i need you, i don't need you

5.1K 200 268
                                    

Yüzüme vuran güneş ışıklarıyla uyandım. Boş boş etrafa bakarken Harry'nin üzerinde uyuduğumu idrak ettim.

Siktir! Ben de kafamı koyduğum yer neden sert diyordum.

Yüzümü yüzüne çevirdiğimde hala uyuduğunu gördüm. Uyuduğuna şükrettim.

Harry Styles o kadar güzeldi ki, sizi uyurken bile ağlatabilirdi. Dudakları, gözleri, kaşları, çene yapısı, saçları ve biçimli burnuyla dünya üzerinde yaşayan herkese haksızlık ediyordu.

Tanrı herkesten alıp ona vermişti. Ve ben onu seviyordum.

Gülümsemesini, bakışlarını, sinirlendiğinde çenesinin kasılmasını, utanmaz ve açıksözlü olmasını hatta beni kırıp dökmesini bile seviyordum.

Ve bu hislerin giderek büyümesi beni korkutuyordu. O, aşkıma karşılık verecek son insandı. Bunu bilmeme rağmen umutsuzca sevmekten vazgeçemiyordum.

Bir gün bitecek bir şeyin arkasından uzun süre toparlanamayacaktım. Elbet benimle sevişmekten sıkılacaktı. Farkettiği anda bitirecekti. Ben ise arkasından bakıp "Hoşça kal." demekle yetinecektim. Sonra arkasından bir ton gözyaşı dökecektim. En yakın arkadaşlarımın yanında iyiymiş gibi davranmak zorunda kalacaktım.

Bunları düşünmek ciddi anlamda içimi kararttı.

Yüzüne bakmaya devam ederken bir anda gözlerini açtı. Bir müddet sadece bakıştık.

"Günaydın." dedim. Boş boş baktı.

"Gitmem gerek." Günaydın demekten kimse ölmüyor amına koyayım.

Üstünden kalktım. Dün morarttığım yerleri görünce gülümsedim. Sürtük.

O da vakit kaybetmeden tişörtünü üstüne geçirdi.

"Acelen mi var?"

"Sence amına koyayım?"

Kaba.

Kapıyı çarpıp çıktığında arkasından tonlarca hareket çekmek istedim. Hakediyordu. Hem de çok.

Cidden zorum neydi ki bu sikiğe aşık olmuştum?

Yaklaşık üç gün boyunca evdeydim. Dışarı çıkmaya üşenmiştim ve iki gün boyunca sadece dizi izlemiştim.

Şimdi ise evden çıkmanın hüznünü yaşıyordum. Mia çocukların evinde toplanacağımızı söylemişti. Her ne kadar üşendiğimi söylesem de beni kıçımı tekmeleyerek çocukların yanına götürmekle tehdit etmişti. Yapardı.

Yaklaşık on beş dakika sonra eve ulaştım. Zili çaldığımda Zayn açtı.

"Hoş geldin amına koyayım. Yüzünü gören cennetlik." Ona sarıldım.

"Ben de seni özledim Zaynie." Beni itmeye çalıştı. "Drama kraliçesi. Siktir git."

Birlikte salona geçtikten sonra oturduk. Henüz sadece Louis, Zayn ve Luke vardı. Harry ile Mia ortalarda gözükmüyordu.

"Diğerleri nerede?" diye sordum. "İşlerini halledip geliyorlarmış." dedi Louis. Bir yanım ne işi diye sor derken öteki yanım aptallaşma dedi. Susmayı tercih ettim.

"Üç boyunca evde ne yaptın amına koyayım?"

Omuz silktim. "Hiçbir şey."

"Çok büyük partiler kaçırdın. Bir de Louis'nin penis boyu itirafını." dedi Luke.

Louis Luke'un kafasına yastık fırlatırken kahkaha attım. "Louis yalvarırım bana da söyle."

"İğrençsin June. Ne yapacaksın penis boyumu amına koyayım?"

fuckmates | stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin