Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayalım.
Bölüm şarkılarımız: Billie Eilish - You Should see me in a crown / Madrigal - Ne Zamandır Sendeyim
Bölüm sınırımız: 60 Beğeni 200 Yorum
Not: Sezon finalimiz 20. Bölümde olacak. Bu bölümümüz birinci kırılma noktamız oldu. İkinci kırılma noktamız sezon finalinde, üçüncü kırılma noktamızsa sezon finalinden sonra ki bir bölümde kırılacak. Sonrası da final yolculuğu. Bilginiz olsun. :)
ZEMHERİ - 17. BÖLÜM
🎈Çakır Maraz Saurhan'ın evinde, ülkesinde, nefes aldığı bu dünyada artık yalnızca ölüm sessizliği hakimdi. Ben dışında kimselerle konuşmuyor, yüzlerine dahi bakmıyordu.
Bir tek bana gülüyor, benimle uzun uzadıya sohbet ediyordu. Onu da sadece yalnız kaldığımız anlarda yapıyordu. Onun dışında soğuk, fevri ve tehlikeli bir adama dönüşmüştü.
Çakır Maraz Saruhan, değişmişti. O ilk günlerde ki arsızlığından geriye hiçbir şey kalmamıştı. Gülmüyor ve arsızlaşmıyordu. Ciddiydi. Hem de hiç olmadığı kadar.
Yas tutar gibiydi. Etrafımızı simsiyah renklerle doldurmuştu. Tüm renklerini ise benden başkasına sunmamaya yemin etmiş gibiydi.
Yine günlerden bir gün, toplantı odasına dizilmiştik Büyük bir toplantı yapılacak, yeniden masanın başına Çakır geçecekti. Böylelikle benim kraliçelik kısa bir an son bulacak, yeniden her şey Çakır'ın himayesi altına geçecekti.
Üç gün önceki yaşanan son olaydan sonra artık Çakır eski Çakır değildi. Olaylar da öyle. Her şey bir gecede değişmiş, bir gecede alt üst olmuştu. Çakır, tek bir an bile usanmadan yakıp yıkmıştı. Durmamıştı, durduramamıştık.
Dediğini yapmış, verdiği sözü tutmuştu. Benim her akıttığım gözyaşı için bir ülkeyi ateşe vermişti. Bakanları, hükümet yandaşlarını, milletvekillerini gözünü kırpmadan asmıştı.
Ve o gece, büyük bit sır öğrenmiştik Amos hakkında. Yıllardır saklanan, herkesten gizlenen bir sır. Amos, hükümetlerle iş yapan bir mafya babasıydı. Öylesine kendi işlerini tek yürütmüyor, birebir hükümetlerle el sıkışıyordu. Hanedanlığa silah satışı yapmak istemesinin de tek sebebi buydu.
O gerçek öğrenildiği andan sonra, bir daha hiçbir şey durulmamıştı. Tıpkı Çakır'ın öfkesi gibi.
Üç gündür durmadan yakıp yıkmaya devam ediyordu. Edecekti de. Kararlıydı. Şimdiye kadar yüzden fazla adam asmış, yedi ülkeyi de ateşe vermişti. Laf olsun diye değil, ciddi ciddi ateşe vermişti. Petrolleri patlatmış, nükleer santralleri yakmış, hükümetlere ait ne kadar saray varsa hepsini yakıp yıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ
أدب المراهقينGeçmişimdi, çocukluğumdu, bugünümdü, yarınımdı. Ama asla hayal ettiğim kişi değildi. Çocukluğumun masum yanı hiç değildi. *** "Geldim." Dedi, dudaklarıma doğru. "On sekiz sene sonra evime geldim." Belimde ki elleri sıklaştı, kendine tamamen yasladı...