42.Bölüm

1.4K 67 43
                                    

Bölüm Şarkısı: Pema -Seni Kaybettiğimde-

⚠⚠⚠ Yorumlar ve voteler o kadar az ki yazmak gelmiyor içimden. Bu böyle devam ederse üzülerek söylemem gerekir ki kitabının ikincisini yazmayacağım. Hali hazırda bir kitabım daha var ve ben onu zaten yayımlamıyorum. Böyle devam ederse Krizantem'i de yayımlamayacağım. Üzülerek söylüyorum bu bölümden sonra kitabın  kaderine bakacağım ama büyük ihtimalle kitaba ara vereceğim.

✔Neyse yine de keyifli okumalar. Umarım beğenirsiniz. Elvan'ın okuduğu kitap; Yeraltından  Notlar okumak isterseniz gayet güzel bir kitap tavsiye ederim. Kendinize iyi bakın.


Bazen bazı şeyleri planlarız. Yarın şunları yapacağım deriz ama ertesi gün işler istediğimiz gibi gitmez. Peki neden böyle olur? Neden hayallerimiz tam anlamıyla gerçekleşmez? Neden kahkahalarla güldükten sonra sessizleşir ve o kötü olayın gelmesini bekleriz? Mutluluğun bedelini ödemek mi zorundayız?
Güzel günlerin gelmesi için ne tür fedakarlıklar yapmamız gerekiyor?

Karanlık holden geçerken aklındaki planını düşündü. Işığı yaktı ve telefonunu cebinden çıkardı. Çok yorulmuştu. Canı sigara içmek istemiş olmasına rağmen umursamadı ve hemen telefonundan Yeşim'i aradı.

Onunla en son lisedeyken beraberlerdi. Ayrılmış olmalarına rağmen aralarındaki bağı kopartmamışlardı. Bazen konuşurlardı ama can ciğer kuzu sarması değillerdi elbette.

Onu en son İstanbuldan taşınırlarken on sene önce görmüştü. Telefon çaldı çaldı ve sustu. Sinirlenmişti. Bu kadın ne hakla telefonuna cevap vermiyordu? Egosunun zedelenmesinden hoşlanmazdı.
Sinirle telefonunu koltuğa fırlattı ve ayağa kalktı. Kalkar kalmaz çalan telefonuyla alnını ovuşturdu ve arayan kişiye baktı.

"Alo Cihan kusura bakma duştaydım."
"Telefonlarıma cevap verilmemesinden hoşlanmadığımı biliyorsun!"

Duştaydı nasıl açabilirdi ki! Ahh bu adamın vurdumduymazlıklarını sevmiyordu ama sesini çıkartamıyordu. Cihan'ın gazabına uğramak istemezdi!

"Kusura bakma." dedi sinirini boş vererek. Üzerine gidip kavga etmek istemiyordu.

"Yanıma gelmeni istiyorum. Bir konu hakkında yardımına ihtiyacım var."
"Nasıl bir yardım?"

Şaşırmıştı kadın. Cihan asla yardım isteyecek bir adam değildi. İşlerini kendi hallederdi. Aslında heyecanlanmıştı onu uzun zamandır görmüyordu. Sahi eskisi gibi yakışıklı mıydı?

"Telefonda konuşulacak bir konu değil. Nerdesin hâlâ Anlalyada mısın?"
"Evet ama hemen ilk uçakla İstanbul'a gelebilirim."
"Uçak işi bende. Hazırlan sana saati mesaj olarak atarım."
"Halledebilirdim."
"Hazırlan dedim Yeşim!"
"Peki peki tamam."

***

Benim görüşüme göre insanlığın, kendi çıkarlarını kovalayarak ıslah edebileceğini öne sürmek, İngiliz tarihçi Buckle'ın, medeniyetin insanı ehlileştirdiğini, bu nedenle onları da daha az kana susamış ve savaşa daha az yatkın bir duruma getirdiğini savunmasına benziyor. Mantıksal olarak onun iddialar-

"Elvan kırmızı kravatımı bulamıyorum.!"

İçeriden kocasının sesinin gelmesiyle birlikte kitabını yarıda bıraktı ve yayıldığı koltuktan kalktı. Cihan ve sözde evleneceği kadın -Yeşim- ile birlikte yemek yiyeceklerdi ama Elvan o yemeğe gitmek istemiyordu. Içinden bir ses kötü şeyler olacak diyordu.

Çekmeceleri karıştıran kocasının yanına gitti ve ortalığı nasıl dağıttığını daha yakından gördü.

"Sana aldığım bordo kravat giydiğin takıma daha çok yakışır. Ama bence kravat takma. Dur iki düğmeni açayım."

Krizantem(Wattys 2019)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin