hazırlanan kahvaltıları getirdi.Biz kahvaltı ederken ailem ile Ekin tanıştılar.Sohbet ettiler.Sohbet o kadar eğlenceli değildi.Daha doğrusu komik değildi.Ama Melek kahkahalar atıyordu.Gülerken de bana bakıyordu.Sanki "Sen de Gül "der gibi.Evet o gün kocaman güldüm.Hayatımdaki en içten gülme olabilirdi.Ve biz ikimiz ne olursa olsun birlikte olduğumuz sürece hep güldük,güldürdük.❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tavuk♥️
Novela JuvenilKafamı kollarımın arasına almıştım.Uzun bir süre öyle kaldım Daha sonra yanıma biri oturdu.Kafamı kaldırdığımda kostümlü birini görmeyi beklemiyordum.Tüylü bir kostüm giymişti ve yüzü gözükmüyordu kostümden .Benim kafamı kaldırdı ve tekrardan beni k...