•Bölüm 18• "Zaaf"

2K 91 18
                                    

{Ne kadar çok vote ve yorum gelirse bölüm de bir o kadar hızlı gelir. İyi okumalar.}

Beynimde biriken onca soruyla kendimi katlettim. Bu benim en acı suskunluğumdu.

Ne de çok güven kelimeleri biriktirmiştim içimde. Ve ne de çok aldanmıştım gülümsemelere.

"Zaman geçtikçe ziyan çoğalır," dedim durgun bir sesle. Daldığım düşüncelerde bir sürü buruk anı canlanıp sonra birer birer atlamışlardı uçurumdan.

"Ben ona tecavüz etmedim," diye savunmaya geçtiğinde alttan bir bakış attım yüzüne. Bu ciddiyetin altında paha biçilmez bir yalancı olma ihtimali az olsa da diğer türlüsü mantığımın dışındaydı. Kendimle çelişmeyi bırakmalı mıydım yoksa gerçekten bakmak yerine görmeli miydim? Bu sorunun tüm hayatıma mal olduğunu bilsemde sessizliğe gömüldüm.

"Seni gördüm. Ona dokunduğunu gördüm, bana bir daha asla yalan söyleme."

Bıkkınlıkla iç geçirdiğinde ayağa kalktım. "Burada daha fazla durmak istemiyorum," dedim çantamı koluma takarken. "Gelmem hataydı zaten."

Benimle beraber ayaklandı o da. "Beni dinle. Sana doğruları söylüyorum. Ona dokunmadım." Diye savunmaya geçtiğinde beynimde bir kayış kopmuş gibi hissettim. Yoğun bir sancı şah damarımdan kulağıma yayıldı ve tiz bir ses yankılandı içinde. Bir elim kulağıma giderken acıyla gözlerimi kapattım. Kulağımdan akışkan bir sıvı akacakmış gibiydi. "Ah!" Diye inledim acıyla. Sıvı kaynar bir sıcaklıktaydı sanki.

"Etkisini gösteriyor," dedi Ensar eliyle bileğimi tutarken. "İyi misin?"

Elimde ki çanta yere düşerken diğer elimi göğsüne koyup Ensar'a yaslandım. "Bana ne yaptın?" Diye sordum sinyal sesi kulaklarımın içinde yayılırken. "Canım yanıyor."

"Bu son güzelim, bundan sonra canın yanmayacak. Çok az kaldı, güven bana." Diye fısıldadı kulağıma doğru. Ardından bileğimi tuttuğu elini kaydırıp belime sardı. Boşta kalan eliyle başımı göğsüne yasladı ve hafifçe kendisiyle beraber beni koltuğa oturttu. Hiçbirşeye tepki veremeyecek kadar yoğun bir acı dönüyordu bedenimde. Çok ağır bir yükmüşüm gibi Ensar'ın üstüne yayıldım.

"Şimdi beni iyi dinle," dedi dudaklarını saçlarıma bastırıp. Gözlerim istemsizce kapanırken bilincim hala açıktı. "Geçmişin yüküyle daha fazla yaşamak istemiyorum."

Karnımda sızılar baş kaldırıyor, kanım çekiliyormuş gibi oluyordu.

"Rüya'yla defalarca birlikte olduk. Senin sevgilin olduğumu bile bile benimle kendi rızasıyla oldu. Çok saftın, hiçbirşeyi görmüyordun. Bize o kadar çok güveniyordun ki yan yana bırakıp gidebiliyordun rahatlıkla. Ama sana ihanet ettik. O zamanlar Miran çıktı karşımıza. Abisinin sana deli gibi aşık olduğundan bahsetmişti. Sürekli seni gözetlediğinden ve seni görmek için okula geldiğinden bahsetti." Dediğinde beynimden vurulmuş gibi şok yaşamıştım. Ayağa kalkmaya çalıştım ama domino taşı gibi tekrardan Ensar'ın üstüne yıkıldım. Sanırım kalbimde derin bir yara açılmıştı.

"Beni dinle Merza." Dedi başımı göğsüne sertçe yaslayıp hareketlerimi kısıtlarken. Nefesim kesiliyormuş gibi hissettim bir an. Şaşkınlığım o kadar geniş çaplıydı ki bir halka gibi etrafımı sarmıştı. Nasıl tepki vermem gerektiğini bilmiyordum. Bu yüzden yine en iyi olduğum şeyi yaptım ve sustum.

"Abisinin sevgilisinin ölümünden sorumlu olduğunu ve ona büyük bir darbe vurmak istediğini söyledi. Hatta sorumlu olarak seni de görüyordu. İçinde büyük bir kinle gelmişti. O zamanlar gözümde hiçbirşeydin. Seni sadece güzel olduğun için yanımda tutmak istiyordum. Rüya senden çok daha seksi ve şehvetliydi. Bu yüzden Miran seni kül etmek istediğinde anlaşmayı kabul ettim. Yüklü bir miktar teklif etti, Rüya başlarda kabul etmese de onu ikna etmek çok da zor olmadı."

HERCAİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin