Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayalım.
Bölüm şarkımız: Ed Sheeran - Perfect / Madrigal - Ne Zamandandır Sendeyim / Nilüfer - Son arzum
Keyifli okumalar dilerim...
ZEMHERİ- 5. BÖLÜM
Tik – tak.
Odamda baş ucumda ki saat, gözlerimin önünde bir dakika daha ilerledi.
Tik – tak.
Yarın gece olmasına bir dakika daha yaklaştım.
Ve tik – tak.
İsimsiz müvekkilimle tanışmaya, gerçeklerle veya tesadüflerle karşılaşmaya son yirmi dört saat kaldı.
Yarım saat önce yağmaya başlayan yaz yağmuru, normal yaz yağmuruna göre fazla şiddetliydi. Ve hava gittikçe daha da kötü bir hal alıyordu. Yazın ortasında olmamıza rağmen...
Sert yağmur damlaları camıma vuruyor, gökyüzünde gör gürleyip mavi şimşekler kendini belli ettiriyordu. Her yağan yağmur damlasından sonra, camımı kontrol ediyordum. Yağmur damlaları camı kıracak kadar şiddetliydi fakat, cam kırılmamak için özenle direniyordu. Cam yağmura, yağmur da camıma karşı mücadele veriyordu.
İçimde olan hislerle ve içinde bulunduğum kıyametin ortasında, başımı camdan çevirdim ve yatağıma oturdum. Dizlerimi kendime doğru çektim, sırtımı soğuk duvara yasladım. Gözlerim bir noktaya sabitlendiğinde, zihnim yine dolup taşmakla meşguldü. Garip hissediyordum. Heyecanlıydım, korkuyordum ve bunların hepsi bir yana, mutluydum. Tuhaf bir şekilde, içimde anlamsız bir mutluluk vardı.
Dışarıda yazın ortasında soğukluk yaşanırken, benim içim sıcacıktı. Sebebi onunla tanışacak olmam mıydı, yoksa gerçekleri öğrenecek olmam mıydı bilmiyordum. Ama uzun zaman sonra, içim ilk kez bu kadar sıcaktı.
Artık dakikaları sayıyordum. Kafamı bir şeylerle meşgul etmek, zamanın çabucak geçmesi için uğraşıyordum ama başarılı olamıyordum. Çünkü içimde ki hareketlilik bir türlü buna müsaade etmiyordu. Bende bu yüzden odama çekilmiş, yarın gece olmasını beklemeye koyulmuştum. Tabii, bekleyerek zaman geçecek gibi de değildi.
Akrep ve yelkovanın sesinden başka bir ses yokken odanın içinde, kapımın iki kere tıklanması ikinci bir ses oluşturmuştu odada. Sırtımı duvardan ayırdım, başımı odamın kapısına uzatarak, 'Gel!' dedim.
Birkaç saniye içinde, Baran oda da her zaman ki şıklığıyla kendini belli ettirdi. Yine her zaman olduğu gibi siyah bir takım, içinde beyaz gömlek giyinmişti. Saçları bugün ilk kez daha derli topluydu. Dağınık bir model yapmamıştı.
Elinde tuttuğu bir tepsiyle, kunduralarının sesini çıkara çıkara yanıma doğru ilerledi. 'Kahvaltı hazırladım sana.' Dedi. Tepsiyi baş ucumda ki komodinin üzerine bıraktı. 'Sen gelmeyince, ben geleyim diye düşündüm.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ
Teen FictionGeçmişimdi, çocukluğumdu, bugünümdü, yarınımdı. Ama asla hayal ettiğim kişi değildi. Çocukluğumun masum yanı hiç değildi. *** "Geldim." Dedi, dudaklarıma doğru. "On sekiz sene sonra evime geldim." Belimde ki elleri sıklaştı, kendine tamamen yasladı...