•Bölüm 21• "Hesap"

1.6K 80 49
                                    


(Voteleyip yorum yapmayı unutmayın. Hikâyenin gidişatı nasıl ve bundan memnun musunuz lütfen belirtin. Görüşmek üzere... İyi okumalar...🦋)

               🦋...5 ay önce...🦋

"Sen, sen..."

İşaret parmağımı havalandırıp, içimde ki öfkeyi kusmak istercesine göğsüne bastırdım.

Dilime o kadar çok kelime geliyordu ki hangisini söyleyeceğim konusunda kararsızdım. Bir yandan da hiçbirşey söylememe isteğim körükleniyordu.

Farah, beni yatıştırmak istercesine koluma girdiğinde onu ittirdim.

"Bırak!" Diye bağırdım sinirle. Yanaklarım cayır cayır yanıyor, göz altlarım eşlik etmek istercesine kıpkırmızıydı.

"Sen bunun ne yaptığını biliyor musun?"

Başını olumsuzca salladı. Rüya'yla aramızda ufak bir anlaşmazlık olduğunu düşünüyordu ama ufak bölümü tamamen yalandı.

Bir çıkış yolu istiyordum bu dünyadan. Öfke dolu bakışlarım sahibini bulmak istercesine geri döndü.

"Ben senin için kabul ettim," dedim buruk bir sesle. "Senin için hayatımı feda ettim sanıyordum, o adam bana ne kadar işkence etse de ben sevdiklerim için susuyorum diye kendimi avuttum. Gecenin karanlığında ağladım, sabahın güneşinde güldüm, sırf alaşağı olduğumu kimse bilmesin o adam sevinmesin diye. Ama siz beraber seviniyor muşsunuz..." Sesim sona doğru inanamıyormuş gibi kısılmıştı.

"Ne?" Diye sordu Farah dehşetle. "Ne diyorsun sen Merza?"

Güldüm.

"Sen bilmiyor muydun? Hah! Desene seni de boynuzlamışlar," dedim alayla.

Bana ne olduğunu anlamıyormuş gibi baktığında, Rüya'yı gösterdim. Boynu pişmanlıkla bükülen Rüya'yı.

"Sevgili can dostunun Ensar'la fotoğraflarını gördüm. Hemde benim odamda, benim yatağımda," dediğinde Farah'ın bakışları Rüya'ya dönmüştü. Gözleri gerçekliğini tartmak istercesine dikkatle bakarken, "Hepsi bunlarla da sınırlı değil," dedim.

"Biliyor musun Farah? Ensar ölmemiş. Üstelik Miran ve Rüya'nın da işbirlikçisiymiş. Beraber plan yapmışlar. Hani o tecavüz mecavüz olayı var ya... Hepsi dalavere işte. Sırf Miran'ın piyonu olmam için para karşılığı kabul etmişler. İnanabiliyor musun? Ben inanmamıştım çünkü, ta ki delilleri görene kadar..."

Tek bir nefeste bütün olup bitenleri bir küfür gibi Rüya ve Farah'ın yüzüne vurmuştum. Saçma bir oyunun bitik bir kurbanı olduğum konusunda muhtemelen hem fikirdik. Çünkü bu oyunda bütün herşeyini kaybeden bendim.

"Bunlar doğru mu Rüya?" Diye sordu Farah titreyen sesiyle. "Sen bunu yaptın mı gerçekten?"

Her ne kadar inanmak istemese de bir kenarlarda gerçek olduğunu ona söyleyen bir tarafı vardı. O da benim gibi parçaları birleştiriyordu beyninde ve sonunda doğruluğunu ispat edecekti kendine.

"Özür dilerim çocukluk aklıydı," dedi Rüya uzun bir sessizlikten sonra akan gözyaşlarını silerken. Ona nefretle baktım. Hiç aklıma gelmezdi beraber büyüdüğüm bir insana düşmanca bakacağım.

"Senin o çocukluk aklı dediğin şey yüzünden ben bebeğimden oldum," diye bağırdım acıyla. "Senin o çocukluk aklı dediğin şey yüzünden ben ailemden oldum, aklımdan oldum."

"Bu kadar şey olacağını bilmiyordum," dedi açıklamak istercesine. "O zamanlar aklım sadece Ensar'daydı. Sen ona yakın oldukça benim içim acıyordu, aramızdan çık istedim. Beni sevsin istedim."

HERCAİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin