15. BÖLÜM

1.2K 58 169
                                    

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayalım.

Bölüm şarkımız: yirmi7, Birol Namoğlu - Muhtemel Aşk / Fikret Kızılok - Gönül

Kısa bir bilgilendirme: Bölümlerimiz artık her Pazar, 21:00'da yayınlanacak. Fakat, vize haftasına girmiş olduğumdan dolayı, sadece bu haftalık aksama olabilir. Şimdiden kusura bakmayın lütfen.

Bölüm sınırımız: 50 Beğeni 200 Yorum

Keyifli okumalar dilerim.

                    ZEMHERİ - 15

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ZEMHERİ - 15. BÖLÜM

🎈
Hayatımın hiçbir yerinde, hiçbir alanında bir şeylere delice destekçi olmamıştım. Bağlılık duygum hiç hiç olmamıştı. Bir şeylere körü körüne hiçbir zaman inanmamış, destek vermemiştim.

Hatta öyle ki, Çakır'ı ararken bile kendi kendime sorduğum onlarca soru vardı. O onlarca sorudan birisi de, aşk gerçekten var mı?

Çünkü, onu bu denli aramak akıl işi değildi. Bu kadar sevmek, bu kadar bağlanmak mantıklı gelmiyordu. Onu ararken bile bu soru zihninimi bertaraf eder dururdu.

Doğmuştum, Çakır'ın kucağına verilmiştim. Büyümüştüm, ilk adımlarımı onunla atmıştım. İlk söylediğim kelime, "Çakıv" olmuştu. Onunla oyunlar oynamış, onunla yeni bilgiler öğrenmiştim. Yalnızca çocukluktan kalan bir bağlılık olduğunu düşündüğüm o adamı, yetişkinliğe eriştiğimde senelerce durmadan aramıştım. Ve o zaman fark etmiştim ki, aşk gerçekten vardı.

Senelerce yanınızda olmayarak, senelerce sesini duymayarak, yetişkinliğinde kim olduğunu bilmeyerek onu sevmek, aşktı. Birini sevebiliriz, ilgi duyabiliriz, beğenebiliriz. Ama birine aşkla bağlı olmak, hislerin de ötesinde bir durumdu. Çocukluğunuzun geçtiği sonrasında bir daha yüzünü görmeyi bırakın, sesini bile duymadığınız birini aklınızdan ve kalbinizden atamamak, basit bir şey değildi. Hiçbir zaman da olmamıştı.

Şimdiyse sadece ona aşkla bağlı değildim. Körü körüne güvenerek bağlıydım. Yaptıklarına destek olarak, her şeyi savunarak, her yaptığı olay -yanlış bile olsa- yine de göz yumarak.

Doğru muydu, elbette değildi. Ama artık kendime engel olamıyordum. Eskiden olsa durma noktalarım vardı. Fakat şimdi yoktu ve olacak gibide değildi. Bundan sonra ki süreç, freni patlamış kamyon misali olacaktı.

Çünkü ben geliyordum. Ben Tusem Derya Saruhan, yürüdüğüm karanlık mahzende topuklu ayakkabılarımın gürültüsü, başımın ve çenemin dikliğiyle o masaya oturmaya gidiyordum.

Normal şartlarda bir hafta sonrasına verdiğim toplantı, ani yaşanılan olaylar yüzünden ne yazık ki öne çekilmişti. Karayipler de süren tatilimizi dokuzuncu günde noktalamış, Prag'a yeniden dönmüştük.

Çakır bunu ne kadar istemese de beni durdurmamıştı. Durdurmak isteyen Xavier ve Engin'de nasibini almıştı.

Ortama ayak uydurmak adına giyindiğim siyah takım elbisemin yakasını düzelttim. Şu an Antalya Toroslar basketbol takımının antrenörü, dişi Fatih Terim olarak bilinen Selen Erdem gibiydim. Üzerimde simsiyah bir takım elbise, altımda her zaman gibi siyah stilettolarımla oldukça şık ve sert durduğumun farkındaydım.

ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin