•Bölüm 22• "Belirti"

1.7K 69 46
                                    

{İyi okumalar. Bol yorum ve vote istiyorum. Şu ana kadar yazdığım en uzun bölüm oldu. Kıymetimi bilin. Bol yorum ve votelemeyi unutmayın lütfen... 🦋}

Ve bir aslanın bile bu ses karşısında kaçıp gideceği şekilde konuştu.

"Sen ona mı dokundun?"

Müzik kesilmiş, herkes pür dikkat her an saldırıya geçecek gibi duran Miran'a odaklanmıştı. Siraç'ın boynunda olan kollarımı fark ettiğimde indirdim ve ondan bir adım uzaklaştım. Dikkatini Miran'a verdiği için bana aldırış etmedi. Kimse ne olduğunu anlamıyordu. Açıkçası bu cümleyi üstüme almak istediğim sayılı anlardan birindeydim. Ama bakışları beni bulmamıştı.

"Dokundum sanane lan?" Diye lafa atıldı biri. Miran'ın gözlerini takip edip kalabalıktan sıyrılıp gelen gruba baktım. Önden bir tane genç adam ilerlerken, hemen ardından yedi sekiz kişi daha geldi. Miran'ın arkadaşları da alevlenecek olan yangına körükle gitmek istercesine öne atıldılar. Farah ve Cihangir yanımıza geldiklerinde, kolumu Farah'ın beline sardım. Bedenimi esir alan duygu korku değildi bu barizdi ama telaş etmemi sebep olan başka birşey vardı. Bu çatışma ortamında başına birşey gelirse diye tedirgindim. Miran'ın sevgilisi de adamların ardından gelip, arkasına sığındı. Muhtemelen dans etmek için kalktığında birileri taciz etmişti ve beyaz atlı prensi bunu fark etmişti. Başımı başka bir yere çevirmek istedim. Bu samimiyet sinirlerimi bozuyordu.

"Ne olur sanıyorsun?" Diye sordum Farah'a dönerek. Dudağını büzdü. "İyi şeyler olmayacağı kesin," dedi tekrardan kızışan alana bakarak. "Baksana herkes saldırıya geçmek için bir çıt bekliyor."

Miran'a baktım. Yumruğunu sıkmış, zaten çatık olan kaşları imkanı varmış gibi daha da çatılmıştı. Yüzü gerilmiş her atağa karşı kendini korumaya almış gibiydi.

"O elini kıracağım şimdi," dedi Miran bıçak gibi keskin bir sesle. Sessizce yutkundum. Kırardı bundan adım gibi emindim. Ama sadece flörtleştiği bir kız için buna değer miydi bilmiyordum işte. Bu detay içimde bir yerlerde kıskançlık hissini uyandırmıştı. Uyanan his hemen Miran'ın arkasına sığınmış o güzel kıza odaklandı. Boyu benden çok da olmasa uzundu ve gerçekten hatırı sayılır bir güzelliğe sahipti. Kimin gözünde nasıldım bilmiyordum ama benim gözümde benden daha güzel duruyordu. Sinirlerim gerildi.

Herşey bir anda oldu, benim bile yetişemediğim bir hızla Miran adama saldırdı ve tek yumrukla yere serdi. Bunu kimse beklemiyormuş gibi kısa bir duraksama yaşanırken, ani şokla bir çığlık atmıştık Farah'la. Müzik anında durdu.

"Miran," diye bağırdı kız. Kaşlarım çatılırken, ona saldırma hissi çok baskın geldi. Bana ne oluyordu bilmiyorum ama ciddi anlamda bozulmuştum. En azından bu konuda haklı olduğumu düşünüyordum. Bu kadar kısa süre içerisinde birini bulabileceği gerçeği moralimi yerle bir etmişti. Kalabalık, karınca sürüsü gibi dağılırken, öne atıldım.

"Çağan," dedi Farah üzgün bir sesle, ben kıza kin biriktirirken. Bakışlarım ona kaydı.

"Ne?" Diye sordum anlamsızca.

"Çağan'a vuruyorlar," dediğinde herkesin kenara çekilip izlediği kavgaya döndü gözüm. Geçen bir kaç saniye de Miran yumrukla yere serdiği adamın üzerine eğilmiş ısrarla vuruyordu. İki arkadaşı da ona saldırmaya çalışan grubu engellemeye çalışıyordu. Tabii engellerken nasiplerini de alıyorlardı. İki taraf bir savaşın içerisinde tüm hırslarıyla yumruklarını sallarken, gözüme takılan silah içimde ki korkuya tuz dökmüştü. Küfürler havada uçuyor, takip edemediğim bir karmaşa vardı. İçlerinden bir adam belinde ki silahı ani bir hızla çıkarttı. Kalabalığın çığlıklar arasında izlediği bu kavgada şimdi akacak her damla kan önemliydi. Silahın devreye girdiği bir yerde ölüm çok yakındı herkese. Yumruklarını sıkmış Siraç'a tam söyleyecekken o benden önce fark etmişcesine atak yaptı. Çıkan kavga filmlerini izler gibi kenarda durup olayları izliyorduk. Birazdan bir kutu dolusu mısır bile sipariş verecektik sanırım. Birşeyler yapmak gerekiyordu ama bu çok riskliydi. Araya giren herkes kül olup gidecekti sanki.

HERCAİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin